Ne mağduru ne zammı!

İktidara, muhalefet beğendirilemiyordu. Artık hiçbir surette mağdur da beğendirilemiyor, iyi mi!

Bu mağdur beğendirememe sorunu, et ve kıyma zamlarına kadar yansıdı.

Yetkili açıklamalarının her biri, sorumluluğu bir başkasına atıyor.

Altta kalan, canı çıkan üretici, esnaf ve tüketici. Onlar da mağdurdan sayılmıyor.

Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü Osman Uzun’a göre, yüzde 48’lik zammın sebebi uzun kuyruklar.

Şöyle ki; piyasadan yüzde 66 daha ucuza et sattıkları için uzun kuyruklar oluşuyormuş, bu da zammı kaçınılmaz hale getirmiş.

Ayrıca; karkas etin fiyatı 80 lira olmuşken 56 liradan kıyma satmaları zaten mümkün değilmiş.

Yine de zamlı fiyatları, piyasadan yüzde 15 daha düşük kalıyormuş.

Yani asıl ve hala mağdur olan, Et ve Süt Kurumu. Zamlarsa tüketici dostu.

Tarım ve Orman Bakanlığına bakıyorsunuz...Kuşbaşı fiyatının 92’ye, kıymanın 83 liraya çıkarılmasına zam bile demiyor.

Şöyle ki; ESK, fiyatları düzenlemiş.

Ama kırmızı et satışındaki toplam payı, yüzde 1’miş.

O yüzden piyasayı hiç etkilemezmiş.

ESK, vatandaşa da piyasadan hala yüzde 15 ucuza satmaktaymış.

Dolayısıyla üreticinin de tüketicinin de yanında olup desteklemeye devam etmektelermiş.

Demek oluyor ki, ortada mağdur filan yok, o da kim!

Fakat Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ, kollanıyorlarmış gibi konuşmuyor.

Et ve Süt Kurumu, haksız rekabete yol açıyormuş. Kasaplar, bu fiyatlara satamazmış. Onların zararını karşılayacak bir merci de yokmuş.

Oysa ESK zarar edince devlet, yine kendi ödedikleri vergilerle bu zararı karşılıyormuş. Peki üretici, kasap ne yapsınmış.

Şöyle ki; kırmızı etin esnafa kilo maliyeti 115-120 lira arasındaymış. 80 liraya satılırsa...”Süt para etmezse inek beslenmez. İnek beslenmezse dana olmaz. Dana olmazsa da et olmaz. Böyle bir kısır döngüye giriyoruz.”

Girmezsek de en alttaki vatandaş ne yapsın!

Alın, hangi halkasına bir dokunsanız bin ah işittiğiniz bir mağduriyet zinciri.

Fakat iktidar medyasına göre de yok hükmündeler.

Buyurun, bu da size, mağdurları hükmen yok sayan bir taze haber. Yeni Şafak’ın sitesinden...

“Algı operasyonu”ymuş, “Akşener’in son tiyatrosu” diyorlar.

Şöyle ki:

“İYİ Parti lideri Akşener’in, ‘mağdur çiftçi’ diye kürsüye çıkardığı Ramazan Karayel’in lüks mekanlarda alkol masasında keyif yaparken çektirdiği fotoğraflar, sosyal medya kullanıcılarının dikkatinden kaçmadı. Tartışmalara neden oldu” imiş.

Zaten “ne istersen belki alamıyorsun ama hamdolsun, marketlerde bulabiliyorsun”du.

Miş gibi işte. Ne yokluğu, hangi zam, hani nerede mağdur!

YUVAM'IN V'Sİ İLE PARANORMALİN ACELESİ

İktidar, gözünü gurbetçilerin birikimlerine dikti.

Durumun aciliyeti, Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu’nun şu sözlerinden anlaşılıyor:

“Yurt dışında yaşayan vatandaşların tasarrufu, 200 milyar dolar düzeyinde. Bunun yüzde 10’u bile bizim için önemli bir kaynak.”

Acelesi var ki, Merkez Bankası’nın YUVAM hesabının kapsamı da genişletildi.

“Yurt Dışında Yerleşik Vatandaşlar Mevduat Katılım Sistemi”ne, artık yabancı şirket ve kişiler de katılabilecek. Kur korumalı mevduat modeli, vatandaşımız olmayanları da koruyacak.

YUVAM’ın V’si gitti, Kişilerin K’sı alelacele geldi.

Bu para bulma aceleciliğine, bir de paranormal dünyada rastlarsınız.

Gizli İlimler Hazinesi gibi kitaplarda yazar.

Kul sıkışmış, acele tarafından üç harflileri yardıma, emri altına koşmaya çağırmak istiyorsa...

Görünmez hizmetkarlara, sır isimleriyle seslenmesi ve durumun aciliyetini muhakkak belirtmesi gerekir.

Parola genelde; ‘elacele, elacele, elacele’ ve ‘serian, serian, serian’ şeklindedir. Üçer kere tekrarlamak şarttır.

İnsan sıkışmaya görsün! Onun dışında konuyla ne alakası varsa, ben şahsen bulamadım.

YORUMLAR (74)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
74 Yorum