Kötüyü oynayacaksam mutlaka ceza çekmeli

Kötüyü oynayacaksam mutlaka ceza çekmeli

Barış Kıralioğlu, yine çok farklı bir rolle izleyici karşısında. ‘Cenaze İşleri’ filminde yerinde duramayan bir karakteri canlandıran Kıralioğlu, rol için her şeyin yapılabileceğini belirterek “Eğer bir kötü adam oynayacaksam, seyirci bu adam sayesinde kötülüğü eleştirebilsin. Mümkünse filmin sonunda da karakter cezasını çeksin” diyor.

ERKUT TEZERDİ / RÖPORTAJ

Hem tiyatro oyuncusu hem de izlenme rekorları kıran diziler ve filmlerde rol alıyor. Ayrıca İspanyolca, İtalyanca, İngilizce ve Latince biliyor; yurt dışına açılmakta kararlı. Geçen sezon ‘İçerde’ dizisinde canlandırdığı Musa Komiser karakteriyle sosyal medyanın dilinden düşmeyen Barış Kıralioğlu, bu hafta gösterime girecek ‘Cenaze İşleri’ filminde de çok hareketli bir karakteri canlandırıyor. “Senaryoyu okuduğumda Rafet’in çok fırıldak bir karakter olduğunu gördüm” diyen Kıralioğlu’na Melih Selçuk, Cemre Melis Çınar, Ergun Kuyucu’nun eşlik ediyor. ‘Cenaze İşleri’nde, çalıştığı belediyede kimsesizler mezarlığından sorumlu Orhan karakterinin başına gelen talihsiz olaylar mizahi bir dille anlatılıyor. Kıralioğlu’yla oyunculuk yaşamını konuştuk.

* Komedi türündeki ‘Cenaze İşleri’deki karakteriniz çok hareketli. Ama daha önce de bir dram yapımda, daha farklı bir karakteri oynadınız. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?

Her yeni rol içinde bir farklılık barındırınca oynaması daha zevkli oluyor. Senaryoyu okuduğumda Rafet’in çok fırıldak bir karakter olduğunu gördüm. Beni cezbetti, çünkü dediğiniz gibi bir önceki oynadığım rolden çok farklı bir yerdeydi. İşin içine saç, makyaj, kostüm girince Rafet daha da bir köpürdü.

* Filmde karakteriniz çok farklı tişörtler giyiyor. Nedir bu tişörtlerin hikâyesi?

Mesaj kaygılı tişörtler diyorum ben onlara. Bazı insanlar şaka yapmadan, mesaj vermeden, fıkra anlatmadan duramaz. Geçen bir restoranda arkadaşlarımla yemek yiyorduk. Bir anda düdük çaldı. Herkes çatalını bıçağını bırakıp döndü aynı yöne. Restoranın sahibi kısa boylu şişman adam sandalyenin üstüne çıktı ve kısa bir fıkra anlatıp herkesi güldürdü. Sonra indi ve müşteriler yemeklerine kaldığı yerden devam etti. Meğerse bu huyunu herkes bilirmiş. Aklına geleni anlatırmış böyle. Sandalye üstünde o adamı görünce. İşte tam bir Rafet dedim. Üstünde benim giydiğim o şakalarla dolu tişörtlerden olsa tam bir Rafet olacaktı.

* Reyting rekortmeni “İçerde”de sakallarınızla sosyal medyanın dilinden düşmediniz. Bu filmde ise sakallarınız yok, saçlarınız da daha düzenli taranmış. Sizce bu durumun bir oyuncu için avantaj ve dezavantajları neler?

‘İçerde’ çok başarılı bir işti. Oynadığım Musa Komiser insanlar tarafından çok sempatik bulundu. Sakallarımı aynı dönemde bir Rus oyununda oynadığım için böyle yapmıştım. O kadar çok beğenildi ki, benimle aynı modeli yapmış kişilerle karşılaştım. Yanıma gelip ‘abi senden esinlendim’ diyenler oldu. ‘Cenaze İşleri’ne başlayacağımız zaman saç ve sakal modelini değiştirdik. Çünkü jöle sürüp geriye yatırıp hatta arkadan topladığım bu model hiçbir şekilde Barış’a ait değil. Bu tam Rafet işi. Rafet’in şakacı tişörtleri, jöleli saçları, uzun bıyığı onun karakterinin önemli bir parçası. Bir oyuncu her zaman değişikliklere açık olmalı. Ben böyle değişiklikleri hep avantaj olarak görüyorum. 

* “Rol için her şey yapılır, her karaktere girilir” diyebilir misiniz?

Rol için her şey yapılabilir. Eğer uygun koşullar yaratılırsa... Gerektiğinde 10 saat suyun içinde de kalınabilir, bir mezarın içine de gömülünebilir, 30 kilo da verilebilir. Bazı oyuncular normal hayatta kendi görüşlerine ters bir karakteri oynamayı tercih etmeyebilir. Özellikle kötü adamları oynamak istemeyebiliyorlar. Ben aynı fikirde değilim. Eğer bir kötü adam oynayacaksam ve bu adam sayesinde kötülüğü eleştirebilecekse seyirci, en berbat şeyleri yapmaya hazırım. Ama yine de mümkünse filmin sonunda karakter cezasını çeksin (Gülüyor).

* Peki dram mı sizi daha çok cezbediyor yoksa komedi mi? Ayrıca Türkiye’de akılda kalmak açısından hangisi daha önemli?

İyi bir karakter yarattıysanız kısa bir sahne bile olsa Türkiye’de akılda kalırsınız. Bence türün bir önemi yok. Rolün önemi var. Elime gelen senaryoda o karaktere dair ne kadar derinlik olursa o kadar beğeniyorum. Öteki türlü kendimiz o rolün geçmişini, sevdiği şeyleri, aşklarını düşünüyor ve kafamızda kuruyoruz.

* İspanyolca, İtalyanca, İngilizce ve Latince biliyorsunuz. Birçok alanda iş yapabilirdiniz. Oyunculuğun sizi çeken yönü neydi?

Aynı cümleyi Galileo Galilei İtalyan Lisesi’nde okurken oyuncu olmaya karar verdiğimde babam da kurmuştu. Birçok alanda özellikle uluslararası hukuk ve ticaret için kullanabilirdim bu dilleri. Ama ben oyunculuğu seçtim. Bu öğrendiğim dillerin boşa gideceğini düşünenlerin hepsi yanıldı. Bir defa Latin bir rahibi oynadım, Latince konuştum. Bir defa İtalyan bir aşçıyı canlandırdım. İngilizce zaten bir oyuncunun kesinlikle bilmesi gereken bir dil. Dünyada yapılan tiyatro oyunları ve filmleri takip edebilmek için. Güney Amerika ülkelerinde oynadığım dizileri izleyen birçok hayranım var. Onlarla iletişim için de İspanyolca konuşuyorum. Diller bir oyuncunun donanımının parçası. Kılıç kullanmayı bilmek, dans edebilmek, motosiklet kullanmak gibi. Çünkü karşınıza çıkan her yeni rolde bu meziyetlere ihtiyacınız olabiliyor. 

PAPA'YI OYNAMAYI ÇOK İSTERİM

* Var mı hayatımın rolü diyebileceğiniz yerli veya yabancı bir karakter?

Bana genellikle komedi denk geliyor. O yüzden sert bir adamı oynamak istiyorum bu aralar. Bir mafya olabilir ya da herkesin yakalamak için uğraştığı bir firari mahkum. Bir Osmanlı paşasını oynamak da güzel olur heybetli kostümler içinde. Ama hayatımın rolü dersek, Papa rolü oynamayı çok isterim. Kardinal de olabilir. Hatta Kardinal olarak başlayıp sonrasında Papa olan bir adamın yaşadığı süreci anlatan bir senaryo olursa çok zevkli olabilir. Bunu çok uzun zamandır düşünüyorum. Bu yıl ‘The Young Pope’ isimli dizi karşıma çıkınca çok heyecanlandım. Oturup hemen tüm bölümlerini izledim. Jude Law alışılmışın dışında harika bir performans sergiledi. Şu an 30 yaşındayım. Bu bahsettiklerim mutlaka denk gelecektir diye düşünüyorum.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN