New York'a Müslüman başkanı kutlayamayanlar
Trump'ın seçmeni caydırma girişimlerine, kazanırsa çalıştırmayacağı tehditlerine rağmen New Yorklular, Zohran Mamdani'yi seçti. Hem de ezici bir farkla.
Solcu, Uganda göçmeni bir Hintli Müslüman, 34 yaşında New York gibi bir dünya şehrine başkan oldu. Sol, Müslüman ve göçmen düşmanı Trump'a rağmen.
Irkçılığı, ayrımcılığı bizzat ABD Başkanı'nın körüklediği, aşırı sağın yükseldiği bir ülkede kim derdi?...
Tarihi bir zafer. Fakat bu, Londra Belediye Başkanı Sadık Han'ı heyecanlandırdığı kadar İslam ülkelerindeki yöneticileri heyecanlandırmışa benzemiyor.
Sadık Han'ı anlıyorum. Mamdani'de kendini, ilk seçildiği 2016'daki zaferini görüyordur. O da Pakistan göçmeni aileden çıkma, solcu bir Müslüman. Hikâyeleri benzer, hemen kutladı.
Dün İslam ülkelerinden de Mamdani'ye tebrik yağdı. Ama halklarından. Yönetici elitlerden, resmi ağızlardan bir tebrik mesajı gözüme çarpmadı.
İstemediklerinden değil, belki Trump'ı kızdırmama, karşılarına almama hassasiyetindendir. Oy pusulasında adı yazmasa da Mamdani'ye karşı kaybedenlerin başında o var sonuçta.
Bizde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığıyla AK Parti Sözcüsü'nün sosyal medyasına baktım. Öğleden sonra olmuş, hâlâ bir kutlama yoktu. Aynı temkinden mi?
Yoksa sevindiklerine ne şüphe. Eminim heyecanını paylaşıyorlardır. Mamdani'nin zaferini içten içe kutladıklarına da inanırım. Telefona sarılıp ilk tebrik eden olmak için can attıklarına siz inanmaz mısınız?
Kader utansın, şartlar izin vermiyor demek.
Sadık Han, geçen sene üçüncü kez Londra'ya başkan seçildi. 2016'daki ilk zaferi üstüne yazdıklarım, Mamdani için de geçerli.
İNGİLİZ OYUNU TERÂNELERİNİN SONU
Londra'nın ilk Müslüman Belediye Başkanı için, 9 yıl önce şöyle yazmıştım:
"Kim derdi ki gün gelecek bir Müslüman, Londra’ya belediye başkanı seçilecek?
Puslu ortamdan yararlanan aşırı sağcı siyasetçiler, Avrupa’daki Müslüman varlığına karşı kabara kabara kin kusmaya başlamış...
Müslümanlığa sempati bitmiş, aksine kuşkuyla bakılır hale gelmiş...
Doğu'yla Batı arasında tam gaz kopuşa geçilmiş, Medeniyetler İttifakı ulaşılmaz bir hayâle dönmüş, Medeniyetler Çatışması’nın kızgın alevleri yeri göğü sarmış...
Haç-Hilâl savaşı ve cihatçı akını kavramları popülerleşmiş, taraftarını kolay bulur olmuş...
Böylesine tehlikeli bir tırmanış yaşanırken, böylesine uğursuz bir kutuplaşma dünyaya hâkimken gün geliyor, bir Müslüman Londra belediyesini alıyor.
Kim derdi!..
Sadık Han, dünden itibaren Batı’nın en etkili, en gözde Müslüman siyasetçisi. Ben uydurmadım, New York Times’ın seçim analizi söylüyor.
Ezberleri altüst eden, ön kabulleri yerle bir eden tarihi bir zafere imza attı.
Londra kozmopolit bir başkent. Nüfusunun 8’de biri Müslüman, 4’te biri göçmen. Ama Sadık Han, toplam oyların yarıdan çok fazlasını alarak en yakın rakibine büyük fark attı.
Tartışmasız, ezici bir galibiyet...
İstanbul’a Alman Hans, İngiliz George belediye başkanı seçilmiş sayın; işte öyle bir şey.
'Şu İngiliz'in oyunu olmasa ne biçim şahlanacağız ama dış güçler bırakmıyor' mazeretçileri için çıkarılacak ders: Hep İngiliz’in bizi parmağında oynatmasıyla bitmeyebiliyormuş demek ki hikâye.
Aksine, oyunu kurallarına göre oynayan kenar mahalle çocuğu bir Pakistanlı; Londra’yı, Büyük Britanya’nın kalbini çelik çomak oynar gibi fethedebiliyormuş.
Londra artık 45 yaşındaki bir Müslümana emanet.
Sadık Han başardıysa... Kim bilir ha, belli mi olur?"
Ve belli oldu. Orada, Londra'yla kalmadı. 9 yıl sonra bu kez New York'a sıçradı. Geleceğin ayak sesleriymiş meğer.
Mamdani'yi açıktan tebrik edemeyenlere diyeceğim şudur: Gösteremeseniz bile çaktırmadan siz de sevinin. Bakarsınız New York'la da kalmaz, belli mi olur ha!
