Seyit Onbaşı kimdir, gerçek adı ne? Ne zaman öldü? İşte bilinmeyen hayat hikayesi...

Seyit Onbaşı kimdir, gerçek adı ne? Ne zaman öldü? İşte bilinmeyen hayat hikayesi...

Çanakkale şehidi Seyit Onbaşı kaç kilo mermi kaldırdı, merak konusu oldu. Zira, şanlı tarihimizde çok önemli bir yere sahip olan Çanakkale Zaferi'nde 215 kilogram ağırlığındaki top mermilerini sırtlayarak top kundağına yerleştirdi ve savaşın kazanılmasında kritik rol oynadı. İşte, Seyit Onbaşı biyografisi...

1914-1918 yılları arasında cereyan eden 1. Dünya Savaşı'nda İstanbul'u işgal etmek üzere gemi donanmasıyla yola çıkan İtilaf Devletleri, Çanakkale Cephesi'nde Osmanlı ordusunun hem denizde, hem de karada gösterdiği olağanüstü mücadeleyle mağlup oldu. Türk milletinin bu şanlı zaferinde önemli pay sahibi isimlerden biri de Seyit Onbaşı oldu.

SEYİT ONBAŞI'NIN HAYATI

Eylül 1889 tarihinde Balıkesir'in Havran ilçesinin Çamlık köyünde (şimdiki adı Koca Seyit köyü) dünyaya geldi. Seyit Onbaşı'nın tam adı Seyit Ali Çabuk'tur.

1909 yılında Osmanlı Ordusu'na katıldı. Balkan Savaşı'nda mücadele etti. 1. Dünya Savaşı'nın başlaması ile 1914 yılında Çanakkale Cephesi'nde topçu eri olarak göreve başladı.

Çanakkale Boğazı'ndan geçerek İstanbul'a gitmek isteyen İtilaf Devletleri'ne ait donanma 18 Mart 1915'te Anadolu ve Rumeli hattındaki tabyalara yoğun bombardıman yaptıkları sırada Rumeli Mecidiye Tabyası'nda görevliydi. Bombardıman sırasında düşman gemilerinden atılan bir mermi Seyit Ali'nin bataryasında cephaneliğe isabet edip havaya uçurdu; bataryadaki erlerden 14'ü hayatını kaybetti, 24'ü ise yaralandı. Sadece Seyit Ali ile Niğdeli Ali yara almadan kurtuldu. Bataryanın toplarından sadece bir tanesi kullanılabilir haldeydi. Türk topçusunun yoğun karşı ateşi ve daha önceden Nusret mayın gemisinin yerleştirdiği mayınlar saldırıyı püskürttü.

ca93182a04f2d0152992541c4374d56e.jpg

SEYİT ONBAŞI'NIN TOP MERMİSİNİ KALDIRMA HİKAYESİ

Müttefik donanmasının başındaki Amiral De Robeck, saat 17.50 sırasında yavaş yavaş boğaza doğru donanmanın yol almasını istedi. Bombardıman sırasında tabyada çalışır durumda kalan tek topun mermi kaldıran kaldıraç kısmı bozulduğu için Seyit Ali, yanındaki arkadaşı Niğdeli Ali'nin yardımıyla sırtına bir mermi yüklendi ve karşısındaki gemiye ateş etti.

Üçüncü atışında İngilizlerin en büyük savaş gemilerinde olan HMS Ocean adlı gemiyi dümen donanımından (arkadaki pervaneden) vurdu. Atılan top, geminin su kesiminin altına isabet ederek geminin yan yatmasına neden oldu. Gemi kontrol edilemez bir hale geldiğinden dolayı Nusret mayın gemisinin döktüğü mayınlardan birine çarptı. Ocean zırhlısı, kimi kaynaklarda saat 18.00 civarında kimi kaynaklarda ise 22.00 civarında Eskihisarlık diye bilinen bugün Çanakkale Şehitler Anıtı'nın bulunduğu alanın karşısında sulara gömüldü ve İtilaf Devletleri donanması Çanakkale'den ayrıldı. Seyit Ali'ye ödül olarak onbaşılık unvanı verildi.

SEYİT ONBAŞI KAÇ KİLO MERMİ KALDIRDI?

Seyit Onbaşı'nın o gün kaldırdığı top mermilerinin ağırlığı hakkında çeşitli kaynaklarda farklı bilgiler bulunur. Mecidiye Tabyası'nda sergilenen savaştan kalma top mermisini hassas kantarla tartan araştırmacılar, Seyit Onbaşı'nın sırtladığı net ağırlığın 215 kilo olduğunun belirledi.

O atıştan sonra Müstahkem Mevki Komutanı, Seyit Ali Onbaşı'dan top mermisi sırtında fotoğraf çekilmesini istedi ancak Seyit Ali Onbaşı ne kadar zorlansa da top mermisini kaldıramadı. Bunun üzerine Harp Mecmuası için ancak tahta bir mermi maketiyle fotoğraf çekilebildi. Fotoğraf, Harp Mecmuası'nın ikinci sayısında yayımlandı. Nisan başlarında 19. Fırka Tümen Komutanı Mustafa Kemal, onu Bigalı köyündeki karargahında konuk etti.

20180317-2-29287353-31742230-high-001.jpg

ÖZEL YAŞAMI

1918 yılında terhis olup köyüne dönen Seyit Ali, ormancılık ve kömürcülük işlerine devam etti. İlk evliliğini yaptığı eşi Emine'den Ayşe (d.1911) ismindeki ilk kızı savaştan önce dünyaya geldi. İkinci kızı Fatma 1922 yılında doğdu. Kurtuluş Savaşı sırasında tekrar orduya çağrıldı ve 26 Ağustos 1922'de başlayan Büyük Taarruz'a katıldı.

Seyit Ali, ilk eşi Emine Hanım'ı kaybettikten sonra ikinci evliliğini Hatice Hanım ile yaptı. Bu evlilikten Ramazan, Osman, Abdurrahman isminde üç oğlu oldu.

1934'te Balıkesir'den de Çanakkale'ye giderken Havran'da konaklayan Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk ile görüştü. Soyadı Kanunu ile 'Çabuk' soyadını aldı.

SEYİT ONBAŞININ VEFATI

Ömrünün son yıllarında bir süre zeytinyağı fabrikasında hamallık, daha sonra ayakkabı yamayarak geçimini sağladı. 1 Aralık 1939'da zatürre hastalığı nedeniyle hayatını kaybetti.

SEYİT ONBAŞI ANISINA YAPILAN ANITLAR

Ölümünden sonra köyünün adı 'Koca Seyit' olarak değiştirildi. Mezarının bulunduğu yere tüm şehitleri temsilen 2006 yılında 'Koca Seyit Anıtı' yapıldı. Anıt alanı içinde Koca Seyit heykeli, Atatürk heykeli, anıt, müze ve savaş topu yer alıyor. Anıt, Tankut Öktem tarafından projelendirildi. Tankut Öktem'in ölümü nedeniyle ailesinden Pınar Öktem Doğan ve Oylum Öktem İşözen tarafından proje tamamlandı.

Seyit Ali'nin kahramanlığını sembolize etmek üzere heykeltıraş Hüseyin Anka Özkan tarafından bronz ve tuzdan yapılan bir heykeli Kilitbahir köyü sınırında, kendisi ile özdeşleşen Rumeli Mecidiye Tabyası'nın bulunduğu yere 1996 yılında yerleştirildi. Heykel, Seyit Ali'yi top mermisini sırtında değil, kucağında taşır şekilde gösterdiği gerekçesiyle 2006 yılında kaldırıldı. Kasım 2010'da yenilenen heykel Mecidiye Tabyası'na yerleştirildi.

Seyit Ali'yi askeri kıyafetlerle başında kabalak denen takke ile ve mermiyi sırtında taşırken tasvir eden ve daha sonra bronz kaplanmak üzere heykeltıraş Eray Okkan tarafından fiber epoksi polyester ve çini birleşimi malzemeyle yapılan 4 metrelik bir heykel ise Eceabat ilçesinde bir parka yerleştirildi.

unnamed-horz-001.jpg

SEYİT ONBAŞI HAKKINDA YAZILAN ESERLER

Seyit Onbaşı anlatısına Çanakkale Savaşı'nı konu alan bir çok romanda yer verildi. 'Tarihe Sığmayan Destan Çanakkale' (Mehmet Kaplan, 2003) romanı içinde Seyit Onbaşı 'Koca Seyit' adıyla anılır.

'Çanakkale Mahşeri' (M. N. Özdemir, 1998) romanında Seyit Onbaşı'nın savaş anında insanüstü bir güçle top mermisini sırtlayıp topun ağzına sürmesinden başka, savaştan sonra top mermisini yerinden bile oynatamaması da konu edilir.

'Zulüm Dağları Aşar - Çanakkale İçinde' (Rahmi Özen, 2000) adlı romanda anlatıya yer verilir, ancak kahramana 'Yahya Çavuş' adı verildi.

'Çanakkale'de Çocuklar da Savaştı' (Sevinç Koçak & Salim Koçak, 2006) romanında da top mermisini sırtlayıp kaldıran kahramanın ismi 'Seyit Ali Çavuş' olarak verildi.

'Çanakkale Askerine Rütbe Gerekmez' (Sezen Özol, 1988) adlı romanda Seyit Onbaşı anlatısı gerçeğe yakın olarak yer buldu.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN