Ekonomiyi kim yıktı?

Piyasalardan başlayan yıkıntı, zamanla tüm ekonomiyi de sarıyor. O nedenle önce piyasalardaki harekete bakmamız gerekiyor.

Eylül ayının başında 8,30’un altında seyreden dolar/TL artık 8,70’lerde. Milli paramız TL bir ay geçmeden yüzde 5’in üzerinde değer kaybetti.

Kısaca pahalı hayatımız yine daha da pahalanacak.

Hatta bizim soframıza gelen domatese yabancı (ihraç ettiğimiz için) daha iyi fiyat vereceği için, ucuz domates veya gıda tüketimi de zorlaşmaya devam edecek.

Bugün tarlada para etmeyen tarım ürünlerinin rafta ateş pahası duruma gelmesinde bir neden de alternatif ihracat pazarıdır.

Ama paramızın değer kaybetmesi sadece tarım üzerinden değil, bütün maliyet kalemlerindeki şişme ile hayatımızı çekilmez kılmaktadır. Bugün raf fiyatları yüzde 19 arttı diyoruz ama arkada kapı gibi artmış olan maliyet tarafındaki yüzde 45’lik kütle duruyor.

Bu maliyetler süre zarfından bizim hayatımıza sirayet etmeye devam edecektir. Tıpkı 2018 kur krizi sonrası yaşadığımız maliyet dönemi gibi.

***

Şimdi kendimize soralım: Bu piyasaları kim yıktı? Kim döviz piyasası tam da sakinleşmiş ve TL kısmen istikrar kazanmışken bu dengeleri bozdu?

Kim, neden milletin ekonomik hayatı ile bu derece oynuyor?

Acaba bir dönem Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) video çekmiş ve Türkiye’ye yapılan finansal saldırıyı anlatmıştı. Orada bize BAE Merkezli bir yapı saldırdığı işaret ediliyordu. Ama şimdi ilişkilerimiz gayet sağlıklı.

BAE değilse, kim saldırdı?

Trump tweet attı diyorsanız o çoktan bitti... Artık ABD Başkanı bile değil.

O zaman kim saldırdı?

Kim bozdu piyasaların dengesini?

SİYASİLER Mİ YOKSA BÜROKRATLAR MI?

2001 krizinin nedeni Merkez Bankası Başkanı Mahfi Eğilmez dediler ya... İşte herkes koptu. Çünkü Mahfi Bey Merkez Bankasında hiç çalışmamış ve kamu görevini de 1997 yılında sonlandırmıştı.

Ama bu bilinçaltı bir başka konuları da tartışmamızı gerektiriyor: “Biz hariç herkes suçlu”

Hatırlarsanız yıllarca Kemal Kılıçdaroğlu’nun SSK’yı batırdığı söylenip duruldu. Aynı bilinçaltı...

“Bizde asla ve kata suç olmaz...”

Acaba bir ülkede ekonomiyi kim bozar? Bürokratlar mı yoksa siyasiler mi?

Mesela 1991 seçimlerinde “kim ne verirse 5 lira fazlası benden” diyen ve bunu kamu bankalarından gerçekleştiren siyasiler miydi yoksa kamu bankaları yöneticileri miydi?

1991’de başlayan ve 2001’de açığa çıkan kamu banka batağı kimin eseriydi?

Milleti erken emekli edip (40 yaşlarında) SSK’nın bütçesini batıran kimdi? O kararı alan siyasiler mi, yoksa bürokratlar mı?

***

Ekonomide bugün alınan kararlar hemen bugün sonuç vermez. Mesela geçen yıl yapılan parasal genişlemenin zam faturalarını ödüyoruz şu sıralar. Ama anlatmak istediğim daha uzun süreli politik sonuçlar.

Örneğin 2001 krizinin temelleri 91 seçimlerindeki vaatler ve sonrasında uygulamalardır. Kamu bankaları eliyle siyaset olsun, devlet bütçesinin savurganca kullanımı olsun hepsi 2001’de kriz olarak açığa çıktı.

İyi ama bu anlattığım temel bozulmaları kim yaptı? Ekonomi profesörü Tansu Çiller...

Kısaca ne Hazine Müsteşarı, ne Merkez Bankası Başkanları, ne SSK Genel Müdürü ne de kamu bankaları yöneticileri bu krizi oluşturmadı. Bu krizi tek bir kişi oluşturdu ... O kişi de siyasi gelecek uğruna ülkesini krize sürükleyen siyasiden başkası değildi.

O zaman insan sormadan edemiyor...

Bugün ne yapılmalı ve ne yapmak zorundayız? Bu krizlerden, ekonomik bunalımlardan nasıl çıkacağız?

2017 Başkanlık Referandumu’nda bürokratik engelden kurtularak ülkeyi uçuracağız dediler ama ülkede 2017’den beri çalışan sayısı aynı. Kimse iş bile bulamadı.

Acaba sorumlu kim? Ya da kimden hesap sorulmalı?

YORUMLAR (86)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
86 Yorum