Sirkadiyen ritim denilen biyolojik saat üzerine yaptıkları araştırmayla bu yıl Nobel Tıp Ödülü’nün kazanan üç bilim insanı sağlıklı yaşam için önerilerini şöyle sıralıyor: Sabah kahvesini 09.30’dan sonra için, grip aşısını en geç öğlene kadar yaptırın, gece yemek yemeyin, vardiyalı çalışmayın.
21’inci yüzyılda sofistike görünen varlığımızın altından aslında basit bir gerçek var: Hayatımız temelde sirkadyen ritimler olarak adlandırılan biyolojik döngüler tarafından yönetiliyor. Bu ritim içinde yemek, içmek, uyumak ve hatta aşı olmak bile bulunuyor. ABD’li bilim insanları Jeffrey Hall, Michael Rosbash ve Michael Young’a Nobel Tıp Ödülü’nü kazandıran biyolojik saatin ayrıntıları sağlığımız için çok önemli. Örneğin güneş ışığına ve karanlığa maruz kalmanın doğal döngüsünü değiştiren modern elektrikle aydınlatılmış hayatımız, kalp rahatsızlığı ve obezite gibi hastalıkların riskini nasıl arttırdığını gösteriyor. 1984’te bu üç araştırmacı, insanlardaki tüm gün biyolojik saati çalıştıran bir gen tespit etti. Bu genin vücudumuzun dünya devrimlerine, gündüzle gece arasındaki kaymalara senkron olmasını sağladığını buldu. Araştırmacılar, bu genden yoksun meyve sineklerinin kan basıncı, kalp hızı, sıcaklık, hormon seviyeleri, metabolizma, uyku ve hatta davranış gibi en temel biyolojik işlevlerini kontrol edemediğini tespit etti.
Daha sonradan Bath ve Surrey üniversitelerindeki araştırmacılar geçtiğimiz günlerde kaslarımızda sirkadiyen saatlerin bulunup bulunmadığını keşfettiklerini ve bunun bozulmasının tip 2 diyabet gelişimiyle bağlantılı olabileceğini bildirdi. Zira düşük kalitede uyku kas saatlerini bozabiliyor, insülin direncini tetikliyor, kan şekeri düzeyini yükseltiyor. Kişinin vücut saati bebekken dünyanın ışığına ilk maruz kaldığında ayarlanıyor. Dolayısıyla herkesinki birbirinden farklı. Bazıları gece geç uyur, bazıları ise erkenden yatağa gider. Gece ya da gündüz insanı olmak doğum saatine de bağlı görünüyor. Binlerce Amerikalı öğrenciye yönelik bir araştırma, sabah doğanların sabahları gerçekleştirilen IQ testlerinde daha iyi puan aldığını ortaya koydu. Günün ilerleyen saatlerinde doğanlar ise öğleden sonra yapılan testlerde daha başarılıydı. İşte bu kişiler baykuş yani geç uyuyanlar olarak değerlendiriliyor. Peki bir kişi neyi ne zaman yapmalı ki hem biyolojik saatini bozmasın hem de yaptığı sağlığına fayda sağlasın. işte öneriler...
09.30’DAN ÖNCE KAHVE FİNCANINA UZANMAYIN
Sabahları uyku halini geçirmek için pek çok kişi kahve içiyor. Sabah 08.00’den 09.00’a kadar uyarılma hormonu (kortizol) bizi uyandırır. Bilim insarları bu uyarılmaya bir de kahve eklenirse vücudun kafeine toleransını artırmaktan başka bir işe yaramayacağını söylüyor. Bu nedenle kortizol seviyesinin düştüğü 09.30’dan 11.30’a kadar içilmesini tavsiye ediyor.
BİYOLOJİK SAATİNİZ İÇİN DİKKAT!
* Sabah olursanız daha etkili
Sirkadiyen ritimlerimiz grip aşısı gibi aşıların olması için en iyi zamanın sabah olduğunu söylüyor. Birmingham Üniversitesi’nden araştırmacıları geçen yıl öğleden önce grip virüsüne karşı aşılanan yaşlı hastaların mevsimlik virüslere karşı daha fazla antikor ürettiklerini bildirdi. Araştırmacılar, grip aşıları sadece sabah uygulandığında, bunun her yıl 2 bin 400 kişiyi ölümden kurtardığını iddia etti.
* Geç yeme, şişmanlama
ABD’li araştırmacılar, günün son öğününü yatış saatlerine yakın yiyen kişilerin, yediği miktardan bağımsız, fazla kilolu olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu buldu. İnsan vücudu sirkadiyen saatlerine göre uyku moduna geçmek üzereyken yiyecekleri verimli şekilde işleyemez. Normal uykudayken, karaciğer enerji için glikoz yakmaya, gün boyunca depoladığı yağları yakmaya geçer. Ancak, eğer bu döngü yatmadan önce yemek yiyerek bozulursa, sindirim sistemini tekrar canlandırır, karaciğer yakmak yerine yağ depolamak için geri döner ve kilo almasına yol açabilir.
* Gece çalışmak zararlı
Prof. Michael Rosbash, vücudun saatlerine mümkün olduğunca saygı gösterilmesi gerektiğini savunuyor. Gece vardiyalı çalışanlar gibi bazı insanlar için bu mümkün değil. Ama bu kalp rahatsızlığı ve kanser gibi ciddi hastalıkların riskini önemli ölçüde artırıyor. Rosbash “Vücut saatinin sürekli değiştiği yerde vardiya çalışması, psikolojiden fizyolojiye kadar birçok düzeyde gerçekten zararlı” diyerek gece vardiyalı çalışanlardan görülen obezitenin normalden üç kat daha fazla olduğunu tespit etti.