En Kötü Geride Kaldı mı?

Evet. Hayır. Olabilir. Belli değil.

Bu cümle, son zamanlarda yaşadığımız kötü gelişmelerin, en kötü noktasından; daha da kötü bir noktasına geçmeyeceğiz anlamına geliyor.

Bu kavram olan durumu tam yansıtmıyor. Bunun yerine “ılımlı bir toparlanma” kavramı daha gerçekçi bir çağrışım oluşturuyor.

Ilımlı bir toparlanma algısını oluşturan verilere bakmadan önce, “kötünün de kötüsü” iki verinin devam ettiği görülüyor: Birincisi “beş milyonu aşan işsiz sayısı” düşmedi tam tersine artıyor ve daha da artabilir. İkincisi harcamalar kısılamadığı için “bütçe açığı” her geçen gün artıyor. Yapılan vergi artışları bu açığı kapatamayacağı için hükümet daha yüksek zamlar için fırsat kolluyor. Yüksek miktarda Türk Lirası iç borçlanma veya para basmanın ekonomi üzerinde ne tür tahribatlar yapabileceği tam olarak kestirilemiyor.

“Yüksek işsiz sayısı” ve “yüksek bütçe açığı”nda en kötü geride kalmadı; bu kötülükler tehditkâr bir şekilde kendini bize kabul ettirmiş durumda.

Bize en kötü geride kaldı sözünü söyleten en önemli veri beklenti anketleridir. İnşaat sektörü hariç neredeyse bütün sektör ve kesimlerle ilgili yapılan anketlerde iyileşmeler var.

2019 yılsonu, bir yıl ve iki yıl sonrası için enflasyon ve faiz beklentileri düşme eğiliminde. Yine aynı dönemler için kur artış tahminleri, enflasyon artış oranının altında seyrediyor.

Önümüzdeki yıl işlerin ılımlı bir şekilde toparlanacağı beklentisiyle; cari açığın 15 milyar $ civarında gerçekleşmesi bekleniyor.

Hükümet hariç neredeyse dünyadaki bütün ilgili kişi ve kurumlar 2020 yılı için %3 büyüme bekliyor ve bu oran olumlu beklentileri pekiştiriyor.

TCMB faizleri iki koldan düşürmeye çalışıyor. Bir haftalık repo oranını %14’e ve swap faizlerini de %12’nin altına düşürdü.

Bu faiz indirimleri bankaların çok yüksek oranda kar elde etmelerini sağladı. Böylece bankaların cesaretle “sorunlu kredilerini takibe atma”larının önü açıldı. Bu ve diğer bazı faktörler bankaların kredi verme iştahını yükseltti.

Ancak ticaret ve yatırım alanında atıl kapasiteler henüz dolmadığı için çoğunlukla tüketici kredileri artıyor. Tüketici kredilerinin yerli veya ithal ürünlerden hangisinin tüketilmesi amacıyla verildiği de büyük önem taşıyor. Kredilerin çoğu yerli ürün tüketimi için alınmışsa etkisi olumlu; ithal ürünler için alındıysa etkileri, kısa vadede olumlu ancak uzun vade de olumsuz olur.

Enflasyon ve faizlerin düşmesi ile kurların dengelenmesi sonucunda sağlanan ılımlı dengelenmenin temelinde, azalan talep ve cari fazla olduğunu hükümet de biliyor. Fakat bütçe açığı o kadar can sıkıcı hale gelmiş ki; cari açık ve enflasyon artış tehlikelerini göze alarak, hükümet tüketimi artırmaya çalışıyor.

Kamu bankalarının sağladığı ucuz kredilerle, ithalat payı %80 civarında olan, otomobil satışları artıyor. Çünkü bu ürünlerin satışından çok büyük vergi gelirleri elde ediliyor. Motorlu taşıt sayısının artışı, oto gaz, dizel ve benzin satışlarını da artıracağından vergi gelirleri ilaveten artacaktır.

Cari açık demek dış borç demektir. Türkiye dış borç alma konusunda “istiap haddi”ni doldurmuştur. Dış borçlarımızın GSYİH’ya oranı %62’dir ve bu oran akranlarımız olan ülkeler arasındaki en yüksek orandır. Serbest döviz rezervlerimiz de dış borcumuzun %30’u kadardır ve bu oranımızda akranlarımız arasındaki en düşük orandır. Daha fazla dış borç, bu oranları daha da kötüleştirebilir; bu da daha fazla kırılganlık demektir.

Ödenen maliyetler sonucunda ki en büyük bedeli işsizler ödedi ve ödüyor; bazı bakımlardan, ekonomi de bir dengelenme sağlandı denilebilir. Yine de mevcut bıçak sırtı durum, ekonomi yönetiminin yanlış zamanlarda alacağı bazı kararlar dolaysıyla; mesela zamansız, ölçüsüz ve yüksek faiz indirimleri, her an olumsuza evirilebilir.

Sonuç olarak, bazı bakımlardan ekonomide en kötünün geride kaldığını, en az iki kötü verinin çok acımasız olduğunu ve güzel günlerin çok uzaklarda olduğunu söyleyebliriz.

YORUMLAR (12)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
12 Yorum