Mevsimsel grip enfeksiyonu, özellikle 65 yaş ve üzeri nüfus için yüksek hastalık riski ve ağır seyretme potansiyeli nedeniyle ciddi bir halk sağlığı meselesi olarak ön plana çıkıyor.
İlerleyen yaşa bağlı bağışıklık sistemindeki düşüş ve sıklıkla eşlik eden kronik hastalıklar (diyabet, kalp hastalığı, kronik akciğer hastalıkları vb.) bu bireyleri, zatürre, bronşit ve sinüzit gibi ciddi komplikasyonlara karşı savunmasız bırakıyor.
Bu nedenle, kış aylarında solunum yolu rahatsızlıklarının artış göstermesiyle birlikte şiddetlenen grip salgınlarından korunmak için bu risk grubunun aşılanması, bireysel sağlığın ötesinde toplum sağlığı açısından da kritik bir rol üstleniyor.
GRİP AŞISI NE ZAMAN YAPILMALI?
Grip aşısı, her yıl sirküle etmesi beklenen Influenza A ve Influenza B virüs varyantlarına karşı geniş spektrumlu koruma sağlamak üzere formüle ediliyor.
Aşının maksimum koruyuculuk düzeyine ulaşması için mevsimsel grip salgınları başlamadan önce, ideal olarak eylül ve kasım ayları arasında uygulanması tavsiye ediliyor.
Aşı uygulamasından yaklaşık iki hafta sonra vücutta koruyucu antikorlar gelişmeye başlıyor.
Daha önce hiç aşı olmamış 6 ay ile 8 yaş arasındaki çocuklar için 4 hafta ara ile iki tam doz önerilirken, 9 yaş ve üzeri bireyler için tek doz aşı yeterli oluyor.
65 yaş üstü ve kronik hastalığı olan bireylerin, gribin en yoğun görüldüğü dönemlerden önce, yani aralık ayına kadar aşılarını yaptırarak bağışıklık kalkanını güçlendirmeleri elzem.
Yaşlılarda yüzde 5'lik kilo değişimi, zihinsel düşüşü hızlandırıyor!
GRİP AŞISI GRİPTEN KORUR MU?
Toplumda, "Aşı oldum ama yine de grip oldum" şeklindeki yaygın kaygılar, grip aşısının işlevi hakkında yanlış algılardan kaynaklanıyor.
Grip aşısı, gribe yakalanma riskini tamamen ortadan kaldırmasa da, asıl ve en büyük faydası, hastalığın çok daha hafif atlatılmasını sağlıyor.
Bilimsel veriler, grip aşısı yaptıran bireylerde, hastaneye yatış, yoğun bakım ihtiyacı ve ölüm riskinin önemli ölçüde azaldığını net bir şekilde gösteriyor.
Aşı, özellikle zatürre gibi hayati tehlike taşıyan ciddi komplikasyonları önlemede temel bir korunma stratejisidir ve toplumsal bağışıklık seviyesini yükseltmede kilit bir role sahip.
GRİP Mİ KORONAVİRÜS MÜ NASIL ANLAŞILIR?
Mevsimsel solunum yolu enfeksiyonları bağlamında grip ve koronavirüs (Covid-19) arasındaki farklar büyük önem taşıyor.
Her iki hastalık da benzer semptomlarla başlayabilse de, tat ve koku kaybı, ishal gibi farklı belirtiler Covid-19'a işaret edebilir.
Ancak kesin ayrım için PCR testi gibi laboratuvar analizleri gerekli.
Özellikle 75 yaş üzeri bireyler için, koronavirüs riski hâlâ geçerliliğini korumakta ve bu yaş grubunda yoğun bakım ve ölüm oranları yüksek seyrediyor.
Bu nedenle, grip aşısının yanı sıra, güncel Covid-19 aşı takvimine uyum ve genel halk sağlığı önlemlerinin sürdürülmesi büyük önem arz ediyor.
İki virüsün aynı anda enfeksiyona yol açması durumunda tablo daha da ağırlaşabileceği için, her iki hastalığa karşı korunma büyük önem taşıyor.
Dişlerinizin gizli düşmanı: Ağız kokusunun kaynağı diliniz!
KİMLER GRİP AŞISI OLMALI?
Grip aşısı, 6 aydan büyük herkese tavsiye edilmekle birlikte, belirli risk grupları için öncelikli ve zorunludur. Bu öncelikli gruplar şunlar:
* 65 yaş ve üzeri yetişkinler.
* Kronik sağlık sorunları olan bireyler: Diyabet, KOAH ve astım dâhil olmak üzere diğer kronik akciğer hastalıkları, kalp, karaciğer ve böbrek hastalıkları, bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar, obez bireyler ve kanser hastaları.
* Gebeler (hamileliğin ilk üç ayından sonra).
* Sağlık çalışanları ve huzurevi çalışanları gibi yüksek temas riski taşıyan meslek grupları.
* 6 ay - 18 yaş arasında olup uzun süre aspirin kullanması gereken çocuklar.
GRİP AŞISININ YAN ETKİLERİ NELER?
Grip aşısı, uluslararası sağlık otoriteleri tarafından güvenli kabul edilen ve yaygın olarak uygulanan bir aşı.
Aşı sonrasında görülen yan etkiler genellikle hafif düzeyde kalır.
En sık rastlanan geçici yan etkiler arasında aşı yapılan bölgede hafif ağrı, kızarıklık, kas ağrısı, düşük dereceli ateş ve yorgunluk yer alır.
Bu belirtiler genellikle 24-48 saat içinde kendiliğinden düzelir.
Şiddetli alerjik reaksiyonlar gibi ağır yan etkiler son derece nadir olup, aşılama programları bu tür riskleri en aza indirecek şekilde organize edilir.
Aşının sunduğu koruma faydaları, olası hafif yan etkilerin riskine kıyasla çok daha üstün.
Tıbbın yeni ikilemi: Yapay zekaya mı güvenmeli, yoksa insan becerisine mi?
