Kim emekçi?
Türkiye’de bulmak ve veri karşılaştırmak hayli güçleşti. 3-5 yıl içinde yeni serilere geçiliyor, eski seriler çöpe atılıyor. Örneğin, 2016 yılında GSYH hesaplama yöntemi değiştirildi. Bu hesap değişimi ile 2015 yılı GSYH tutarı 720 milyar dolardan 861 milyar dolara yükseldi.
Bir kalemde.
Ülkenin GSYH’sı 141 milyar 847 milyon dolar artabildi.
***
Benzer durum çok sayıda ki ekonomi verisinde de var. İşsizlik hesabında bir yöntem değişikliği ile rakamlar aşağıya inebiliyor. Eski seriye göre yüksek olan işsizlik oranı, yeni seride sorun olmaktan çıkıveriyor.
Veya eskiden yayımlanan çok sayıda sosyal içerikli veriye artık ulaşılamıyor. Çünkü bir çok veri yayından kaldırıldı.
Ben burada en fazla milli gelir paylaşımını merak ediyorum. Gelir dağılımı hesabında ortaya çıkan veriler ne kadar gerçekçi inanın bilemiyorum.
***
Önceki gece kamu çalışanları ile hükümet arasında maaş konusunda anlaşmaya varıldı. Memur sendikaları GSYH büyümesinden pay istediler. Hükümet ile 2018 için 4,0+3,5 ve 2019 için 4,0+5,0 zam için anlaşma sağlandı. Böylece 2019 yılında kamuda en düşük maaş çalışana 3 bin lira ve emekliye 2 bin lira olacak.
Bu maaşa çalışmak için ne kadar istekli kesim olduğunu bir düşünün. Hatırlatmak isterim; yeni genç neslin en büyük hayali KPSS ile kapağı kamuya atmaktan öteye geçmiyor.
Hatta kamu emekçilerinin maaşlarını sayfalarına taşıyan bir çok gazeteci bile bu maaşı hayal edemez noktadadır. Asgari ücret bile bazı gazeteciler için ulaşılması gereken bir hedef durumundadır.
***
2017 yılının ilk 7 ayında kamuda çalışanlara 82 milyar 976 milyon lira maaş ödenmiş. Bu paranın 73 milyar 941 milyon lirası memurlara gitmiş.
Şimdi şu sayılara bakın:
Çalışan 4/a’lılar: 15 milyon 355 bin kişi.
Emekli 4/a’lılar: 7 milyon 287 bin kişi.
4/a’lara emekli maaş ödemesi: 50 milyar 866 bin TL. Yani aylık 1.396 TL.
Çalışan 4/c’liler: 2 milyon 971 bin kişi.
Emekli 4/c’liler: 2 milyon 093 bin kişi.
4/c’lilere emekli maaş ödemesi: 19 milyar 415 milyon TL. Yani aylık 1.855 TL.
2015 yılında SGK kayıtlarına göre ortalama 19 milyon 217 bin kayıtlı çalışan var. Alınan prim 159,5 milyar TL. Kısaca çalışan kişi başına SGK’ya 692 lira prim ödenmiş. 2016 yılında ise çalışan sayısı sadece 30 bin kişi artmasına karşılık, SGK’nın aldığı prim 184,5 milyar liraya yükselmiş. Yani bir çalışanın ödediği SGK primi aylık 799 liraya çıkmış.
***
Tekrar etmem gerekiyor: Türkiye’de çok ciddi veri eksikliği var. Mesela ortalama ücretler ne durumda? Alt ücret grubu ile orta ücret grubunun durumu zaman içerisinde nasıl gelişme göstermiş? Dolaylı vergilerin ücretli grupları etkileme oranı nasıl seyretmiş? Vs vs...
İşçi sendikalarının nerede ise bir tanesinde doğru dürüst veri yok. Mesela bankalar ülkede tarihi karlar elde ediyorlar. Peki, çalışanların maaşları ne durumda? Hangi ücret grubunda kaç çalışan var?
Ek: Bankaların üst yönetimlerinde bir avuç kesim on milyonlarca dolar huzur hakkı gibi isimler altında gelir elde ediyor. Ama alt kadrolar nerede ise asgari ücretli dolu. Çağdaş köleliğin merkezi bir sistemi oluştu.
***
Ülkemizde maaş konusunda ciddi bir yozlaşma oluştuğunu defalardır yazıyorum. Oy deposu olarak görülen alt ücret gruplarına, orta ücret gruplarından çok ciddi kaynak aktarılıyor. Asgari ücret, alt memur maaşı, asgari emekli maaşı reel olarak artıyor. Ama bu artış orta sınıftan finanse ediliyor. Orta ve orta üst sınıf ücretler reel olarak geriliyor. Bu sonuçla;
Okumanın değeri azaldı.
Çok çalışmanın değeri azaldı.
Katma değer yaratmanın da değeri azaldı. Çok ciddi bir alt gelir grubu hakimiyeti ile yozlaşma yaşanıyor. Orta-uzun vadede bu durumun bizi nereye taşıyacağını hesap etmemiz gerekiyor.
Evet, bir gençlik yetişiyor. Tek hayalleri KPSS ile kapağı kamuya atmak. Oysa Ak Parti 2004-05 yıllarında bu devletçiliği bitireceğini ilan etmişti. Ama bugün devlet, tarihinde hiç bu kadar şişmanlamamıştı. Ve devlete kapağı atmak hiç bu kadar cazip olmamıştı.
Şimdi yeniden sormak isterim: Daha düşük maaş ile daha yüksek prim ödemesi ile ve daha düşük emekli maaşı ile devleti besleyenler emekçi değil de nedir? Sahi gerçek emekçi kim acaba?