Mazlumder’i gördüğüme sevindim

Cuma akşamı Halk TV’de yine hak, hukuk mücadelesini konuşurken söz, eskinin Devlet Güvenlik Mahkemelerine karşı verdiğimiz mücadeleye geldi.

CHP’li hukuk profesörü Bahadır Erdem, DGM’ler o mücadele sonunda kaldırıldığı hâlde hukuk düzenimizin daha iyiye gitmediğinden, hak ve özgürlüklerde eskiyi aratan kötüleşmeler yaşandığından bahsediyordu.

Öyleyse DGM’li yargı düzenine karşı en önde mücadele eden insan hakları örgütleri neredeydi? Sesleri neden o günkü gibi gür duyulmaz, adları niye o kadar öne çıkmaz oldu?

Hâfıza tazelemeye başlayınca İHD’yi de andım. Ama asıl, 90’ların ortalarında iki yıl İstanbul şubesinde görev aldığım Mazlumder düştü hatırıma. Nerelerdeydi şimdi, niye ortalarda görünmüyordu?

Yayında sosyal medya hesaplarına baktım. Bir yere kaybolmamış, hâlâ faaldiler. Son paylaşım dakikalar önce yapılmıştı. 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü münasebetiyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Millet Kütüphanesinde bir etkinliğe katılmışlardı. “Zirve”nin ev sahibi de Fahrettin Altun’un başına atandığı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumuydu. Konu ise “Kriz Dönemlerinde İnsan Haklarının Yeniden İnşası”...

Son paylaşımlarında ayrıca her sene düzenledikleri Mazlumder İnsan Hakları Gecesi ve Ödül Töreni’ni duyuruyorlardı. Bir zamanların Ulucanlar Cezaevinde olacaktı. Müzeye çevrilmişti.

Burası idamlar, siyasi mahkumlar, düşünce suçluları, haksız tutuklamalar, kötü muamele ve işkencelerle anılan sembolik bir cezaeviydi. AK Parti iktidarında kapatılıp hâfıza müzesine dönüştürülmüştü. İbret alınsın diye geçmişin acı hatıraları unutturulmayacak, yerinde sergilenecekti.

Mazlumder’in mekân seçimi manidardı. Yalnız, gecenin konsepti “Yeni Çözüm Süreci, Soykırım & Ateşkes Kıskacında Gazze” olarak açıklanıyordu.

Bunda elbet bir yanlışlık yoktu ama sanki bir eksiklik görünmüyor muydu?

İktidar ortağı MHP bile mevcut yargı uygulamalarında yanlışlıklar bulup tutuksuz, âdil, eşit yargılanma hakkını savunurken... Mazlumder, bugün cezaevlerinde hiç haksız yatan yokmuş gibi mi davranacaktı?

Silivri’ye değinme, demokratik siyaset hakkına ve ifade özgürlüğüne sahip çıkma, yanlış uygulamalarla arasına mesafe koyma gereği de mi duymayacaktı? Belki en çok ihtiyaç duyduğu zamanda, “bizden” olan iktidarı dost uyarılarıyla kızdırmaktan mı çekiniyordu?

DGM sıralarından da Mazlumder’den ve iktidar koridorlarından da hasbelkader yolu geçmiş biri olarak beni rahatsız eden sorulardı bunlar, ne yalan söyleyeyim.

“Mazluma kimliği sorulmaz” hakperestliğiyle çıkılan herkes için hak, hukuk, adâlet arayışında onca mücadeleye, emeğe yazık mı ediliyordu?

Neyse ki Yıldıray Oğur’un Mazlumder gecesinden notları, içime bir nebze su serpti.

En azından mazluma kimliğini sormama, bizden-sizden diye ayırmama duyarlılığı kaybolmamış.

Mazlumder’i kimliğine bakmadan, kime yapılırsa yapılsın haksızlıklara karşı sesini yükseltirken gördüğüme sevindim.

MÜZEYE KALDIRILAMAYAN HAK HUKUK ARAYIŞI

Yıldıray Oğur, Serbestiyet sitesi adına ödül aldığı geceden umut verici izlenimler yazdı. Dün Karar’da “Müzelik bir müzede bir gece” başlığıyla yayınlandı.

Salonda “28 Şubat yargısının bile bugünkünden ölçülü olabileceği hiç aklıma gelmezdi” diyen, hikayenin finalinden rahatsız 28 Şubat ve başörtüsü yasağı mağdurlarına da rastlamış.
Şunları önemsedim:

“Aslında 2011’de bütün bu karanlık geçmişi müzeye kaldırmak gibi bir iyiniyetle müzeye çevrilmişti...
Müzeye okullardan öğrenciler getiriliyor, ülkenin bütün yazarlarını, siyasetçilerini, gazetecilerini hapse atmış bir ülkenin vatandaşı olduklarını öğreniyorlar.

Ama şimdi bu ibretlik müzeyi gezen insanlar çıkışta bu müzede teşhir edilen ayıpların bir kısmının işlendiği bir ülkeye geri dönüyorlar.

Evet işkence ve idam artık yok. Ama hala cezaevleri bu müzede sergilenen çeşitlikte siyasetçi, gazeteci, yazar, siyasi mahkum dolu.

O halde bu müzede artık devletin ayıplayarak sergilediği ne?

Bu müze açılırkenki hevesler ve heyecanlar da artık bu müzede sergilenenler arasına katılmış.

Mazlumder, Türkiye’de İslami camianın ilk hak örgütü. 1991’de kurulmuş...

(Töreni beklerken) bugün yaşanan hukuksuzluklar adı verilerek konuşuldu.

Salona hukukun geldiği son halin hayal kırıklığı hakim...”

YORUMLAR (20)
20 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.