Bir yere gitmiyoruz, en azından şimdilik

Milli paramızın son zamanlarda maruz kaldığı türbülans ve bu türbülansın ardındaki politik ve ekonomik sebepler, Türkiye’nin dahil olduğu askeri, siyasi ve ekonomik paktlarla ilgili muhtelif düşünceleri depreştiriyor.

Dikkat ederseniz, bugünlerde, İsmet Paşa’nın 1964’te Time dergisine verdiği demeçte söylediği “Yeni şartlarda yeni bir dünya kurulur ve Türkiye de bu dünyada yerini bulur” cümlesine sıkça atıf yapılıyor.

64’te Kıbrıs meselesi vardı. İnönü müttefiklerin Türkiye aleyhine tutumlarını eleştiriyordu.

Bugün meseleler daha çok boyutlu.

Paramızla silah istiyoruz, vermiyorlar. Biz de benzer silahları başka ülkelerden, mesela Rusya’dan alınca veya almaya teşebbüs edince rahatsız oluyorlar.

Suriye’de sadra şifa bir çözüm için her zeminde diller döküyoruz, buna kulak asmamakla kalmıyorlar, kendilerine müttefik olarak Türkiye’nin can düşmanı olduğunu pekala bildikleri bir terör örgütünü seçiyorlar.

Fetö’yü himaye ediyorlar. Belki resmen değil ama mutlaka gayrıresmi olarak teşvik ediyorlar.

Türkiye’de tutuklanan vatandaşları Rahip Brunson’u da alemin gözü önünde, nezaket, diplomasi falan gözetmeden aşikare istiyorlar.

Bunlar ‘uzaktaki müttefik’imizle sorunlarımız.

Avrupa ülkeleriyle de -Almanya’yla, Hollanda’yla, Belçika’yla, Avusturya’yla- zaman zaman gelin-görümce gibi didişiyoruz.

Bu hikayelerin arkasında bizim gördüğümüz veya görmediğimiz, Türkçede ‘işin içinde iş var’ diye ifade edilen detaylar olabilir.

Ama karşıdan bakılınca manzara bu.

Bu manzara, Türkiye açısından yeteri kadar sıkıcı değil mi?

Türkiye’nin bu müttefiklik, ortaklık ilişkilerini sorgulaması normal değil mi?

Normal.

Sorgulaması normal ama, bu ilişkileri tamamen kesip kendi kabuklarına çekilmesi, tabir caizse içine kapanması mümkün mü?

Bırakalım tarihte olanları, sadece kendi tanıklık süremiz içinde gördüklerimiz bile, alemde ‘imkansız’ diye bir şey olmadığını bize öğretti.

En olmayacak denilen şeyler bile olabiliyor.

Bu yüzden ‘imkansız’ demeyelim. İmkansıza yakın bir şey diyelim.

Çok zor.

İlişkilerdeki olumsuzluklara rağmen, Türkiye’nin ekonomisi de, güvenliği de batıyla da doğuyla da doğru kurulmuş ilişkilerle sıkı sıkıya irtibatlı.

Sıcak para, soğuk para, doğrudan yatırım, dolaylı yatırım dediğimiz şeylerin çoğu Avrupa’dan geliyor.

Bazen Katar’dan matardan da geliyor ama, çok sınırlı.

Elimizde petrol gibi para edecek bir kaynak olsaydı, içe kapanmanın maliyetini karşılayabilirdik.

(‘Bor’umuz var, borla ilgili laf da üretiyoruz, fakat bor’u değerlendirecek teknolojiyi maalesef üretemiyoruz.)

Petrolünü 1 kuruş ucuza versen, gelir tezgah altında da olsa senden satın alırlar.

Ambargo koysalar bile alırlar.

Direkt senden almazlar da, araya ambargosuz bir ülke sokarlar, alırlar.

Borsada ‘bıyıklı yabancı’ diye güzel bir tabir var. Vergiden muaf olmak için işlemi dışarıdan yapan Türk yatırımcılara deniyor.

Paran varsa, bıyıklı yabancı veya bıyıksız yerli bulurlar, seninle çalışırlar.

Parayı görünce en faşist ülkeler bile mum gibi olur.

‘Tamamen kapanmayalım ama başka ittifaklar bulalım.’

Avrasya’ya, Uzak Doğu ortaklıklarına intisap edelim.

Bu da zor.

Davulun sesi uzaktan hoş gelebilir.

Her ittifakın kendine göre dertleri vardır.

Beraber çalışalım, alışveriş edelim, ama ittifak başka.

Petrolümüz veya başkalarını bize mecbur edecek bir teknolojimiz olmadığına göre, bizim, dünyanın doğusuna da batısına da açık olmamız gerekiyor.

Nasıl açık?

Makul bir ilişkiyle açık.

Tepeden bakmayacaklar. Rahmetli Erbakan’ın tabiriyle ‘müstemleke’ muamelesi yapmayacaklar.

İkide bir oramızı buramızı kurcalamayacaklar.

Bunu sağlamak da zor, ama uğraşmaya değer.

Doğru, Trump’ın dolar salvosu sırasında farklı seçenekleri dillendirdik.

Bu, Türkiye’nin alternatifsiz olmadığını söylemenin bir şekliydi.

Ama, muhataplarımızla teması da kesmedik.

Demek ki bir yere gitmiyoruz. Makul ilişki şeklini aramaya devam ediyoruz.

En azından şimdilik.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.