Faydalı deprem mi olur?

Deprem oldu ve “oh nihayet binamız yerine oturdu” diyen birine rastladınız mı?

Depremde binalar yerine oturmaz, ya yıkılır ya da büyük hasar alır. Büyük hasar alan binalarda ise artık oturulmaz. Oturursanız da sonraki depremde o bina başınıza yıkılır.

Eğer baştan sağlam bina yapmışsanız, depremin şiddetine göre dayanıklılığı vardır. Ama müteahhit malzemeden çalmışsa binanız yıkılma riski ile karşı karşıya demektir.

Şimdi gelelim konumuza.

Dolar/TL daha 4 ay önce 8,30 seviyesindeydi. Daha 4 gün önce ise 18 lirayı geçmişti. Ve dün 10,25’den işlem gördü.

Acaba böyle bir oynaklığa kim dayanabilir?

Bu paranın depremidir.

Bu derece oynak bir para ekonomiyi yerine oturtmaz, tersine yıkar. Yıkmazsa da büyük hasar verir.

O nedenle söyleyeyim: Kimse kur düştü diye zil takıp oynamasın. Kimse halaylar çekmesin. Bu sarsıntının ardından hasar tespitine çıkıldığında en fazla hasarlı binalarda oturanlar mağdur olacaktır. Yıkılan binalar zaten gitmiştir...

***

Biz bu depreme neden yakalandık?

Oysa zeminimiz o derece oynak değildi. Ne oldu da bu zelzele başımıza geldi?

Bütün konu konfor düşkünlüğümüzden. Uzmanlar bize zemini iyi olmayan sahildeki kumsalda hem de deniz kumu ile ev yapmayın diyorlardı. İşte onları “mandacı, dış güçlerin iç mihrakları” diye suçladık.

İyi ama sahilde zemin iyi değildi. Atalarımız sahilde oturmayın, evinizi dağ diplerine yapın demişti. Bir başka büyüğümüzün ise (Turgut Özal) “umarım gelecek hükümetlere ders olur, bir daha bu hataya düşmezler” dediğini de yaptık.

Gittik kurları düşürmek için “dövize endeksli mevduat” oluşturduk.

Bu ne demek?

Hastayı bayılttık, sorunu öteledik.

Aslında bu işte çok ama çok ustayız. Yani sorunu erteleme ve gelecek zamana atma konusunda.

Yol yapıyoruz, parasını gelecek kuşaklara öteliyoruz; köprü yapıyoruz yine öyle. Ya da hastanelerimizi bile gelecek kuşakların borcu olarak yapıyoruz. Sürekli ötelenen sorun yumağı ile iş yapıyoruz.

Hastayı bayılttık ya... Kimse de çıkıp; “bu kişi sağlamdı, neden hasta ettiniz” demiyor.

Mesela birden faizleri düşüreceğimiz aklımıza geldi “Nas ortada” dedik aniden.

Ama kredi kullanın derken iş dünyasına “Nas kenarda mı” kalıyor? Cevapsız soru tabii...

Bakınız faizleri düşürmek için çıktığımız yolda kurlar adeta patladı. Ama işin en ilginç yanı ne biliyor musunuz: Faizler de yükseldi.

Mesela devletin borçlanma faizleri eylül ayında yüzde 17 seviyesindeydi. İşte o tarihte MB faizi henüz düşürülmemiş ve yüzde 19 seviyesinde duruyordu. Şimdi MB faizi yüzde 14 ama devletin borçlanma faizi yüzde 23’e geldi. Aynı süre içerisinde dolar/TL’de 8,30’dan başladığı serüvenine yüksek oynaklıkla devam ediyor.

***

Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerinde bir şey dikkatimi çekti “İç borçlanmanın ortalama vadesi ve maliyeti” verilerine bakıyorum:

Aylık ortalama ve toplam (stok) ortalama verileri var.

Mart 2021’de aylık borçlanma maliyeti %15,4 düzeyindeymiş. Ve Nisan dahil sonrasında ortalama borçlanma maliyeti hep %18’in üzerinde olmuş. Kasım ayı ortalama borçlanma maliyeti de %18,8...

Hani faiz düşecekti? Ya da bu düşen faiz neden devletin borçlanma oranını azaltmıyor?

Devletin borçlanma maliyeti düşmüyorsa şirketlerin borçlanma maliyeti nasıl düşsün? Acaba kime sesleniyoruz “faizler düştü, gidin kredi alın” diye.

Düşen faiz falan yok.

Faizi düşüreceğiz diye ortalığı zelzeleye verdik o kadar...

***

Madem sağlam bir insanı hasta ettik.

Madem hasta ettiğimiz insanı bayılttık.

O zaman tedavi edelim bari.

Bu süre bizim için çok önemli. Dövize Endeksli TL Mevduatı ile uzun süre gidemeyiz. Bu politika sadece geçici uygulanabilir.

Bu süre zarfında realiteden kopmayacak politikalar uygulamamız gerekiyor.

Bakın Putin bile bizi örnek gösterdi. Öyle güzel şeylerden değil, “faiz indirseydik Türkiye gibi olurduk” dedi. Rusya cari fazlası olan ve rezervi güçlü bir ülke. Biz neye güvenerek bu sarsıntıya yol açtık?

Hiç mi ders almayacağız? Ülkemizi inatlaşarak mı idare edeceğiz?

Lütfen bayılttığımız hastayı tedavi edelim: Aksi halde işimiz çok fena olacak. Şimdiden belirtmek isterim.

YORUMLAR (51)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
51 Yorum