Calathes dümende her şey yolunda

Calathes dümende her şey yolunda

EuroLeague’de bir hafta daha geride kalırken temsilcilerimizden 1 galibiyet ve 1 mağlubiyet geldi. Efes her sezona sallanarak başlar ama Arap atı gibi sonradan açılır. Itoudis ile sezona hayli iyi başlayan Fenerbahçe’de ise sözüm ona şut sokamayan Calathes ipleri şimdiden eline aldı.

BİLGEHAN UÇAK

Bir haftayı daha geride bırakırken öne çıkan takımlara ve oyunculara bakacağız ama önce kötü bir şekilde gündeme getirmek istediğim bir takım var: Partizan.

2 sayı öndesin, en iyi serbest atıcın Nunnally çizgide, ikide iki atsa maç bitecek. Ama birini kaçırıyor. Bu, olabilir. 5-6 saniye var. Ama faul yapamayıp üçlük yersen ve uzatmaya giden maçı kaybedersen hesap sorarlar. Tamam, uzatma falan ama iki maçta da 100 ve üstü sayı yedi Partizan. Zaten buraya gelişleri de olaylıydı, geçen sene Bursa’ya elendiler… Obradovic’in Partizan’ı ittire kaktıra yolunu bulmaya çalışıyor ama Avrupa basketbolunun her zaman şu iki derbiye ihtiyacı vardır: Partizan-Kızılyıldız ve Olympiacos-Panathinaikos. Real Madrid-Barcelona ise bunların yanında çok “mektepli” kalır.

Obradovic’in takımını toplayacağını ve rekabetçi bir kimliğe bürünüp Play-off adayı olacağını umuyorum. Partizan’ı evinde uzatmada yenen Baskonia’nın ise zemin renkleri bu sezon da pek güzel. 8/12 üçlük Howard çok dikkat çekiyor.

Fenerbahçe, Maccabi’yi de rahat geçip ikide iki yaptı. Itoudis hayli iyi başladı. Calathes çok önemli bir oyuncu. Bakmayın “şut sokamıyor” diye çene çalanlara siz, basketbolseverler bilir, “at avrat Yunan guard” denir. Hele bir de haberler doğru çıkar da Facundo Campazzo gelirse seyreyleyin siz Fenerbahçe’yi.

Efes her sezona sallanarak başlar ama sonlara geldiğinde Arap atı gibi açılır. O yüzden bu düşüşlerin ve sürpriz mağlubiyetlerin Ergin Ataman’ın öngörüsü dahilinde olduğunu düşünüyorum. Ataman, EuroLeague’in en tecrübeli coachlarından biri. Clyburn’ün çabası yeterli olmadı. Hiç çıkmadan oynayan Clyburn’ün üstünden sürekli hücum ederken savunmada da Mike James’i tutmakla görevliydi. İkisinde de hayli başarılı oldu ama tabii uzatmaya can dayanmadı.

Bu haftanın en çarpıcı olaylarından biri de Milos Teodosic’in EuroLeague’e dönmesi oldu. “Sırp prens”in hayranı çoksa da ben ne oyununu beğenirim ne de kafa yapısını. Evet, bu sezon da inanılmaz paslarla dolu kesitler verecektir ama tarihin en büyük loser’larından biri olan Teodosic’in bu sezon da makus talihini tersine çevirebileceğini hiç düşünmüyorum.

Benim oyununu en beğendiğim takımlardan biri olan Valencia’da ise Klemen Prepelic’le Bojan Dubljevic bir türlü takımı sırtlayamadılar.

Hiç tutmadığım Messina, süper kadrosuna rağmen Alba’ya evinde yenilirken, Jasikevicius da inanılmazı başarıyordu az kalsın. Büyük farkla önde olduğu maçı Real Madrid’e veriyordu.Bu sezon Final Four’un çok güçlü adayları var: Efes, Fener, Real Madrid, Barcelona, Milano, Maccabi… ilaveten De Colo, Teodosic, Mike James gibi isimler kendi takımlarını sırtlayabilir mi? Bu beşliden hangisi yukarda tutunamazsa ihale hocaya kalır. Biraz iddialı olacak ama herkesin final oynar dediği Milano eğer Final Four’a kalamazsa ben hiç şaşırmayacağım.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN