Dünya genelinde beslenme alışkanlıkları alarm veriyor. Tıp dünyasının saygın yayınlarından Lancet dergisinde yayımlanan üç ayrı kapsamlı araştırma, modern çağın beslenme tehdidi olan ultra işlenmiş gıdaların (UİG) küresel ölçekte geleneksel beslenme düzenini geride bırakarak halk sağlığını ciddi şekilde tehdit ettiğini gözler önüne serdi.
Araştırmalar, bu endüstriyel ürünlerin beslenme kalitesini dramatik bir şekilde düşürdüğünü ve son yıllarda kronik hastalıkların yaygınlaşmasındaki en büyük etkenlerden biri olduğunu kanıtlıyor. Uzmanlar, uluslararası işbirliği ve eş zamanlı politika paketleri olmadan bu küresel salgının önüne geçilemeyeceği konusunda hükümetleri acilen uyarıyor.

ULTRA İŞLENMİŞ GIDA NEDİR VE NASIL TEHDİT OLUŞTURUYOR?
Ultra işlenmiş gıdalar (UİG), yalnızca doğal malzemelerle değil; çoğunlukla endüstriyel bileşenler, kozmetik katkı maddeleri (renklendiriciler, emülgatörler vb.) ve minimum düzeyde doğal ham madde kullanılarak üretilen ürünler olarak tanımlanıyor. Paketlenmiş atıştırmalıklar, gazlı içecekler, cipsler, hazır çorbalar ve pek çok kahvaltılık gevrek, bu kategoriye çarpıcı örnekler teşkil ediyor.
Çalışmalar, bu gıdaların sadece boş kalori kaynağı olmakla kalmayıp, aynı zamanda yüksek oranda şeker ve doymuş yağ içerdiğini, buna karşın hayati öneme sahip lif, vitamin ve mineraller açısından son derece fakir olduğunu gösteriyor.
KRONİK HASTALIK RİSKİNDE KORKUTUCU ARTIŞ
Lancet’teki araştırmaların en dikkat çekici bulgusu, ultra işlenmiş gıdaların neden olduğu sağlık risklerinin büyüklüğü. 104 uzun süreli araştırmanın incelendiği bir derleme, bu çalışmaların 92’sinin UİG tüketimi ile ciddi sağlık sorunları arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu saptadı.
Ultra işlenmiş gıdaların düzenli tüketimi;
- Obezite,
- Tip 2 Diyabet,
- Hipertansiyon ve Yüksek Kolesterol,
- Kalp-Damar Hastalıkları ve Böbrek Hastalıkları,
- Crohn Hastalığı (iltihaplı bağırsak hastalığı),
- Depresyon ve Anksiyete gibi psikolojik sorunlar,
- Erken ölüm riski
gibi bir dizi kronik rahatsızlığın riskini önemli ölçüde artırıyor.
Klinik deneyler, bu gıdaların hızlı ve kontrolsüz yeme davranışını tetikleyerek yetişkinlerde günde 500 ila 800 kalori fazladan tüketime yol açtığını bilimsel olarak kanıtladı.

SORUN İRADE DEĞİL, KÜRESEL GIDA ENDÜSTRİSİNİN GÜCÜ
Uzmanlar, sorunun merkezine bireysel "irade eksikliğini" koyan yaygın kanıyı reddediyor. Araştırma, asıl meselenin küresel çapta etkili ve güçlü bir gıda endüstrisinin ticari gücü olduğunu vurguluyor. Ultra işlenmiş gıdaların tüketimi, yıllardır başta ABD, İngiltere, Kanada ve Avustralya gibi ülkelerde olmak üzere pek çok yerde hızla yükseliyor. Bu ülkelerde günlük enerji alımının neredeyse yarısı (%50) bu endüstriyel ürünlerden sağlanıyor.
Uzmanlar, ultra işlenmiş gıda şirketlerinin lobi faaliyetleri ve stratejilerinin, tarihsel olarak tütün ve fosil yakıt endüstrilerinin halk sağlığı girişimlerini erteleme taktikleriyle benzerlik gösterdiğinin altını çiziyor.
ACİL EYLEM PLANI İÇİN DÖRT TEMEL ÖNERİ
Araştırmacılar, bu kritik küresel sağlık sorununu çözmek için hükümetlerin derhal uygulamaya koyabileceği dört ana politika alanı öneriyor. Bu öneriler, sadece etiketleme değil, tedarik zincirinden pazar düzenlemesine kadar kapsamlı bir dönüşümü hedefliyor:
1. ÜRÜNLERİN DÜZENLENMESİ
Mevcut uygulamalar olan yeniden formülasyon (örneğin şeker yerine yapay tatlandırıcı kullanımı) yeterli görülmüyor. Daha katı düzenlemelerle belirli kozmetik katkı maddelerine sınır getirilmeli ve tüketicilere şeffaflık sağlamak adına ürünlerin işlenmişlik düzeyini gösteren resmi işaretleyiciler tanımlanmalıdır.
2. GIDA ORTAMININ DÜZENLENMESİ
Bu alan, tüketiciyi korumayı ve sağlıklı seçenekleri teşvik etmeyi amaçlıyor:
- Ambalaj ön yüzüne, ürünün potansiyel risklerini belirten zorunlu uyarı etiketleri konulmalı.
- 18 yaş altındaki çocukların dijital dahil tüm mecralarda gıda reklamlarından korunması sağlanmalı.
- Şekerli içecekler ve seçilmiş ultra işlenmiş gıdalara en az yüzde 20 oranında vergi uygulanmalı.
- Okul, hastane ve kamusal alanlardan UİG’ler tamamen kaldırılmalı.
- Süpermarket raflarında ultra işlenmiş ürünlerin oranı yasal düzenlemelerle azaltılmalı.
3. ŞİRKET GÜCÜNÜN SINIRLANDIRILMASI
Gıda devlerinin piyasadaki hakimiyetini kırmak için harekete geçilmeli. Şirketlerin satış portföyleri yakından izlenmeli, tekelleşmeye karşı rekabet kuralları güçlendirilmeli ve vergi düzenlemeleri aracılığıyla bu şirketlerin piyasa üzerindeki baskınlığı engellenmelidir.
4. TARIM VE TEDARİK ZİNCİRLERİNİN YENİDEN DÜZENLENMESİ
Sağlıksız UİG üretimine hammadde sağlayan mevcut tarım teşvikleri değiştirilmelidir. Mısır, soya ve şeker gibi tek ürün destekleri yerine, sağlıklı gıda üretimine teşvikler sağlanmalı ve çevre politikaları ile beslenme hedefleri arasında tam bir uyum yakalanmalıdır.
Araştırmacılar, uyarısını şu kesin ifadelerle sonlandırıyor: “Acil ve kapsamlı eylem olmazsa ultra işlenmiş gıdalar yükselmeye devam edecek, sağlığı, ekonomiyi, kültürü ve gezegeni olumsuz etkileyecek. Şimdi harekete geçme zamanı.”
