Apandis kanseri, uzun yıllar son derece nadir görülen ve genellikle ileri yaşlarda teşhis edilen bir hastalıktı. Ancak son dönemde bu kanser türü, giderek daha genç yaş gruplarında görülmeye başladı.
Bugüne dek tıp dünyasında son derece nadir görülen ve genellikle ileri yaşlarda rastlanan apandis kanseri, son yıllarda dikkat çekici bir şekilde genç bireylerde daha sık görülmeye başladı. 1970 sonrası doğanlarda bu kanser türünün görülme sıklığı, önceki kuşaklara göre üç ila dört kat artmış durumda. Annals of Internal Medicine dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, bu eğilimin sadece tesadüf olmadığını ve altında yatan potansiyel nedenlerin ciddi biçimde araştırılması gerektiğini ortaya koyuyor.
APANDİS: GENELDE GÖZDEN KAÇAN BİR ORGAN
Kalın bağırsağa bağlı küçük, parmak şeklinde bir kese olan apandis, tıp dünyasında en çok iltihaplanarak apandisit sorununa yol açmasıyla bilinir. Acil cerrahi müdahale gerektiren bu durum yaygın olsa da, apandis dokusunda kanser gelişebileceği bilgisi çok daha az biliniyor. Bu da hem kamuoyu hem de hekimler arasında farkındalık eksikliğine yol açıyor.
VAKA SAYISI HÂLÂ AZ, ANCAK ARTIŞ HIZI ENDİŞE VERİCİ
Her yıl hâlâ yalnızca milyonda birkaç kişiyi etkileyen apandis kanseri, nadir hastalıklar kategorisinde yer almaya devam ediyor. Ancak özellikle genç yetişkinlerdeki artış, bu hastalığın göz ardı edilmemesi gerektiğini gösteriyor. Günümüzde apandis kanseri vakalarının yaklaşık üçte biri 50 yaş altı bireylerde teşhis ediliyor. Bu oran, birçok sindirim sistemi kanseriyle karşılaştırıldığında oldukça yüksek.
ARTIŞIN OLASI NEDENLERİ NELER?
Apandis kanserindeki artışın kesin nedeni henüz ortaya konmuş değil. Ancak uzmanlar, modern yaşam tarzındaki değişimlerin ve çevresel etkenlerin bu eğilimde etkili olabileceğini belirtiyor. Öne çıkan olası risk faktörleri arasında şunlar bulunuyor:
Obezite: 1970’lerden bu yana dünya genelinde obezite oranları hızla arttı. Aşırı kilo, sindirim sistemi kanserleri başta olmak üzere birçok sağlık sorunuyla ilişkilendiriliyor.
Beslenme alışkanlıkları: İşlenmiş gıdalar, şekerli içecekler, kırmızı ve işlenmiş et tüketiminin artması, sindirim sistemi kanser riskini artıran önemli unsurlar arasında yer alıyor.
Hareketsiz yaşam tarzı: Uzun süre oturarak geçirilen zaman ve düşük fiziksel aktivite seviyesi, kanser riskini yükselten faktörlerden biri olarak değerlendiriliyor.
Çevresel faktörler: Endüstriyel tarım, plastik ve kimyasal madde kullanımı, su kalitesindeki bozulma gibi unsurların vücutta kanserojen etkiler oluşturabileceği düşünülüyor. Bu alanlarda daha fazla araştırma yapılması gerektiği vurgulanıyor.
ERKEN TEŞHİS NEDEN BU KADAR ZOR?
Apandis kanserinin teşhisini zorlaştıran en önemli etkenlerden biri, belirgin ve özgün semptomlarının olmaması. Hastalık, genellikle hafif karın ağrısı, şişkinlik ya da bağırsak alışkanlıklarında değişiklik gibi başka durumlarla karıştırılabilecek belirtilerle kendini gösteriyor. Tarama testlerinin olmayışı da bu sorunu büyütüyor. Bu nedenle çoğu vaka, genellikle apandisit şüphesiyle yapılan ameliyatlar sırasında tesadüfen fark ediliyor — ve çoğu zaman hastalık çoktan ilerlemiş oluyor.
Apandis kanseri şu anda rutin tarama programlarına dahil değil, çünkü hem çok nadir görülüyor hem de apandis dokusunun görüntülenmesi teknik olarak oldukça zor.
DİĞER SİNDİRİM SİSTEMİ KANSERLERİ DE YÜKSELİŞTE
Apandis kanserindeki artış, genel bir sağlık eğiliminin parçası olabilir. Son yıllarda kolon, rektum ve mide kanserleri gibi diğer sindirim sistemi kanserlerinde de benzer artışlar gözlemleniyor. Bu durumun ardında, genetik yatkınlıkların yanı sıra yaşam tarzı değişimleri, çevresel toksinlere maruz kalma ve hatta bağırsak mikrobiyomundaki bozulmalar gibi nedenler yatıyor olabilir.
Özellikle antibiyotik kullanımındaki artış — hem tıpta hem de tarımda — bağırsak florasında dengesizliklere yol açarak kanser riskini artırabilir. Araştırmacılar, bu bağlantıları daha net ortaya koymak için çalışmalarını sürdürüyor.
NE YAPMALI?
Sciencealert'in aktardığına göre; henüz yaygın bir teşhis yöntemi bulunmayan bu nadir kanser türüne karşı en etkili yaklaşım, önleme ve farkındalık oluyor. Uzmanların önerileri şöyle:
Sağlıklı kiloyu korumak
Sebze, meyve ve tam tahıl açısından zengin bir beslenme düzeni uygulamak
Düzenli fiziksel aktivite
Tütün ve alkol kullanımından uzak durmak
Ayrıca, özellikle genç yetişkinlerde uzun süreli, tekrarlayan ya da açıklanamayan karın ağrısı gibi belirtiler olduğunda hekime başvurmak büyük önem taşıyor.