Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun siyasi tarihimizde ender rastlanan bir centilmenlikle ve de açık kapı politikasıyla sürdürdüğü koalisyon çalışmaları hepimizin bildiği gibi sonuçsuz kaldı. Bu sonuca farklı pencerelerden bakabiliriz, buna göre de partilerin tavırlarını yine kendimize göre eleştirebiliriz.
Bu çerçevede de özet olarak aslında CHP, MHP ve HDP'nin 8 Haziran'da açıkça deklare ettikleri "AK Parti ile asla koalisyon kurmayız" pozisyonlarına fiilen geri döndüklerini söyleyebiliriz. Yani muhalefetin ilk gün söylediği doğruymuş, gerisi tiyatro...
Yine de adil olmak gerekirse, CHP ile yapılan istikşafi görüşmelerin Türk siyasetinin reel fotoğrafı açısından önemli bir kazanım olduğunun altını itina ile çizmek gerekiyor. Ayrıca bu görüşmelerin ülkedeki tansiyonu bir ölçüde de olsa düşürdüğü muhakkak.
Ancak koalisyon görüşmelerindeki fotoğrafın tamamına baktığımızda, hemen herkesi rahatsız eden bir görüntünün de altını çizmek gerekiyor. O da MHP'nin daha doğrusu Devlet Bahçeli'nin uzlaşmaz ve aykırı tavrı...Bu görüntü aslında Bahçeli için de bir ilk. Zira bugüne kadar Bahçeli ülke çıkarları söz konusu olduğunda tercihini hep devletten yana kullanan bir lider oldu. Ama bu kez bambaşka bir Bahçeli ile karşı karşıyayız.
Malum seçimlerden hemen sonra Kemal Kılıçdaroğlu biraz fantezi de olsa 'Yüzde 60' formülünü ortaya attı. Hatta Bahçeli'ye başbakanlık koltuğunu bile ikram etti. MHP lideri hiç tereddütsüz bu teklifi reddetti ve asla HDP ile aynı fotoğrafta yer almayacaklarını söyledi. Bu bir tercih meselesidir ve sadece saygı duymak gerekir.
Bütün bir koalisyon sürecinde de Bahçeli özellikle bir konunun altını çizdi ve neredeyse her açıklamasında, son tahlilde ülkeyi hükümetsiz bırakmayacaklarını ve ellerini taşın altına koyacaklarını söyledi..
Peki geldiğimiz nokta nedir?
-Bahçeli yüzde 60 formülünü reddetti.
-AK Parti ile koalisyona hayır dedi.
-Azınlık hükümetine destek olmayacaklarını söyledi.
-Seçim hükümetinde yer almayacaklarını açıkladı.
-Ve sonunda HDP'nin seçim hükümetinde yer almasını sağladı.
İyi güzel de Devlet Bahçeli bütün bunları neden yaptı?
Bu tavrı kim nasıl değerlendirir ve nasıl okur bilemem. Ama görüntü şudur: Devlet Bahçeli bildiği bütün matematik hilelerini kullanarak ve de çok ince hesaplar yaparak HDP'nin seçim hükümetinde yer alması için kapıları sonuna kadar açmıştır.
Eğer MHP lideri bu karmaşık hesapları seçimlerde AK Parti'yi HDP üzerinden vurmak amacıyla yapmışsa, bu hesap Bahçeli'yi bütünlemeye bırakır. Ayrıca da sorarlar; bütün bu inatlaşmaları HDP'yi hükümete sokmak için mi yaptınız?
Tam da terör acısını iliklerimize kadar hissettiğimiz şu günlerde, hangi parti olursa olsun eğer şehitler üzerinden bir siyasi hesap yapıyorsa, bilinmeli ki bu çok tehlikeli bir oyundur. Ayrıca da siyasi tarihimiz bu tür hesapların hiçbir partiye yarar sağlamadığının örnekleriyle doludur.
