Işıl Çalışkan / İSTANBUL
eman hakimiyeti ile Türkiye’de parmakla gösterilen isimlerden biri Melisa Uzunarslan. Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuvarı’nın keman ve kompozisyon bölümlerini aynı anda yüksek derece ile bitiren Uzunarslan, dört yıl art arda kazandığı üstün başarı ödülünü yurt içi ve yurt dışı burslarıyla taçlandırdı. Altı yıldır Teoman’ın sahnesindeki keman soloları ve vokalleriyle adından sıkça söz ettirdi. Artık Teoman’ın kemancısı olarak anılmak istemediğini söyleyen müzisyen üç single’ın ardından ‘Tanıdığım En Güzel Deli’ isimli ilk stüdyo albümüyle müzikseverlerin karşısına çıktı. Keman virtüözü Uzunarslan ile vokal başarısını da ispatladığı albümünü ve müzik serüvenini konuştuk.
Üç single’ın ardından ilk kez bir albümle dinleyici karşısındasınız. ‘Tanıdığım En Güzel Deli’nin hikayesi nedir?
Single yapamayacak kadar çok şarkım birikmişti ve kendimi ifade etmek için bir şarkı yeterli olmuyordu. O yüzden tüm söz ve müzikleri bana ait olan 10 şarkı 2 de enstrümantal müzikten oluşan ilk albümümü yaptım. Henüz bir ay bile olmamışken insanlardan gelen tepkiler muhteşem. Herkesin favori bir şarkısı var. Çok mutluyum bu yüzden.
Albümde vokalin yanı sıra şarkı sözleri ve enstrümanlara da hakimsiniz. Bunun size katkıları neler?
Çok yönlü bir müzisyenim ben. Çift ana dal okudum, keman ve bestecilik. Can Algeç ile muhteşem bir müzikal uyum yakaladık. Onunla çalışmak benim için çok rahatlatıcı. 18 yaşımda keman konçertomu yazmıştım. İşin en büyük ve karmaşık olanını yapmayı öğrenmiş biri olarak şarkı gibi küçük ve sade bir formu etkileyici bir şekilde yazmanın hiç de kolay olmadığını fark ettim. Bu da beni şarkı yazmaya iten en büyük etkenlerden oldu.
Son dönemde dijitalleşme ile birlikte müzik yapmak da daha kolay hale geldi. Siz bu anlamda daha gelenekselci tarafta gibisiniz. Doğru mudur?
Biraz geri kafalıyım galiba. Her şeyin doğalından yanayım. Çünkü öylesi daha zor. Eldeki malzemeyle etkileyici olmak bir ışık ve büyük emek isteyen bir şey. Ben böyle olmasından yanayım. Davulları şahane bir davulcunun emek vererek çalmasından yanayım bilgisayar yerine. Ki öyle de oldu sevgili Gencay Kıymaz albümdeki tüm davullara imzasını attı.
Kemanınızla geçen 24 yılı nasıl özetlersiniz?
Hem ruhsal hem bedensel açıdan büyük bir gelişim. Bir müzisyenin bir enstrümana ömrünü vermesi tahmin edemeyeceğiniz bir konsantrasyon ve emek sonucu oluşuyor. Kemanla 24 yılım sabır, emek, disiplin ve aşkla geçti. Hala da öyle geçiyor her gün yeni bir şey öğreniyorum müzikle ve enstrümanımla ilgili teknik ya da yorum açısından.
Kemanın rock müzik ile uyumunu nasıl açıklarsınız?
Açıkçası ben her müzik tarzına yaylı çalgıların dokunuşunu yakıştırıyorum ama, solo keman bambaşka bir durum oluşturuyor. Rock müziğin tüm duygu durumuna ayak uydurabilen bir enstrüman keman. Vahşiliğinde de duygusallığına da var.
“Teomanın kemancısı” olarak anılmaktan hoşlanmadığınızı söylüyorsunuz. Bu aslında Türkiye’deki müzikal algının yanlışlarından birini gözler önüne seriyor. Bir bütün olan müziğin sadece vokalist ile sınırlı olduğu düşüncesi aşılamıyor. Bu algı zaman içinde kırılır mı ne dersiniz?
Her zaman ‘front man’ öndeki isim daha çok ilgi çeker. Sonuçta Teoman tek başına müzik yapan biri. ‘Teoman’ın kemancısı’ lafı önceleri güzeldi ama 6 yıldır sürüyor ve magazinlerde bile böyle yazılıyor. Biraz canımı sıktı açıkçası. Türkiye’de müzikle büyük bir kopukluk var zaten. Müziğin bizi sadece eğlendirmesi gerektiğini düşünüyoruz. Oysa müzik bir ruhsal doyumdur.
Sizi şarkı söylemeye Sezen Aksu’nun teşvik ettiği doğru mudur? Bu hikayeyi bizimle paylaşır mısınız?
Evet öyle. Kendisiyle orkestrasında kemancı olarak çalışırken bizden gençlerden oluşan ve istediğimiz tarzda bir grup kurmamızı istedi. Bana “Bir iki şarkı da sen söyle” dedi. Kendisi de o gün konserdeydi. Hem o, hem seyirci beğenince üstüne üstlük ben de keyif alınca bu yolculuğun kapısı açılmış oldu.
Bir röportajınızda “Benim tek isteğim kalıcı olmak. Çocukluğumdan beri tarihe geçmek istiyorum” demişsiniz. Kariyerinizde şu an kendinizi ne noktada görüyorsunuz?
Ben çok emek veren ve 7-24 çalışabilen biriyim. Bence her zaman sağlam çıktım basamakları. Gayet iyi gittiğimi düşünüyorum. Yapabileceğimin en iyisini yaptım her zaman, yapmaya da devam edeceğim.
KLASİK MÜZİK BENİM SİSTEMİMİ OLUŞTURUYOR
Aynı zamanda Borusan Flarmoni Orkestrası’nda çalıyorsunuz. Klasik müziğin size ve müziğinize katkıları neler?
Klasik müzik benim her zaman sığınacağım ana evi gibi. Bundan kopmam ya da kafamdan söküp atmam gibi bir şey olamaz. Klasik müzik benim sistemimi oluşturan bir şey. Müziğime de olduğum kişi olmama da etkisi çok büyük diye düşünüyorum. Konservatuvar dediğiniz şey ilkokulda girip doktora da çıktığınız bir olgu. Kalıcı olarak sizi şekillendiriyor ve muhteşem bir deneyim. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ile geçen hafta 10 yıllık çalışma hayatımı bitirdik karşılıklı bir anlayışla. Borusan çok yüksek standartları olan Türkiye’de klasik müzik algısını değiştirmekle ilgili bir çok adım atmış çok özel bir kurum. Ama ben artık tüm enerjimi şu an kendime harcamak istiyorum.
BENİM İÇİN TEOMAN KONSERLERİNE GELENLER VAR
Teoman ile çalışmanın size dönüşleri nasıl oldu?
Birçok tecrübe kazandım. Ben başka bir alandan geliyorum, o yüzden bilmediğim hatta kaba bulduğum çok şey oldu. İnsan yaşamadan öğrenemiyormuş. Teoman ekibi çok disiplinli ve çok titiz. Her detaya dikkat eden profesyonel bir ekip. Başka bir ekiple çalışsam bu kadar tecrübe kazanamazdım. Teoman’ın kişiliğini de kendime çok yakın buluyorum o yüzden kendisi ile çalışmaktan her zaman mutluluk duydum. Bunun dışında sayesinde çok fazla insana ulaştım onun konserinde beni görüp özellikle benim için konsere gelen insanlar var artık.
