Türkiye Tasarım Vakfı’nın düzenlediği çalıştayda hükümete çağrı: ‘Uluslararası yatırımcılar Hatay’a çekilmeli’

Türkiye Tasarım Vakfı’nın düzenlediği çalıştayda hükümete çağrı: ‘Uluslararası yatırımcılar Hatay’a çekilmeli’

Türkiye Tasarım Vakfı, depremde büyük yara alan Hatay’ın ihyası için yerli ve yabancı uzmanları çalıştayda buluşturdu. Çalıştaya katılan Japon Asıllı Amerikalı yapı mühendisi Dr. Kit Miyamato’dan ise hükümete şu çağrı geldi: Japonya, Kobe’de 1995’teki depremin ardından özel yatırımı teşvik etti, şehir birkaç yılda toparlandı. Hatay’ın ise zengin bir tarihe ve canlı bir kültüre sahip olması gibi bir özgünlüğü var. Buraya uluslararası özel sektör yatırımlarını çekmek için çaba göstermeli.”

Türkiye Tasarım Vakfı, depremden etkilenen Hatay’ın tarihi merkezinin yeniden hayat bulması için kolları sıvadı. Vakıf, Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde Bilim Kurulu iş birliğiyle şehrin kültürel mirasının ve kent kimliğinin korunmasını amaçlayan ‘Antakya Tarihi Kent Merkezi Koruma Amaçlı Planlama Çalışmaları’ için bir çalıştay düzenledi. 1 Eylül’de Atatürk Kültür Merkezi’nin fuaye alanında gerçekleştirilen çalıştayda, ulusal ve uluslararası alanda tarihçilerden, arkeologlardan, yer bilimcilerden, şehir plancılarından ve mimarlardan oluşan 15 farklı disiplinden yerli ve yabancı fikir önderleri ile gönüllülerden oluşan bir çalışma grubunun yer aldığı çalıştaya liderlik eden Türkiye Tasarım Vakfı, Bilim Kurulu’nun çalışmalarında gönüllü yer alarak koruma planları ile Hatay’ı, aslına uygun şekilde ihya süreçlerinde çalışmaya başladı. Çalıştayda Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Foster+ Partners, KEYM (Kentsel Yenileme Merkezi) ve DB Architects iş birliğinde yürütülen çalışmalar masaya yatırıldı. Çalıştay, bölgede yaşayanların ihtiyaç ve beklentilerini de dikkate alan kolektif bir disiplinle, katılımcı ve şeffaf bir şekilde yürütüldü.

ojighjgh.jpg

‘AMAÇ KÜLTÜR MİRASINI KORUYARAK GELECEĞE AKTARMAK’

Türkiye Tasarım Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kalyoncu, katıldığı çalıştaya ilişkin şu değerlendirmede bulundu:

“Hepimiz için tarihsel ve millî bir önemi olan Hatay’ımızın tarihi merkezinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın öncülüğünde yürütülecek koruma amaçlı planlama çalışmalarına Türkiye Tasarım Vakfı olarak gönüllü katkı için yakın zamanda aksiyon almaya başladık. Değerli paydaşlarımızın da katılımıyla düzenlediğimiz çalıştayda bu aksiyon planlarını tartıştık. Ulusal ve uluslararası uzmanlarla birlikte oluşturduğumuz çalışma grubumuz ve Hatay’a gönül veren tüm paydaşlarımızın katkısı ile bu eşsiz mirasın bizden sonraki nesillere aktarılmasını ve tarihi Hatay merkezinin korunmuş kültür mirasıyla birlikte daha yaşanabilir ve dayanıklı bir hale gelmesini amaçlıyoruz. Çalıştay raporumuzun, ülkemizin tarihi kent merkezlerinin geleceğine ışık tutacak bir değer ortaya koyacağına inanıyoruz.”

Şehri yeniden kalkındırmayı kendilerine vazife edindiklerini ifade eden Kalyoncu, kentleri ileriye taşımak amacıyla hareket ettiklerini ve Cumhuriyetin 100. yılına yakışır kentsel stratejiler oluşturarak şehirlerin kentsel refah seviyesini artırmayı amaçladıklarını vurguladı. Proje paydaşlarından Foster + Partners Ortağı ve Stüdyo Lideri Nigel Dancey da, “Türkiye’deki mimarlık, planlama, kentsel tasarım ve mühendislik uzmanlarıyla iş birliği yaparak tarihsel Antakya kenti için yapılacak planlamalara yardımcı olmak için sabırsızlanıyoruz” dedi. Keym Kentsel Yenileme Merkezi Kurucu Ortağı Cem Yılmaz da şunları ifade etti:

“Kuracağımız ulusal ve uluslararası iş birlikleri hem ülkemize ve dünyaya birlikte çalışmayı ve yaşamayı öğretecek; hem de zamanımızın en önemli kentsel problemlerinden olan kopuk kentsel kamusal mekânlar sorununu ortadan kaldıracak... Önce biz umudun şehri Hatay’ı yeniden ihya edeceğiz, sonra da o bizi ve umutlarımızı ihya edecek.”

‘ŞEHRİ 1940’LARDAKİ HALİNE KAVUŞTURMAK İSTİYORUZ’

DB Mimarlık Kurucu Ortak Bünyamin Derman ise Hatay’daki en önemli unsurun ‘toprak kaybetmeden dönüşüm’ olduğunun önemini vurgulayarak “Hatay’da iki tane önemli antik kent bulunuyor; Seleukeia Pieria ve Antiokheia. Hatay tam olarak katman katman bir şehir. Biz planlamalarımızı yaparken arkeoloji hocalarımızın da katkıları ile ilerliyoruz. Şehri 1940’ların eski Hatay’ına kavuşturmak istiyoruz. Asi Nehri’nin yeniden kimliklendirilmesinden, yeşil alan planlarına; Uzun Çarşı’nın, kiliselerin, camilerin, hamamların ve havraların, dolayısıyla şehrin taşıyıcı ayaklarının yeniden yapılanmasına kadar çalışmalarımızı titizlikle yürütüyoruz” ifadelerini kullandı. Derman sözlerine şöyle devam etti: “Hatay, Efes’ten sonraki en büyük antik kentleri barındıran bir Roma şehri. Tarihteki büyük depremlerde 7 defa yıkılmış. Hatta bazı uzmanlar 33 kez yıkıldığını söylüyor. Bu son depremde ise kentin yüzde 80’i yıkılmış durumda. Bu yüzden depremden diğer etkilenen şehirlerden daha özel bir durumu var. Ayrıca hem arkeolojik hem de dini mozaik özelliği, Hatay’ın daha özel bir şehir planlamasına ihtiyacı olduğunu ortaya koyuyor. Bu ihtiyaçlar ışığında geleceğin dünyasını göz önünde bulunduracak şekilde altyapı çalışmaları ve akıllı şehir uygulamaları öneriyoruz. Buna göre; merkez bölgeleri, idari binaları şehrin çeperlerine atmamız, şehrin alt tarafında akan bir ulaşım, üst tarafında da raylı sistemleri oturtmamız gerekiyor. Ayrıca camileri, kiliseleri ve havraları öne çıkararak şehrin siluetini oluşturmasını, böylece kimliğini korumasını planlıyoruz.”

06kr02man1.jpg

‘DÜZENLEMELER BASİTLEŞTİRİLEREK ÖZEL YATIRIM TEŞVİK EDİLMELİ’

Yapısal mühendislik ve felaket risk azaltma alanlarında uluslararası düzeyde çalışmalar yapan Dr. Kit Miyamato çalıştaya çevrim içi olarak katılan isimler arasında yer aldı. Japon asıllı Amerikalı yapı mühendisi Dr. Miyamato şöyle konuştu:

“Bu tür bir felaket sonrası Hatay’ın toplumsal sermayesini yeniden kurabilmek için doğru strateji ve çabalar gerekiyor. Öte yandan, dünya genelindeki iyi ve kötü örneklerden ders çıkarabiliriz. Bazı ülkeler benzer felaketlerin ardından başarılı bir şekilde toparlanmayı başarırken, diğerleri zorlanmıştır. Burada unutmamamız gereken önemli nokta; şehirdeki tüm planlamanın kamusal kaynaklarla finanse edilmediğidir, çünkü büyük bir bölümü özel yatırıma dayanıyor. Örneğin, Japonya’nın Kobe şehrinde 1995 yılında yaşanan yıkıcı depremde 6 binden fazla insan hayatını kaybetti ve büyük zararlar meydana geldi. Ancak Japonya, bölgeyi yatırıma uygun hale getirmek için düzenlemeleri basitleştirerek ve özel yatırımı teşvik ederek adımlar attı. Bu, Kobe’nin sadece birkaç yıl içinde daha güçlü bir şekilde toparlanmasına yol açtı. Hatay’ın ise zengin bir tarihe ve canlı bir kültüre sahip olması gibi bir özgünlüğü var. Bu özgünlük, uluslararası yatırımcılar için büyük bir çekicilik unsuru olabilir. Buraya özel sektör yatırımlarını çekmek için çaba göstermeliyiz.”

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN