Yapmayın, etmeyin!

Yeniden ve yine yazmak zorundayım. Çünkü göz göre göre ülkem elden kayıp gidiyor. Son üç ayda giderek sertleşen finansal dalgalanma, şu sıralar ticareti ve oradan da üretimi vurmaya başladı bile.

Yakında büyük işsizlik furyasının geleceği kesindir.

Bizi bekleyen iki büyük fırtınaya sürekli dikkat çekiyorum: 1- Zam fırtınası 2- İşsizlik fırtınası.

Millet şu anda bile 5 liralık ekmeği 2 liraya almak için yağmurda-çamurda saatlerce kuyrukta bekliyor. Bu millete bakıp biraz düşünmek ve sorumluluk üstlenmek lazım.

Kimse lüks ve gösteriş içinde yaşayan kamu yönetiminden bunu beklemesin. Orası başka bir alemde... Millete verdikleri şey slogan; tek bildikleri de sanırım.

***

Biraz ama birazcık matematiğe baksak aslında her şey çok net.

Bakın tekrar yazıyorum: BDDK verilerine göre 9 ayda bankaların ve katılım bankalarının tüm TL kredilerinden ve kredi kartlarından aldıkları faiz tutarı 414 milyar 248 milyon liradır.

Bugün TL faizini tamamen sıfırlıyoruz desek işte bu 414 milyar liradan kurtulacağız. Bunun yıllık tutarı da en fazla 550 milyar lira eder.

Ama bankalar zaten mevduat sahiplerine de para ödüyor. İşte yılın ilk dokuz ayında TL mevduatına ödenen 267,2 milyar lira düşüldüğünde ülkemizin net faiz yükü 147 milyar liradır.

Mevduat sahipleri de bu ülke insanı. Ve bu para da bu ülkede kalıyor.

***

Ama olsun biz yine sadece kredi faizlerine bakalım: Toplam tüm TL kredilerinin yükü yıllık 550 milyar lira ediyor.

5-6 puan indirim ile faizden en fazla yapacağımız indirim 150 milyar lirayı geçmiyor. Ama dedim ya, bu faiz tüm kredi ve kredi kartlarını dahi kapsıyor.

Merkez Bankası verilerine göre toplam Kalkınma ve Yatırım kredileri 369 milyar liradır. Bu paranın yıllık yüzde 20 oranda faizi ise en fazla 80 milyar lira eder.

Yeni modelde yatırım ve istihdam diyorlar ya... Gelin tüm yatırım kredilerinin faizini sıfırlayalım. Şu anda teşvik sisteminde zaten sektörel ve teknolojik yatırıma bir indirim yapılıyor. Gelin bunu sıfıra indirelim: Yani tüm yatırım-kalkınma kredilerini sıfır faizle verelim. (Faizi Hazine’den biz karşılayalım)

Toplam yıllık maliyet 80 milyar liradır. Hadi yatırımlar arttı, faizler de arttı ve yıllık maliyet 150 milyar liraya çıktı diyelim. Çok mu zor... Faiz maliyetini mi karşılayamayız diyorsunuz...

O zaman bugün yeni ekonomi denemesinin sadece son 3 aylık kur maliyetine bakalım:

Bugün bankalardan dövizli kredi kullanım tutarı 158,2 milyar dolardır. Toplam 5 trilyon liralık kredilerin 2 trilyon 245 milyar liralık kısmı bu dövizli kredilerdendir.

İşte sadece ve sadece bu dövizli kredilerin TL karşılığı maliyeti son 3 ayda 1,3 trilyon lira artış göstermiştir.

Rakamı tekrar edeyim: Sadece yurtiçinde dövizli kredi maliyetindeki son 3 aylık artış 1,3 trilyon liradır.

Ama unutmayın; bu sadece özel sektörün kullandığı dövizli kredidir. Aslında ülkemizin 446 milyar dolar toplam dış borcunun maliyeti son 3 ayda 3,6 trilyon lira artış göstermiştir. Özel sektörün 1,3 trilyon artan maliyeti de bu 3,6 trilyonun içindedir.

Bunun yanında mesela 5’li Hazine garantili müteahhidlerimiz var. Hani Cengiz, Kolin, Kalyon, Makyol ve devamı özel şirketler. Onlara olan 160 milyar dolarlık Hazine garantimiz de şu son 3 ayda 1,3 trilyon lira artış göstermiştir.

***

Faiz hesabında en fazla 100-150 milyar lira yapıyoruz ama döviz hesabında trilyonlar konuşuyoruz.

Hatta daha da ileri gidelim:

Faizde indirimi sadece Merkez Bankası ve bir miktar da kamu bankası yaptı. Piyasada faizler düşmediği gibi yükseliş bile yaşamıştır.

Devlet tahvillerinin faizi bile yüzde 17’den yüzde 22’nin üzerine çıkmış ise gerisini siz düşünün.

Bugün kredi faizleri bazı bankalarda yüzde 23-25 aralığına çoktan çıktı bile. Hatta daha da önemlisi şu: Kredi kanalları tıkandı.

Binali Yıldırım ne derdi: En pahalı hizmet olmayan hizmettir.

Faizleri göstermelik düşürdük ama ekonominin kanallarını tıkadık.

Faizi göstermelik düşürdük ama trilyonlarca liralık kur maliyetini gerçekten ekonominin sırtına yükledik.

Faiz düşüşü sanal ama kur yükselişi ve trilyonlarca liralık maliyet artışı gerçek oldu.

Bugün millet ekmek kuyruğunda 2-3 liranın hesabını yapıyor.

Yağmurda-çamurda kuyrukta bekleyerek ekmek almaya çalışıyor.

Acaba ülke yönetimi; yukarıda verdiğim trilyonlarca liranın hesabını niye yapmıyor. Matematikte 4 işlemin yeteceği bir hesap bu.

Ya da acaba yönetimin başka bir hesabı mı var? Ülke aç kalsın, millet sefil kalsın ve açlık sokaklara mı taşsın? Bunu mu bekliyorlar?

Aksi halde yapılan hesabın izahı olamaz. Matematik ortada...

YORUMLAR (95)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
95 Yorum