Müziğin sınırları ‘tür’süzlükte kayboldu

Müziğin sınırları ‘tür’süzlükte kayboldu

Gelişen teknoloji ve değişen algılar müziği de etkiledi. Son yıllarda müzik türlerinin fazlaca iç içe geçmesi yeni bir durum yarattı: Türsüzlük. Müzisyenler artık kendilerini pop, caz, rock gibi belli bir müzik kalıbına sokmak istemiyor. Temel gerekçeleri ise müziğin özgürleşmesi. Müzik otoritelerinin kimi bu durumdan yakınırken kimi de memnun olduğunu söylüyor.

IŞIL ÇALIŞKAN

Ruhumuzu iyileştiren bir araç, müzik. Kimimizin vageçilmezi... Çoğu zaman bir şarkı ya da bir müzisyen sohbetlerin odak noktası olur. “Ne tür müzik dinlersin?” sorusu da bu sohbetlerin olmazsa olmazlarındandır. Ancak son yıllarda müzikte gerçekleşen dönüşüm, bu sorunun yavaş yavaş rafa kalkmasına neden oluyor. Artık sadece pop, rock, caz ya da blues türünde parçalar yok denecek kadar az. Birçok müzisyen, yaptıkları müziğin tek bir türle ifade edilmesini istemiyor. Kendini belli kalıplarla sınırlamak istemeyenlerin yanı sıra yaptığı müzik türünün dışına çıkmayı, dinleyici kitlesini yakalamak için bir zorunluluk olarak görenler de var. 

Müzik türleri arasındaki sınırların muğlaklaşması, dinleyicileri de etkiliyor. Bunun başlıca sebebi ise teknolojinin gelişmesi olarak gösteriliyor. Pek çok farklı müzik parçasına kolayca ulaşabilen dinleyiciler, bir yandan yeni türler keşfederken, bir yandan da kafalarındaki tür algısını sorguluyor. Peki bu ‘Türsüzlük’ fenomeninin sebepleri neler? Türlerin belirsizleşmesi, müziğin geliştiğini mi, yoksa geriye gittiğini mi gösteriyor? Müzisyenler ve müzik yazarları arasında bu konuda farklı görüşler hakim. Kimi bu durumu “İçten gelen müziğin özgürce dışa vurumu” olarak tanımlarken, kimi de “Müzisyenlerin belli bir tarza dahil olmayı gururlarına yedirememesi” yorumunu yapıyor. Bazıları indie ile popüler müziğin birbirine karıştığını düşünüyor, bazıları ise bu durumu müzik pazarı küçülürken canlı müzik yapan mekanların ve müzisyenlerin ayakta kalma çabasına bağlıyor.

17-07/17/bjc3b6rk_moma_bjork_postalbumcmyk_hr.jpg
Deneysel çalışmalarıyla bilinen İzlandalı müzisyen Björk

ZAMAN İÇİNDE KAVRAMLAR DEĞİŞTİ

Tolga Akyıldız - Psikolog ve müzik yazarı: “Eskiden müzik türleri arasında daha net sınırlar çiziliyor gibi görünse de türler arası geçiş alanları her zaman vardı. Müzisyen de dinleyici olarak birçok türden beslenebilir ve kendi tarzını bulduğunda ortaya o türlere göndermesi olan karma bir sound çıkabilir. Ayrıca pop ya da alternatif birer tür değildir. Pop tabiri popülerden gelir ve kültürden kültüre farklılık gösterir. Bir yerde popüler olan iyi müzikse genel kültür düzeyinin yüksek oluşundan söz edebiliriz. Alternatif dediğimiz de bir coğrafyada ne popülerse ona alternatiftir. Örneğin 70’lerde yapılan rock’a bugün ‘klasik rock’ diyoruz. Demek ki bunun moderni de var artık. Müzisyen bu tanımlar sayesinde bir kitleyle aidiyet ilişkisi kurabilir ancak bu da ticari bir meseledir. Yani peşin hükümle ‘tür karmaşası’, ‘biraz ondan biraz bundan’ gibi yaftalar yerine bunlardan hangisi arayış ve yaratıcılık peşinde, hangisi ticari kaygısı olmayan, ayırt edip seçimimizi iyi müzikten yana yapmak en doğrusu...”

TİCARİ KAYGI ÖN PLANDA

Murat Beşer - Müzik yazarı: Ne güzeldi, eski kuşak müzisyenler bir tarza dahil olmayı gururla telaffuz ederlerdi; nitekim aidiyet duyguları vardı. İftiharla söylerlerdi, örneğin ‘ben hard-rock’çıyım’ ya da ‘punkçıyım’ diye…Şimdilerde belli bir tarza dahil olmayı ‘gururlarına’ yediremeyen yeni kuşak müzisyenlerde iki eğilim seziyorum. Bunlardan birincisi bir müzik türünün neferi olamayacak kadar tutkusuz oluşları, ikincisi de her müzik türünü kapsarlarsa her dinleyiciden bir nebze de olsa nemalanacaklar ve bu da ticari başarıyı getireceği yolundaki arızalı düşünce. Bunun şüphesiz etkileri yukarıda saydığım iki sonuçla sınırlı değil. En büyük yan etkisi büyük bir hevesle çıktıkları müzik yolculuğunun kısa bir süre sonra ne yaptıklarını bilememenin verdiği hüsranla trajediye ve acı çekmeye dönüşmesi. Ve maalesef bu süreç -bizdeki daha trajikomik olsa da- tüm dünyada böyle işliyor. Son 15 yılda kötüleştiği kadar hiçbir dönem kötüleşmemişti müzik, tüm tarihi boyunca.”

İLK 30 SANİYEDE İKNA ETMELİSİNİZ

Bekir Özgür Aybar - Müzik yazarı: Son yıllarda müziğe ulaşma kanallarının büyük bir dönüşüme uğradığı muhakkak. Artık bir albüm yayımlandığı saniyede ona kulak verebiliyoruz. Bu müziğin salt tüketim konusunu ilgilendirmiyor. Bu aynı zamanda son yıllarda değişen müzik anlayışını da açıklıyor. Çünkü özellikle son 10 yıldır müzik çok hızlı. Artık hiç kimsenin tüm albümü dinleyecek vakti yok. Hatta bir şarkı ilk 30 saniyesi dolmadan dinleyiciyi ikna etmek zorunda. Hal böyle olunca birbirine benzeyen, aynı endüstri çizgisini takip edip hedefe kısa yoldan ulaşmak isteyen şarkılara tanıklık ediyoruz. Azınlıkta kendi doğrularıyla üreten müzisyenler yok değil. Ancak genel olarak alternatif ya da son yıllardaki moda deyimle indie müziğin, popüler müzikle arasında artık mesafe kalmadı diyebiliriz. Indie müzik dendiğinde akla bağımsız müzik gelmiyor.

ŞARKILAR RUH HALİNİZE GÖRE ŞEKİLLENİR

Mehmet Güreli - Müzisyen: “Tarz seçimi kendiliğinden gelişen bir şey. Bu bir seçim işi değil aslında. İnsanlar popçu ya da rockçı deyince belli bir kategori içinde değerlendirilmek istemeyebilirler. Eskiden insanlar bazı şeylerden gurur duyardı. Şimdi belki herkesi içine almak için susuyor ya da tarzı değişik söylemek istiyor da olabilirler. Ben hayatta hiçbir zaman bir şey yapmak için yapmadığım için bu kategorilerin dışındayım. İnsanların aklından olumlu veya olumsuz ne geçiyor bilmiyorum. Ben yapabildiğim şarkıyı o andaki duruma göre yapıyorum. Sonra başka bir şekle sokmak istersem o şekilde yapıyorum. Şarkılar tek bir kalıp içinde duramıyorlar. O anki ruh haline veya senle beraber çalan insanların ruh haline göre de şekillendirebiliyor. Eskiden şehirli köylü ayrımları da vardı. Şimdi onalar da birbirine karıştı. Zihniyetler, sokaklar mimari tarzlar bile karıştı. İnternetle birlikte dünya iç içe geçmeye başladı. Bir yalan bile saklanamayacak durumda şuan dünyada. Bir güzelliği de saklamak istemezler. Her şey iç içe ve yayılıyor. O nedenle iyi bir şey bence. İnsanların her şeyi bilmesi her şeyden haberdar olacakları kadar geniş vizyonlarının olması iyi bir şey.”

SON DÖNEMDE HER ŞEY İÇ İÇE GEÇTİ

Çağrı Sertel - Piyanist: “Ben müzikte transparan olmak gerektiğini düşünüyorum. O sırada soundun ihtiyacı neyse içinde ne hissediliyorsa o şekilde davranmak lazım. Tarzlara ayırmak müziği kısıtlar ve başka taraflara açılabilecekken yolunu kesmiş oluyorsun. Son dönemde her şey birbirine girdi ve bir füzyon oluştu belli bir süre içinde. Hala belli tarzlar var ama insanlar o janraların içinde çok stabil kalmak istemiyor. Müzik son yılda çok fazla gelişti, çok fazla denendi. O nedenle çok fazla dinleyerek büyüyorlar. Bu da müziğe yansıyor. Ben mutlu olduğum müziği mutlu olduğum şekilde yapıyorum. Bir kaygıyla müzik yapmıyorum.”

MEKANLAR BİLE ARTIK TARZ ARAMIYOR

Can Gox - Müzisyen: “Eskiden mekanların bile birer tarzı vardı. Bu internet öncesi döneme denk geliyor. Mesela Mojo’da rock soundlu, blues soundlu ve caz soundlu müzikler dinlerdik. Hayal Kahvesi de öyle... İnternet sonrası eventler başlayınca iş portansiyeli de çok düşünce insanlar o mekanda ne olduğuna odaklanır oldu. Eskiden bir hafta önceden şuraya gideceğiz diye plan yapardık. Artık o gece nerede ne varmış diye bakılıp gidiliyor. O nedenle mekanlar da tarzı ikinci plana bırakıp gecelik eventlerle geçirmeye başladı. Teknoloji, mekanlar, zaman kısıtlaması ve artık pazarın çok daralması çok etkili. Müzisyen bazında baktığında da çok keyifsiz bir şey. Artık son dönemde coverlara dayanmaya başladı. Kitleyi yakalamak için de için insanlar tarzlarının dışına çıkmaya başladı en kötü tarafı bu. Artık canlı müzik yapan mekanların ve dolayısıyla müzisyenin ayakta kalması çok zorlaştı.”

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN