Öğretmenler belki de ilk kez memnun

Genelde eğitim sistemimizdeki aksaklıkları ve MEB’in işleyişini sık sık eleştiren biri olsam da bu sefer Millî Eğitim Bakanlığını öğretmenlere yönelik seminer dönemi için tebrik etmek gerektiğini düşünüyorum. Bu yıl gerek ara seminer döneminde ve gerekse yıl sonu seminer döneminde bakanlık uzaktan eğitim yolu ile öğretmenlere yönelik birçok hizmet içi seminer sunumları hazırlayarak, online olarak ilgilerine sundu.

Doğal olarak seminer çalışmalarını eleştirenler olduğu gibi beğenenler de oldu. Ancak, geçmiş yıllardaki seminer dönemleri ile kıyasladığında bu yılki hizmet içi seminerlerin hem seçenek olarak hem de içerik olarak daha zengin olduğu tartışma götürmez. Geçmişte çoğunlukla kâğıt üstünde yapılmak durumunda kalınan ve öğretmenlere yük olmaktan öteye gitmeyen seminer dönemi bu kez öğrenmeye ve kendini geliştirmeye açık pek çok öğretmen için oldukça verimli geçti.

12 farklı etkinliğin yer aldığı seminer döneminde öğretmenlerden en az bir semineri tamamlamaları halinde görevlerini yapmış sayılacakları bildirilmesine rağmen, sosyal medya üzerinden yürüyen tartışmalarda ve gerekse çevremizdeki öğretmen arkadaşlarımızdan aldığımız duyumlara göre pek çok öğretmenin birden fazla seminere isteyerek katıldıklarına şahit olduk ki bu da genelde pek görülen bir durum değil.

Bu da şunu gösteriyor, içerikler yetkin kişilerce ve yeterli yoğunluk ve seviyede hazırlandığında insanlar gönüllü olarak bu tür etkinliklerin birer paydaşı haline gelebiliyorlar. Seminerlerin kimisi uzun, kimisi kısa olsa da katılımların istenen düzeyde olduğunu veriler bize gösteriyor. Ayrıca bu seminerlere idarecilerin (müdür ve müdür yardımcıları) katılımda serbest bırakıldıklarını da belirtmek gerek.

Bazı etkinliklere katılım ve öğretmenlerin beğeni (5 üzerinden) durumları aşağıdaki gibi olmuş:

Merhamet ve Yavaşlamak Semineri: 142.387/3,8

Öğretmen Olmak Semineri: 135.345/4,3

Öğretmenin Fabrika Ayarları Semineri: 75.324/3,2

Hizmet İçi Eğitimde Yeni Yaklaşımlar ve Uzman Öğretmenlik… Semineri: 72.831/3,6

Zor Durumların Yönetimi, Mesleki Doyum.. Semineri: 54.296/4

NLP’ye Giriş Semineri: 46.252/3,6

Kendilik Cesareti Semineri 30.854/3,7

Sosyal Medya Kullanımı ve İletişimi Semineri: 25.359/3,7

Kurmaca Metin (Öykü) Yazma Eğitimi Semineri: 15.320/3,4

Diğer üç seminer Web 2.0, Word ve Excell programları hakkında olduğu için yazmaya gerek görmedim. Bu üç semineri tamamlayan 21 bin’den fazla öğretmen olmuş.

Bu seminerlerin uzaktan olması belki bir eleştiri konusu olabilir, ancak buradaki sorun seminer içerikleri ile ilgili bazı etkinliklerin öğretmenler tarafından yapılması istenerek aşılabilirdi. Seminerlerde görev alan pek çok değerli isimle öğretmenlerin her an ve her ortamda karşılaşmalarının mümkün olmadığı gerçeği göz önünde bulundurularak bir değerlendirme yapmak zaruridir. Geçmişte yapıldığı gibi merkezde birkaç öğretmeni toplayarak onlara birtakım kazanımlar kazandırılıp, çalıştıkları illere koordinatör öğretmen olarak gönderdiğinizde bu kez de başka sorunlarla karşılaşılmaktadır. Tabii ki uygulama bazlı alanlarda bu uygulama devam ettirilmelidir ancak her konuda böyle bir yol izlenemez.

Alanında kendisini kanıtlamış isimlerle dolaylı da olsa etkileşime geçmek öğretmenlerimizin görgü ve bilgilerine olumlu anlamda katkı yapacağı açıktır. Tabii ki gönül bu tür etkinliklerin yüz yüze yapılabilmesinden yana ancak 70 bine yakın okul ve bu okullarda görevli 700 binden fazla öğretmene ulaşmak çok da kolay olmayacaktır.

Hiç mi olumsuzluk yoktu bu seminerlerde? Olumsuzluk demeyelim ama bir eleştiri ile sözü kapatmak istiyorum. Öğretmenlik mesleği ve öğretmenin rolüne dönük seminerlerde değerli hocalarımızın tamamına yakını ortak bir şekilde öğretmenin örnekliği, öğrencilere dokunabilmeleri ve onlara yeni kapılar açmalarının önemine hatta bu yolda gerekirse müfredatın dışına çıkılabilmesine vurgu yaptıkları görülüyor. Halbuki pratikte son 20-25 yıl içinde öğretmenlerin elleri kolları müfredat ile sıkı sıkı bağlanmış ve öğretmenin sınıfta kendi kişiliği ile yer edinmesine set konulmuş durumda. Mevcut eğitim sistemindeki sınıf geçme, disiplin ve ödül yönetmeliği vb. yönetmelikler de öğretmenin sınıf içindeki otoritesi ve saygınlığını çok ciddi şekilde zedelenmiş durumda.

Öğretmenler çocukların hayatına ufak ama güzel dokunuşlar yapabilmek için bir nebze özgürlük alanına ihtiyaç duymaktadır ama bugün maalesef okullarımızda öğretmenler yönetmeliklerle beraber veli-öğrenci ve idare üçlüsünün yoğun baskısı altında kalmaktadır. Bu baskı nasıl azaltılır biraz da onun düşünülmesi gerekli diyerek şimdilik nokta koyalım.

YORUMLAR (20)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
20 Yorum