İmralı’ya Meclis heyeti ısrarının sırrı

Bahçeli’nin ısrarını anlamak için, önce Öcalan’a bakmak gerek.

Öcalan niye illa bir Meclis heyetiyle görüşmek istiyor? Görüştüğü devlet görevlilerine ve DEM heyetlerine demediği ne var ki, ayağına kadar getirip Meclis Komisyonu’na diyecek?

Çünkü “demokratik müzakere” başlatmak istiyor. Ekim başındaki son DEM heyeti ziyaretinden sonra Eş Genel Başkan Hatimoğulları açıkladı.

Öcalan, demokratik müzakerelerine Meclis Komisyonu’yla start vermeyi planlıyor. Fakat onunla kalmayacak. Ardından da çeşitli kişi ve toplum temsilcileriyle bunu sürdürme arzusundaymış.

Dolayısıyla İmralı’da kendisine serbest çalışma koşulları sağlanmasını bekliyor.

Hatimoğulları’nın aktarmasına göre, Öcalan’ın sabrı tükeniyor. Başlatacağı müzakereler geciktirildiği için çok tepkili. Sürecin oyalandığını düşünüyormuş. “Muaviye oyunlarını iyi biliriz” dahi demiş. Buna karşı icabında Hüseyni bir direniş sergilemeyi iyi bildiklerini de söylüyormuş.

MHP liderinin, bir an önce İmralı’ya Meclis heyeti gönderilmesi için bastırması işte bundan olsa gerek.

Terörsüz Türkiye süreci, PKK’nın kendini kapatıp terörü bırakma kararına kadar getirilmiş. Bahçeli, bu aşamadan sonra bozulmasından endişeli. Mimarı olarak sürecin üstüne titriyor. Ve sabote edilmesine fırsat vermeden tamamlatmaya uğraşıyor.

İktidar ortağı AK Parti ise İmralı’ya Meclis heyeti göndermenin siyasi sorumluluğunu almaktan kaçınıyor. Öcalan’la demokratik müzakereye oturmakta gönülsüz. Renk bile vermiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘en doğru kararı verecektir’ diyerek gidip gitmeme kararını yine Meclis Komisyonu’na havale etti.

İktidarın açıklayacağı bir parti kararı yokmuş, Komisyon’daki AK Parti’liler kendi başlarına karar verecek ve gideceklermiş, bu onları bağlarmış, partilerini bağlamazmış gibi olacak.

MHP ve Bahçeli’ye bu kadarı yetebilir. Kendileri her türlü riskini üstlenirken ortakları rengini bile belli etmeyip zorla ancak ucundan tutuyor, diye yalnız bırakıldıklarını düşünerek gücenmeyebilirler.

Ama Komisyon’daki diğer muhalefet partileri, iktidarın almadığı bir sorumluluğun altına biz niye girelim, diyecektir. Diyorlar da...

DEVA lideri Babacan’dan hemen şu sorgulama geldi:

“Artık Sayın Erdoğan’ın ve AK Parti’nin açık bir şekilde sorumluluk almasının vakti geldi.

Ülkenin iktidar partisi, sorumluluğu komisyona havale edip, suskunluk içinde bu süreci yönetemez.

Bu iş doğruysa çıkın toplum önünde savunun. Gerekçelerini de açıklayın.

Çekinceleriniz varsa da söyleyin. Ama milletten kaçmayın.”

Anlıyoruz ki süreç, kırılgan siyasi dengeler için daha ilk çatallaşmalarda bir dayanıklılık testine dönüşüyor.

Oysa en keskin, en sıkı yol ayrımlarına gelinmedi henüz.

İktidardaki çekingenlik, dengelerdeki kırılganlık ne gösteriyor? Önlerindeki bu sınamadan ittifak ilişkileri, Komisyon ve sürecin kendisi sağ çıkabilecek mi? Hiçbir analiz, şimdilik kehânetten öteye geçmeyecektir.

YORUMLAR (63)
63 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.