ÖZEL HABER / ERKUT TEZERDİ
İzlenme rekorları kıran ‘Muhteşem Yüzyıl’ın Behram Paşa’sı Adnan Koç, birçok dram yapımda rol aldı. Ama şimdi ilk defa bir korku filminde. Alper Mestçi imzalı ‘Siccin 3: Cürmü Aşk’ta, Büşra Ayaydın ile başrolde oynayan Koç, filmde aşkı uğruna değer verdiği her şeyi hiçe sayan, sıra dışı bir karakteri canlandırıyor. Büyük tutkusu kaderini belirliyor. Sinema eleştirmenlerinden olumlu notlar alan filmden için, Türkiye’de daha önce böyle bir konunun anlatılmadığını söyleyen Koç ile rolünü, filmi ve müsiki yaşamını konuştuk.
Bu filmde oynamaya nasıl karar verdiniz, senaryonun ilgi çeken yönü sizce nedir?
Öncelikle çok başarılı bir yönetmenin elinden çıkan bir korku serisinin üçüncü filmi olması filmde yer almama sebep oldu. Senaryoya gelince, Türkiye ve dünyada daha önce böyle bir konu kaleme alınmamıştı. Bu senaryoda benim ilgimi çeken, korku ve aşkın bu kadar çarpıcı anlatılması oldu.
Siccin 3: Cürmü Aşk filminin fragmanı
Rolünüze nasıl hazırlandınız ve size oyunculuk açısından neler kazandırdı?
Senaryoyu okuduktan sonra bizim inancımızda yer alan cin olgusunu temelde değerlendirdiğimde, inançlı bir insan olarak sadece bu rolü içselleştirmem yetiyordu. Dolayısıyla rolümü içselleştirmekte çok zorlanmadım. Bana kazandırdığı şey ise kendimi keşfetme noktasında ne kadar doğal olabileceğimi göstermesi oldu.
KLASİK SİNEMAYLA AYNI
Çekimler aşamasında bir zorlukla karşılaştınız mı?
Bir sinema filminde set önü ve arkasında her zaman zorluklar yaşanır. Öte yandan bir korku filmi olduğu için bazıları bu sorunun cevabını biraz daha farklı bekliyor olabilir. Ama klasik bir sinema filminde yaşanabilecek zorluklardan öte bir zorluk görmedim.
Türkiye’de korku türünü nasıl buluyorsunuz?
Bence korku türünün sinema sektöründe en çok saygı duyulması gereken konusunu biz işliyoruz. Çünkü Hollywood ya da Avrupa yapımı korku filmlerinde genellikle vampir ya da kurt adam konusu işleniyor. Biz ise hem kültürümüzden dolayı hem de etkisinin yüksek olması bakımından cin konulu korku filmleri çekiyoruz. Bu nedenle Türk korku filmleri bu işin ehli olan yönetmen ve yapımcıların elinde olduğu sürece iyi bir yerde olup yükselmeye devam edecektir.
‘MUSİKİ VE OYUNCULUK BİRBİRİNİ DESTEKLİYOR’
Sizin Türk Sanat Müziği geçmişiniz var. Peki oyunculuk veya müzisyenlik, hangisiyle daha önce tanıştınız? Ve iki sanat dalı birbirini etkiliyor mu?
Türk müziği geçmişim oyunculuk hayatımdan öncedir. Müzik konusunda Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde eğitim aldığım dönemlerde bazı hocalardan teknik bilgi konusunda destek gördüm. Bugün ikinci albümümü yaptığım süre zarfında repertuarımı belirleyip, albüme adını veren şarkıda benimle düet yapmaya kadar desteğini esirgemeyen sanatçı İzel Çeliköz oldu. 2009’da yayınlanan ilk albümün adı ‘Ayrılık Ayları’ydı ve bu albümde Türk Sanat Müziği türünden parçalar var. Bu yıl yayınlanan ikinci albümüm ‘Merak Etme’ ise pop çalışmalardan oluşuyor. Yaptığım iki iş yıllar geçtikçe bana bir şeyler öğretip birbirlerini destekleyen alanlar haline dönüştü. Müzik ve sahne geçmişim oyunculukta ihtiyacım olan duygu geçişlerine ve kendimi ortaya koyma psikolojime çok fayda sağlamıştır. Oyunculuğumun da sahnede doğaçlama dilimi geliştirdiğini, bununla beraber popülerlik kazandırdığı için bu konuda bana karşı ilgiyi artırdığını söyleyebilirim.
