AK Parti 1 Kasım dersine iyi çalışmış

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Pazar günü açıkladığı seçim beyannamesini dinlerken “Evet AK Parti bu kez gerçekten iktidar olmak istiyor” cümlesini amasız, fakatsız üzerine basa basa söyleme gereğini duydum. Bu cümlenin mefhumu muhalifinden çıkarak, “Ne yani 7 Haziran seçimlerinde istemiyor muydu?” diye sorabilirsiniz. Elbette istemiştir ama bugünkü kadar arzulu bir şekilde istemediği bir gerçek.

Bu cümleyi belki şöyle söylemek lazım, AK Parti 13 yıllık iktidarda olmanın özgüveniyle bazı hatalarını gözden geçirme gereği duymadan, ‘nasıl olsa iktidar çantada keklik’ havasındaydı. Daha doğrusu 13 yıl boyunca devrim niteliğindeki yaptığı demokratik değişimlere ve kalkınma hamlelerine binaen iktidarı kaybedeceğini hiç düşünmüyordu.

Ama kabul edelim ki doğası gereği iktidarlar yıpranırlar, ister istemez bir takım yozlaşma tehlikelerine maruz kalabilirler. AK Parti’yi 7 Haziran yenilgisine taşıyan sebeplerin tam da böyle bir halin sonucu olduğu kanaatindeyim.

Neyse şimdi dersimiz 1 Kasım seçimleri... Önce bir hakkı teslim etmek gerekiyor, Hoca ve kurmayları 7 Haziran seçim sonuçları üzerinde sıkı bir çalışma yapmışlar ve seçim beyannamesini de sağlam bir strateji üzerine bina etmişler.

Muhalefet partilerinin 7 Haziran seçimleri için bir bakıma açık arttırmaya dönüşen vaatleri bütün gösterişli sunumlara rağmen, aslında sandıkta beklenen neticeyi vermedi. Zira bugüne kadar ciddi bir iktidar alternatifi olma yönünde toplumda beklenti oluşturamayan muhalefetin vaatlerine de seçmen itibar etmedi.

İşin doğası gereği toplum her seçimde partilerden dişe dokunur vaatler bekler. Evet 7 Haziran'da muhalefetin vaatleri parlaktı ama partilerin toplumdaki kredibilitesi zayıftı. Dolayısıyla bu açık arttırmanın sonuçları partilerin beklentisi oranında sandığa yansımadı.

Eğer aynı vaatleri o gün AK Parti vermiş olsaydı, eminim çok daha parlak bir sonuç ortaya çıkmış olurdu. Çünkü AK Parti 13 yıllık iktidarı boyunca hiçbir seçimde popülist vaatlerde bulunmadı. Bu yüzden de icraat anlamında seçmendeki kredisi hala yüksek.

İşte bu yüzden de AK Parti 1 Kasım seçim beyannamesini hazırlarken, Türkiye'nin ekonomik gerçekleriyle toplumun beklentilerini daha realist bir zeminde buluşturmaya özen göstermiş. Açıkçası Davutoğlu'nun beyannamesinin özellikle vaatler bölümündeki bazı kalemlere baktığınızda, "Peki bunu hangi kaynaktan karşılayacaksınız?" gibi bir soru sorma gereği duymuyorsunuz. Mesela asgari ücretin 1300 lira olması, emeklilere yılda 1200 liralık bir zam öngörülmesi son derece önemli ama öyle bütçe dengelerini bozacak absürt bir vaat değil.

AK Parti'nin 7 Haziran beyannamesindeki en büyük eksiklerinden birisi de gençlere bir şey söylememesiydi. Öyle anlaşılıyor ki Davutoğlu ve ekibi bu konuda da dersine iyi çalışmış ve gençlerle ilgili dolu dolu bir beyanname hazırlamış. İktidarının ilk yıllarındaki KÖYDES projesine benzer gençlere destek projesi olan GENÇDES'i hayata geçirmeyi vaat ediyor. Mesela, kendi işini kurmak için proje getiren gençlere 50 bir lira karşılıksız destek veriyor. Ayrıca 100 bin liraya kadar da faizsiz kredi. Üç yıla kadar da gelir vergisinden muaf olacak. İlk kez iş bulan gence bir yıl boyunca maaşını devlet verecek.

Burada AK Parti'nin seçim beyannamesinin sadece vaatler kısmının küçük bir bölümünü alabildim. Tamamını bir köşe yazısının hacmi içine sığdırmak mümkün değil. Reformlar ve mega projeler bölümüne hiç başlamadım bile.

Özetle AK Parti 1 Kasım seçimlerine ciddi ve güçlü bir hazırlıkla giriyor. Eğer 7 Haziran seçimleri öncesinde olduğu gibi milletin kafasını karıştıracak bir tavır sergilemezse, bu beyanname AK Parti'ye tek başına iktidarın yolunu açabilecek vizyona ve derinliğe sahip.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.