Ankara-Berlin gerilim hattı

Ankara-Berlin gerilim hattı

Almanya ile Türkiye arasında yaşanan sancı krize dönüştü. Büyükada tutuklamalarının ardından Türk büyükelçisine nota verildi. Dışişleri Bakanı Gabriel de, “Türkiye’ye çok sabır gösterdik, ilişkilere bu şekilde devam edemeyiz” dedi. Berlin’in tavrına Ankara’dan sert yanıt geldi: Şantaj siyaseti kabul edilemez.

Ankara-Berlin hattında son dönemde yaşanan gerginlik, hemen her gün yeni bir krizle tırmanıyor. Krizin son halkası ise 5 Temmuz’da Büyükada’da yapılan bir toplantıya yönelik operasyonda Alman vatandaşı olan aktivist Peter Steudtner’in tutuklanması oldu. Almanya, Steudtner’in tutuklanması nedeniyle Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın’ı Dışişleri Bakanlığı’na çağırdı. Tatilini yarıda keserek ülkesine dönen Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’de tansiyonu yükselten açıklamalarda bulundu. Gabriel, Büyükada tutuklamaları için, “Planlanmış ve iyi şekilde hazırlanmış bir eylem” iddiasında bulundu. “Türkiye’den yapılan suçlamara cevap verilmediğini ve sabır gösterildiğini, ayrıca hayal kırıklığına uğradıklarını ancak bunun böyle devam edemeyeceğini” savunan Gabriel şunları söyledi: Türkiye politikasını yeniden düzenlememiz gerekiyor. Kimsenin hukuki güvencesinin olmadığı bir ülkeye yatırım yapılması tavsiyesinde bulunamayız. Bundan dolayı federal hükümetin Alman yatırımlarının gerçekleştirilmesi konusunda nasıl garanti vereceğini göremiyorum.

TÜRKİYE BATI’NIN PARÇASI

Türkiye ile ilişkilerin iyi olmasını istediklerini  dile getiren Gabriel, “Biz Türk hükümetiyle iyi ve güven içinde ilişkilerin olmasıyla ilgiliyiz. Türkiye’nin, Batı’nın bir parçası olmasını veya bulunduğu yerde kalmasını istiyoruz” diye konuştu. FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimine işaret eden Alman Bakan, “Şans eseri başarısız oldu” ifadesini kullandı.

Gabriel’e Dışişleri Bakanlığından sert tepki geldi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Almanya, bir yandan devletimizin bekasını hedef alan PKK ve FETÖ terör örgütleri üyelerinin kendi topraklarında rahatça dolaşmasına göz yummakta, diğer yandan da ülkemizde terör suçundan
gözaltına alınan veya tutuklanan şahısların da yargıdan muaf tutularak serbest bırakılması gibi kabul edilemez taleplerde bulunuyor” denildi. Şu ifadeler kullanıldı: Almanya’nın terörle mücadele ve Türkiye’nin güvenliği konusundaki haklı beklentilerimizi anlamasını ve ortak çıkarlarımızı stratejik bir vizyonla değerlendirmesini umuyoruz. İlişkilerimiz şantaj ve tehditle değil, uluslararası kabul görmüş norm ve ilkeler temelinde yürütülmelidir. 

 Tehditlere devlet ciddiyetiyle karşılık veririz

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Berlin’le yaşanan gerilimi değerlendirdi. “Almanya teröristlere kucak açıyor” diyen Çavuşoğlu, terörle mücadeleden taviz vermeyeceklerini belirtti. Almanya’nın Türkiye’ye karşı olan tüm terör örgütlerinin yeniden faaliyete başladığı bir üs haline geldiğini ifade eden Çavuşoğlu “Almanya, Türk yargısını hiçe sayarak talepte bulunuyor. Bir günde yargı kararı beklenmesi doğru değil” ifadelerini kullandı. Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in Ankara’ya yönelik ifadelerine de değinen Çavuşoğlu “Türkiye’ye yönelik ekonomik tehdit doğru değil. Mevkidaşım Gabriel ile Mart’ta Berlin’de görüştüm. Türkiye’ye ekonomik tehditte bulunmanın yanlış olduğunu söylemişti. Türkiye’ye yönelik böyle tehditleri ciddi bir devlete yakıştıramıyoruz. Alman Bakan’ın hırçın açıklamaları dostluğa sığmaz. Almanya’da yaklaşan seçim öncesi karşıtlık artıyor. Tarih boyunca tüm kurulan Türk devletlerinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk milletinin hiçbir tehdit ve şantaj karşısında boyun eğmediğini en iyi Almanya bilir, Teröre karşı talepleri reddedip talepte bulunuyorlar. Kısa vadeli çıkar için politikalar heba edilmemeli. Tehditleri de devlet ciddiyetiyle değerlendirir ve bunun karşılığını da elbette veririz. “ yorumunu yaptı.

Merkel’in pazarlık kozu iki FETÖ’cü general

15 Temmuz darbe girişiminin ardından kaçan FETÖ’cü subayları Türkiye’nin çağrılarına rağmen teslim etmeyen Berlin, firarileri pazarlık masasına taşıdı. Bild gazetesinin, Ankara-Berlin hattında son dönemlerin en gergin açıklamalarının geldiği süreçte ortaya attığı iddiaya göre, cuntacı generaller Türkiye’de tutuklu bulunan Deniz Yücel’in takası için gündeme geldi. Gazetenin diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberde, Berlin’in darbe girişimine katılan ve Almanya’ya sığınma başvurusunda bulunan iki FETÖ şüphelisi subayı masaya koyduğuna yer verildi. 

Berlin seçim hesabıyla ilişkileri gölgeliyor

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Külliye’de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kalın’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

(Kabine revizyonu) Cumhurbaşkanımızın aslında bu tür değişiklikler ve revizyonlarda temel ilkesi, ‘hep süreklilik içinde değişim, değişimin içinde süreklilik’ olmuştur. Aslında bu kabine de aynı zamanda bir ‘süreklilik’ ve ‘değişim’ kabinesi olarak ifade edilebilir.

(Terörle mücadele) PKK terörü ülkemizin başında bela olmaya devam ediyor. Özellikle Batı, PKK’yı görmezden gelmeye devam ediyor. En son genç bir öğretmenimiz, Necmettin Yılmaz’ın şehit edilmesi neticesinde hepimiz gene büyük bir hüzne boğulduk.

(CHP Tunceli Milletvekili Erol’un konuşması) Kendisinin Meclis’te yaptığı konuşma, bugün Türkiye’nin teröre karşı sahip olması gereken net, milli, yerli, tavizsiz duruştur. Bundan dolayı da Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Erol’u arayarak kendilerine teşekkür etmişlerdir. Bizim siyasi parti aidiyetleri bir kenara, siyasi görüşlerimizi bir kenara bırakarak terör karşısında yek vücut olmamız açısından önemli bir tablo.

(Kıbrıs) Uluslararası topluma buradan çağrımız, artık yeni gerçekler ışığında bu izolasyonların ve yaptırımların tamamen kaldırılmasıdır. Kıbrıs Türk tarafına dönük bu izolasyonların kaldırılmasının zamanı çoktan geldi.

(Kudüs’te İsrail ablukası) Güvenlik ya da terörle mücadele gerekçesiyle özellikle Mescid-i Aksa’nın Harem-i Şerif’in etrafının sarılması, metal dedektörler konması, Filistinli Arap ve diğer Müslüman bireylerin girişinin bu şekilde perdelenmesi ya da engellenmeye çalışılması kabul edilebilir bir durum değil. Bir İslam ülkesinde Hıristiyanların veya Yahudilerin dini mabetlerine, kutsal mekanlarına giriş çıkışlarda böyle kısıtlamalar acaba getirilseydi, o ülkelerin tepkisi, Batılı ülkelerin tepkisi ne olurdu? Bunu hep birlikte düşünmemiz gerekir. Avrupa ve ABD’nin sessizliğini bozması gerektiğini düşünüyoruz.

(AB süreci) Avrupa Birliği’ne tam üyeliği stratejik bir hedef olarak görüyoruz. Türkiye’nin de Avrupa Birliği’nin de güvenlik, ekonomi, bölgesel istikrar noktasında menfaatine olduğunu düşünüyoruz. Ama tam üyelik dışında bir alternatifi kabul etmemizin mümkün değil.

(Almanya gerginliği) Biz Almanya ile hep iyi ilişkiler içinde olduk, olmak istiyoruz ama bunun karşılıklı saygı ve çıkar ilişkileri çerçevesinde olması gerekir. Kimse Türkiye’yi Avrupa’dan veya bir başka yerden parmak sallayarak hizaya getirmeye kalkmasın. Seçimlere yönelik birtakım hesaplarla bu ekonomik ilişkileri gölgelemeye çalışmak, Türkiye’deki Alman yatırımcıların zihninde bir takım tereddütler uyandırmaya çalışmak kabul edilebilir değil.

(ABD Dışişleri Bakanlığının terör raporu) Bu rapora FETÖ’nün dolaylı olarak da girmiş olması önemli, bunu önemsiyoruz fakat FETÖ terör örgütünün ne olduğunu, mahiyetini tam olarak tespit etmeyen bir değerlendirme olduğunu da ifade etmeliyiz.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN