Türkiye’nin verileri tartışılıyor

Türkiye’nin verileri tartışılıyor

OECD, Türkiye’nin veriye ulaşılabilirlikte son sıralarda yer aldığını açıkladı. Alman finans devi Commerzbank’ın raporunda ise büyüme rakamlarının ‘siyasi olarak etkilenmiş’ olabileceği yorumunda bulunarak, ‘rakamlar şüpheliden de öte’ denildi.

ürkiye ekonomisine dair resmi makamların açıkladığı veriler, uluslararası kurumların tartışma konusu haline geldi. OECD’nin açıkladığı, hükümetlerin ve devletlerin şeffaflık, hesap verebilirlik ve katılım prensipleri çerçevesinde derledikleri dataları kamuoyu ile paylaşmasını öngören açık hükümet endeksinde Türkiye son sıralarda yer aldı. OECD’nin açık hükümet endeksi bileşenleri sırasıyla, veri bulunabilirliği, veri ulaşılabilirliği ve verilerin tekrar kullanımı için hükümet desteğini içeriyor. Sonuncu bileşenin dahilinde ise veri destekleri ve partnerlikler, veri okur yazarlığı programları ve bu desteklerin değerlendirilmesi bulunuyor.

BULUNABİLİRLİKTE TABLO KÖTÜ

Devlet veya hükümetlere dair veri bulunabilirliği açısından ilk sırada Güney Kore geliyor. Güney Kore’yi sırasıyla Japonya, Birleşik Krallık ve Fransa izliyor. Türkiye ise bu kategoride son sıralarda yer alıyor.

ULAŞILABİLİRLİKTE SON SIRADA

Veri ulaşılabilirliği açısından bakıldığında, Türkiye’nin en son sırada yer aldığı görülüyor. Bu alanda ilk sırada Avusturya yer alırken, Fransa’nın ikinci, Güney Kore’nin ise üçüncü sırada yer aldığı görülüyor.

VERİLERİN TEKRAR BULUNABİLİRLİĞİ

Hükümetin verilerin kullanımı ve tekrar kullanımına verdiği destek, endeksin üçüncü bileşeni. Endeksin bu bileşeninde de ilk sırada Güney Kore yer alırken, Türkiye’nin endeks değeri ise 0 olarak açıklandı.

‘COMMERZBANK’I ANLAMAKTA ZORLANIYORUM’

Öte yandan TÜİK’in açıkladığı verilere güvenen Avrupalı ekonomistler de var. Örneğin, BlueBay Asset Management’ın Kıdemli Stratejisti Timothy Ash, yayınladığı notta “Commerzbank’ın neden milli gelir verilerine odaklandığını ve bu denli sert ve bölücü bir siyasi noktaya dikkat çektiğini anlamakta zorlanıyorum” diyor. Buna ek olarak Ash, “Şu anda Türkiye ekonomisine ilişkin önde tutulması gereken asıl unsurlar, yüksek enflasyon, yapısal reformlar ve Merkez Bankası’nın para politikası ve enflasyonla mücadeledeki güvenirliğini korumasıdır. Türk ekonomi politikasının hala geniş cari açık gibi büyük sorunları var” ifadesini kullandı. Ash’e göre, “Şu an Türkiye ekonomisinde odaklanılması gereken nokta resmi verilerin güvenirliği ya da Türkiye ekonomisinin bu denli iyi performans gösterdiği soruları olmamalı.” Bunun yerine uzmanlar ekonomik konjonktürün oldukça elverişli olduğu yani ucuz petrol fiyatlarının, ucuz küresel finansmanın, rekabet gücü yüksek lirasının belirgin olduğu bu atmosferde Türkiye ekonomisinin neden daha iyi performans göstermediği sorusu üzerinde kafa yormalı.

ODAKTA TURİZM RAKAMLARI VAR

Commerzbank raporunun asıl sorguladığı noktalardan biri, turizmdeki toparlanma. Raporu kaleme alan Lutz Karpowitz’e göre, Rusya ve Orta Doğu’dan gelen turist sayısının artması, Batı Avrupa’dan, özellikle de Almanya tarafından düşen turist sayısını telafi edecek nitelikte değil. Karpowitz, Alman turistlerin son yıllarda Türkiye’ye gelen tüm turist sayısının %15’ni oluşturduğuna ancak iki ülke arasındaki gerginliklerin artmasının bu yıl gelen turist sayısını önemli ölçüde düşürdüğüne dikkat çekiyor. Commerzbank, 2017 yılında Alman turist sayısının 1,5 milyonan az olacağını tahmin ediyor.

‘RESMİ BÜYÜME RAKAMLARI ŞÜPHELİDEN DE ÖTE’

Alman finans devi Commerzbank’ın yayımladığı bir raporda, verilerin doğruluğuna dair soru işaretleri olduğu belirtildi. BNE Intellinews’ta yer alan habere göre analistler, Commerzbank’ın raporundan yola çıkarak, Türkiye’nin resmi büyüme rakamlarının “şüpheliden çok daha fazla” olduğu ve hatta “siyasi olarak etkilenmiş” bile olabileceği yorumunda bulunuyor.

Habere göre, 13 Eylül tarihinde ilk önce Financial Times tarafından dile getirilen büyüme rakamlarına ilişkin kaygı şayet doğrulanırsa, yatırımcıların OHAL’den dolayı zaten Türkiye’den tedirgin olduğu bu dönemde, Ankara ciddi anlamda zarar görebilir. Öte yandan, habere göre bu yıl borsadaki yükseliş ve Türk ekonomisinde görülen canlanmanın, büyük ölçüde hükümetin 250 milyar TL’lik (72,3 milyar dolar) kredi garanti fonu (KGF) desteklediği ile yaşandığı ifade edildi.

Türkiye tarafında oldukça olumlu karşılanan, %5.1’lik ikinci çeyrek GSYİH büyümesi, G20 ekonomileri arasında sadece Çin ve Hindistan’ın gerisinde kaldı ve Türkiye, geçtiğimiz yıl geçirdiği siyasi sıkıntılardan sonra “ekonomiye güven” açısından son beş yılın zirvesine ulaşarak, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerden biri olarak listede yerini aldı. Buna karşın, Türkiye’nin büyüme rakamlarını genişçe ele alan, Commerzbank’ın GOÜ Stratejisti Lutz Karpowitz “Türkiye – Şaka mı Yapıyorsun?” başlığıyla kaleme aldığı raporda, turizm ve yabancı yatırımda toparlanmaya işaret eden rakamların güvenilirliğini sorgulayarak kafalarda soru işaretleri uyandırdı. Habere göre, Alman hükümetinin büyük bir paya sahip olduğu bankanın böyle bir raporu kaleme almasında, Ankara ile Berlin arasında insan hakları ihlalleri konusunda yaşanan gerilim ve Türkiye’nin AB üyeliği konusunda gelinen kritik nokta etkili olmuş olabilir. Öte yandan söz konusu rapor, şayet böyle bir ekonomik mucize gerçekten yaşanıyorsa Türkiye adına mutlu olunacağı notunu da düşüyor.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN