Samsun’un verimli topraklarında tarımsal üretimde yeni bir dönemin kapıları aralanıyor. Bafra Ovası’nda ekimi yapılan ve 60 gün gibi kısa bir sürede 3 metreye ulaşabilen maralfalfa kaba yem bitkisi, sadece hayvancılığa değil, kırsalda üretimi canlandırmaya da aday. Yüksek protein değeri, yıllar boyu süren hasat imkânı ve verimlilikteki başarısıyla üreticilerin dikkatini çeken bitki, Karadeniz’de örnek bir projeyle hayat buldu.
1 HAFTADA FİLİZLENİYOR, 60 GÜNDE DEVLEŞİYOR
Bafra’nın Sürmeli Mahallesi'nde 30 dönüm alanda organik olarak yetiştirilen maralfalfa, ekimden yalnızca bir hafta sonra topraktan filiz veriyor. 45 gün içerisinde kardeşlenme evresine giren bu özel yem bitkisi, 60. gününde 3 metreyi aşan boyu ile dikkat çekiyor. Bölgedeki ilk büyük ölçekli denemeyi yapan üretici Ahmet Yüksel, maralfalfayı Karadeniz’e tanıtan isim oldu.

BİR KEZ EK, YILLARCA HASAT ET
Maralfalfanın en dikkat çeken özelliklerinden biri de uzun ömürlü oluşu. Ahmet Yüksel’in açıklamasına göre, bu bitki bir kez ekildiğinde uygun bakım şartlarında tam 10 ila 15 yıl boyunca yeniden ekime gerek kalmadan ürün veriyor. Üstelik yılda 2 ile 4 kez arasında biçim yapılarak toplamda 50 ila 80 ton verim alınabiliyor. Bu özelliği sayesinde hem üreticinin iş yükü azalıyor hem de maliyetler düşüyor.
BESİN DEĞERİYLE RAKİPSİZ
Yem bitkileri arasında hızla yükselen maralfalfa, protein değeriyle de öne çıkıyor. Mısır silajı ile kıyaslandığında, mısırda 6-8 olan protein değeri, maralfalfada 18-20’ye kadar çıkıyor. Bu da et ve süt veriminde yüzde 30 ila 35 arasında artış sağlanabileceği anlamına geliyor. Hayvancılık sektöründe sürdürülebilir üretimi destekleyen bu bitki, daha sağlıklı ve ekonomik yem arayışına güçlü bir alternatif sunuyor.

HEDEF: ÜRETİMİ YAYGINLAŞTIRMAK
40 yıl sonra doğduğu köye dönen ve tarıma yeniden başlayan Ahmet Yüksel, projesini sadece ekonomik kazanç için değil, ülke tarımına ve köy hayatına katkı amacıyla başlattığını belirtiyor. "Amacım sadece para kazanmak değil, Bafra’ya ve Karadeniz’e katkı sunmak," diyen Yüksel, her köye maralfalfa çeliği dağıtarak yaygın üretim sağlamayı hedefliyor.
GENÇLER TARIMA DÖNSÜN DİYE…
Köylerde üretici yaşının giderek yükseldiğine dikkat çeken Yüksel, gençleri yeniden tarıma çekmenin önemine vurgu yapıyor. “Köyleri yaşlılar terk etmiyor, gençler dönmüyor” diyerek mevcut sistemin sürdürülebilirliğini sorgulayan üretici, tarım ve hayvancılıkta dönüşümün gençlerin katılımıyla mümkün olacağını ifade ediyor.

DESTEK ŞART: BAKANLIĞA ÇAĞRI
Bafra Ziraat Odası Başkanı Osman Tosuner ise bu tür yenilikçi bitkilerin desteklenmesi gerektiğini dile getirerek, Tarım ve Orman Bakanlığı'na seslendi. Yüksek proteinli yem bitkilerinin çiftçilere hibe şeklinde dağıtılmasını isteyen Tosuner, “Bafra bir tarım ve hayvancılık bölgesi ama bu alanlar giderek zayıflıyor. Göçü önlemek için somut destek şart,” dedi.
YERLİ ÜRETİMLE ET FİYATLARI KONTROL ALTINA ALINABİLİR
Üretici Yüksel, maralfalfanın sadece bir tarım ürünü değil, aynı zamanda ekonomik denge unsuru olduğunun altını çiziyor. “Her şeyi dolarla ithal edemeyiz. Yerli üretimle en azından fiyat artışlarının önüne geçebiliriz,” diyen Yüksel, maralfalfa gibi projelerin et ve süt üretiminde dışa bağımlılığı azaltabileceğine inanıyor.
TOPRAKTAN GELECEĞE KÖPRÜ
Bafra Ovası’nda başlayan bu yeni dönem, hem üreticilerin hem de tüketicilerin geleceği açısından umut veriyor. Gelişen teknolojiyle desteklenen bu gibi tarım girişimleri, Türkiye’nin kırsal kalkınmasında önemli bir rol oynayacak gibi görünüyor. Maralfalfa, yalnızca bir yem bitkisi değil; topraktan fışkıran bir gelecek vadediyor.
