Artık iyice kanaat getirdim ki normal bir ülkede, makul davranışlar sergileyen insanların arasında yaşamıyoruz. Evet Türkiye en zor ve sancılı yıllarını yaşıyor. Doğrusu yaşadığımız ağır şartların insanların zihinsel melekelerinde bu kadar ağır tahribatlar yapacağını hiç düşünmemiştim, yanılmışım.
Öylesine hayret ve dehşet verici bir manzara ile karşı karşıyayız ki her şeye rağmen belli bir makuliyet çizgisinde olduğunu sandığımız insanlar bile artık normal bir insan davranışı sergilemiyorlar. Sanki memlekette bir şeyler olmuş ve bu ülkenin tarihine, geleceğine inanan, güvenen insanlar bile bir akıl tutulması hali yaşıyorlar.
Düşünün ki Suriye diktatörünün yaktığı ateşe her gün benzin döken çılgın emperyal güçlerin hesapları yüzünden etrafımız bir ateş çemberiyle kuşatılmış durumda. İçeride ise hendekli, barikatlı bir terör belası ile mücadele ediyoruz ve yarın sabah nasıl bir Türkiye'ye uyanacağımızdan emin değiliz.
Memleketin başında bin türlü gaile var ama birileri sanki her şey güllük gülistanlıkmış gibi bambaşka gündemler oluşturmanın telaşı içindeler. Elbette Türkiye'nin tek gündemi terörle mücadele değil, olmamalı da... Toplumun ekonomik ve sosyal alanda pek çok beklentileri var. Zaten siyasi iktidar da sorunları çözecek icraat takvimini hayata geçirmek için yoğun bir çaba sarfediyor.
Memleketin önünde bunca sorun varken, bir taraftan da pürtelaş bir başkanlık sistemi tartışması yapmaya çalışıyoruz. Evet belki hemen bugün değil ama kısa ve orta vadede Türkiye'nin bir sistem değişimine ihtiyacı var, bu gerçeği ıskalayamayız.
Ancak başkanlık sistemi gelmeden terörle mücadele edemeyiz, başkanlık olmadan Türkiye'nin ekonomik ve sosyal sorunlarını çözemeyiz gibi dramatik bir noktada da değiliz herhalde...
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın başkanlık konusundaki hassasiyeti malum. O haklı olarak Türkiye'nin gelecek perspektifi açısından sistem sorununun kalıcı bir şekilde çözüme kavuşturulmasını istiyor. El hak doğrudur ama hemen olmazsa Türkiye batmaz...
Ne yazık ki cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlık sistemi hassasiyeti üzerinden kendilerine vazife çıkaran birileri, "Başkanlık sistemini daha sağlıklı bir zeminde ve evrensel hukuk normları içinde tartışalım" diyerek bir bakıma ufuk açmaya çalışanları kafadan Erdoğan karşıtı gibi ilan ederek adeta 'ihanet listeleri' hazırlıyorlar.
Dahası, "Eğer bu Meclis'ten başkanlık sistemine onay çıkmazsa hemen erken seçime gidilmeli" şeklinde hezeyan üretenler var ki bu hal ancak zihinsel bir çürüme ile izah edilebilir.
Kaldı ki Başbakan Ahmet Davutoğlu, kasım seçimlerinde AK Parti'yi emsalsiz bir zaferle iktidara getiren milletin sadece icraat beklediğini, böyle bir tabloda erken seçimi telaffuz etmenin bile ihanet olacağını çok açık bir şekilde ifade etti. Hal böyleyken birilerinin adeta inadına erken seçimi telaffuz etmeleri öncelikle AK Parti'ye haksızlıktır ve de siyasi istikrarı dinamitlemektir.
