Tıbbi literatürde sıklıkla karşımıza çıkan ve halk arasında zihin bulanıklığı olarak tarif edilen bu durum, kişinin bilişsel yeteneklerinde meydana gelen belirgin bir yavaşlamayı ifade eder. Kişi, karşısındakini dinlerken söylenenleri algılamakta güçlük çeker, hafızasında tutmakta zorlanır ve konuşma esnasında kendini ortamdan kopuk, sanki orada değilmiş gibi hisseder. Eskiden zihinden saniyeler içinde yapılan matematiksel işlemlerin artık hesap makinesine veya telefon desteğine ihtiyaç duyulmadan yapılamaması, bu durumun en somut göstergelerinden biridir. Doktor Ümit Aktaş, bu durumun sadece yetişkinlerin iş hayatını değil, okul çağındaki çocukların ders odaklanmasını da etkilediğini ve dikkat eksikliği ile karıştırıldığını söyledi.
BİYOLOJİK KÖKEN VE BAŞ ŞÜPHELİ
Dr. Aktaş'a göre, zihni kaplayan bu sisli durumun arkasındaki nedenler araştırıldığında, oklar bir ana faktörü işaret etmektedir. Yapılan incelemeler, bu tablonun oluşmasındaki bir numaralı etkenin beslenme kaynaklı hassasiyetler, özellikle de gluten intoleransı olduğunu ortaya koyuyor. Vücudun bu proteine verdiği tepki, sadece sindirim sistemini değil, doğrudan beyin fonksiyonlarını ve algı mekanizmasını hedef alır. Aktaş, bağırsak florasındaki bozulma ile zihinsel berraklığın kaybı arasında doğrudan ve güçlü bir bağlantı olduğunu söyledi.

ZİHNİ BERRAKLAŞTIRAN STRATEJİK ADIMLAR
Bu durumun tedavisi olduğunu söyleyen Dr. Aktaş, tedavi sürecinde atılması gereken ilk ve en radikal adımın, beslenme alışkanlıklarını yeniden düzenlemekten geçtiğini de belirtti. Glutenin diyetten çıkarılması, iyileşme sürecinin temelini oluşturur. Ancak vücudun toparlanması için sadece yasaklar yeterli değildir; eksilen yapı taşlarının yerine konması gerekir. Bu noktada Krill yağı, D vitamini ve magnezyum gibi takviyelerin yanı sıra, sinir sistemi onarımı için kritik olan B12 ve B9 (folik asit) vitaminlerinin kullanımı büyük önem taşır.
BAĞIRSAK VE BEYİN HATTINI ONARMAK
Zihinsel bulanıklık yaşayan bireylerde probiyotik kaybının yüksek olduğu ve bağırsak florasının hasar gördüğünü belirten Aktaş, tedavi protokolünün, kaybedilen yararlı bakterilerin geri kazanılmasını da kapsaması gerektiğini belirtti. Probiyotik takviyelerinin ötesinde, mutfak kültürümüzün kadim öğeleri olan ev yoğurdu, sirke ve turşu gibi doğal fermente gıdaların tüketimi, florayı yeniden canlandırarak zihindeki sisin dağılmasına yardımcı olur.


