Faiz ucuzluğu gelecek mi?
Türkiye gelire oranla büyük bir pahalılık yaşıyor.
Ücretlere yapılan zamlar yüzde 17 seviyesinde kalırken (asgari ücret %21,5), özellikle dar gelirlinin ağırlıklı gideri olan gıda fiyatları yüzde 30 artış gösterdi.
Tabii ki burada bir nokta daha var: Ücret zam oranları gerçek ama fiyat artışları (enflasyon) ne kadar gerçek?
Hatırlarsanız süt-peynir örneğini verdim. Süt ve buna bağlı olarak yoğurt ila diğer peynir çeşitleri yüzde 35 civarı zam görüyor. Ama süt ürünlerinde tüketim oranı en yüksek olan peynir fiyatı sadece 6,6 zam yaşamış.
Neyse...
Vatandaş zaten açıklanan enflasyon ile hissettiği enflasyonu hayatında yaşayarak öğreniyor.
Burada temel konumuz fiyat artışlarına göre ücret artışlarının durumudur.
***
Hatırlarsanız Cumhurbaşkanı Erdoğan faiz&enflasyon teorisi ile 2013’ten beri ülkemizin finans sistemini zorlamaktadır. Kendisinin bu düşüncesine göre, faiz bir maliyettir ve yüksek faiz yüksek maliyet oluşturmaktadır.
Faizler düşerse maliyetler de düşecektir ve vatandaş ucuzluk yaşayacaktır.
Ama bu düşüncenin bir kötü tarafı da var. Faizler yetersiz kaldığında tasarruf aracı olarak döviz daha cazip olabiliyor. Yatırımcılar da dövizi tercih edebiliyor.
Nitekim şu anda tasarrufların yarıdan fazlası döviz varlıklarından oluşmaktadır.
Ülke olarak zaten yabancı sermaye bağımlılığımız yüksek. Bunun yanında bir de TL’nin değersiz kılınması bir başka sorunu karşımıza çıkartıyor. Artan kur maliyeti...
Bugüne kadar yapılan zamlarda hiç faiz zammı duydunuz mu? Ama çok sık olarak kurlarda yaşanan yükseliş nedeniyle yapılan zamlarla karşılaştık.
Şimdi konuya tersten bakalım: Acaba Merkez Bankası faiz indirdi diye hangi fiyat düşüşleri yaşanacak? Hangi firmalar ürünlerinde faiz maliyeti azaldı diye indirime gidecek?
Sizce bu sorunun cevabını bilen var mı? Ya da bu konuda bugüne kadar yaşanmış bir örnek var mı?
***
Bugün durum nedir?
Gelirler reel olarak azalmıştır. Yapılan ücret zamları ne hissedilen enflasyona karşı ne de resmi enflasyona karşı insanları korumamıştır.
Ücret artışları düşük kalırken, ürün zamları maalesef hem yerelde hem de küreselde büyük bir artış içerisindedir.
Hayatımız pahalı ama giderek daha da pahalılaşmaktadır.
Aslında yerel zamlarında önemli kısmı kur artışından etkilendiği için ucuzluğun tek çözüm adresi de kur artışının frenlenmesinde yatmaktadır.
Oysa Merkez Bankası Başkanı fiyat artışlarını geçici gördüğünü ilan etti. Bunun yanında kur artışının da Merkez Bankası faiz politikasından kaynaklı olmadığını söyledi.
Bu konuşmayı yaparken de dolar/TL 8,85’lerden 9,0 lira sınırına dayanıyordu.
***
Evet, kurlar artıyor.
1 dolar için artık 9 liradan fazla para ödemek durumundayız. Bu maliyet ithal ettiğimiz her üründe karşımıza çıkıyor.
Ama hafife aldığımız ve görmek istemediğimiz bir tarafı daha var: Yurtiçinde satılan ama dış pazarı olan ürünlerde de bu fırsat maliyeti karşımızda. Yabancılara döviz bazında aynı olmasına rağmen TL bazında daha yüksek fiyata satış imkanı varken, neden içeride ucuzluk gelsin ki?
Zaten gelmiyor...
Bu nedenle pahalılık kapımızda kol gezmeye devam edecek. Kurlar kontrol edilmediği sürece hayatımız pahalı olmayı sürdürecek.
Siyasi duruşa baktığımızda ise daha sorunun bile kavranabilmiş olduğunu görmüyoruz. Sorunu teşhis edemedikten sonra çözüm nasıl olacak?
Elbette olmayacak... 2018 seçimlerinde yetki isteyip çözeceğini söyleyen Sayın Cumhurbaşkanı tam da konuşurken dolar 9,0 lira sınırını aşmadı mı?
Siz faiz ucuzluğu hayali ile beklemeye durun; ama kur zamları hiç beklemeden evimizin içine çoktan girdi bile.
Hayırlı olsun...