İzmir'in önemli tarım havzalarından Bergama Ovası'nı besleyen Bakırçay'ın su seviyesi, kuraklığın ve yetersiz sulama yönetiminin etkisiyle alarm verici seviyelere düştü. Nehrin bazı bölümlerinin tamamen kuruması, bölge çiftçisinin pamuk, mısır ve ayçiçeği tarlalarında ciddi ürün kaybı yaşamasına neden oldu.
ÇİFTÇİLER ÜRÜNLERİNİN KURUMASINDAN ŞİKAYETÇİ
Aşağıkırıklar, Bozköy, Kurfallı ve Yeni Köy gibi yerleşim yerlerinde tarımla uğraşan üreticiler, Devlet Su İşleri'nin (DSİ) sulama kanallarına yeterli su bırakmadığını belirterek duruma tepki gösterdi. Yüksek su ihtiyacı olan ürünler, sulama programındaki aksamalar nedeniyle tarlalarda kurudu. Çiftçiler, "Ürünlerimiz yandı, hasat yapacak durumda değiliz" diyerek yaşadıkları mağduriyeti dile getirdi. Üreticiler, gelir kaybının yanı sıra banka ve kooperatif borçlarını ödeyememe endişesi taşıyor.
Köylüler, sulama sezonunda kendilerine söz verilen suyun zamanında ve yeterli miktarda salınmadığını iddia ederken, DSİ yetkilileri ise barajlardaki doluluk oranlarının düşüklüğü nedeniyle kısıtlama yapmak zorunda kaldıklarını ifade ediyor.
UZMANLAR KURAKLIK RİSKİNE DİKKAT ÇEKİYOR
Uzmanlar, azalan yağışların Ege Havzası'nda kuraklık riskini artırdığını vurguluyor. Kuzey Ege Havzası Kuraklık Yönetim Planı'nda da belirtilen "su tüketimi yüksek ürünlerden kaçınma" çağrısına rağmen, çiftçiler ekonomik zorluklar nedeniyle alternatif ürünlere geçiş yapmakta güçlük çekiyor.
Tarlalardaki bu verim kaybı, sadece üreticileri değil, aynı zamanda lojistik, tarım işçiliği ve gıda sanayii gibi tarıma dayalı tüm yan sektörleri de olumsuz etkileme potansiyeli taşıyor. Küçük ölçekli aile işletmeleri için durumun daha da kritik olduğu belirtiliyor.
Çiftçiler, yaşadıkları zararın devlet tarafından karşılanmasını, su yönetiminin daha şeffaf ve etkin hale getirilmesini talep ediyor. Bakırçay'daki kriz, bölgenin tarımsal geleceği ve ekonomisi için uzun vadeli risklerin habercisi olarak değerlendiriliyor.
