Ahmet İnsel: Erdoğan krizden besleniyor | Hal ve Gidiş

Ali Bayramoğlu, KARAR TV'nin ilgiyle takip edilen programı 'Hal ve Gidiş'te konukları ile önemli konuları ele almaya devam ediyor. Bayramoğlu, bu hafta konuğu Ahmet İnsel ile beraber "popülizm" konusunu ele aldı.

YUSUF BOLAT | KARAR

KARAR TV'de yayınlanan Ali Bayramoğlu ile Hal ve Gidiş'e bu hafta Ahmet İnsel, konuk oldu. Geçen hafta Türk dış politikasının konuşulduğu Hal ve Gidiş'te bu hafta popülizm meselesi masaya yatırıldı.

POPÜLİZM NEDİR? TARİHTEKİ YERİ NE?

Popülizmin tanımı ile başlayan Ahmet İnsel, "Popülizmin Türkçe anlamı halkçılık demek. İktidarın elit kesimin halka gitmesi, onu eğitmesi anlamına gelir." dedi.

LİDERİN KARARI HALKIN KARARI KABUL EDİLİR'

Popülizm'de liderlerin kararının halkın kararı olarak kabul edildiğini belirten Ahmet İnsel şunları kaydetti: "Popülizmin ikinci ayağında özellikle popülist bir liderin etrafında birleşme bütün yetkiyi lidere vermesi liderle kitle arasında bir mesafenin kalmadığının iddia edilmesi ve sonuçta liderin, bütün o halkı kendi vücudunda temsil ettiği, yani liderin konuşmasının halkın konuşması olduğu dolayısıyla liderin halka ikame olduğu son tahlilde de bu geliyor tabi. Liderin aldığı karar halkın doğrudan aldığı bi karar olarak tanımlanır."

Ali Bayramoğlu ise "Popülizmin temel özelliklerinden bir tanesi daha çok güncel popülizm, bir kutuplaştırmacı bakış, bir lider bakışı. Yani bu plebisiter sistem hem liderin onayı hem de aynı zamanda bizlerin ve onların bir tür dengesi, siyasi kararlardaki dengesi." ifadelerini kullandı.

MUHALEFET HALK NEZDİNDE GAYRİ MEŞRU İLAN EDİLİR'

Popülizmle yönetilen ülkelerde muhalefetin gayri meşru ilan edildiğini söyleyen İnsel, şöyle konuştu: "Popülizmin üçüncü boyutunda lider kitlenin iradesinin veya halkın iradesinin ya da Türkiye'deki tabirler milletin iradesinin cismanileşmiş hali olduğu zaman bu lidere karşı çıkanlar da halka karşı çıkanlar haline geliyorlar otomatik olarak. Dolayısıyla lider 'biz' ve 'onlar' ayrımını çok iyi yapar hale geliyor. Yani 'bana karşı çıkanlar halka karşı çıkanlardır. Dolayısıyla halk düşmanlarıdır' Buraya kolayca geçebiliyoruz.

Hegomonik demokraside seçimler vardır, muhalefet vardır ama iktidar tarafından muhalefet halk nezdinde gayri meşru ilan edilmiştir."

POPÜLİZMİN, FAŞİZM VE DEMOKRASİYLE İLİŞKİŞİ

Popülizmin kırılgan bir ideolojisinin olduğunu belirten İnsel, "Popülizm, demokrasinin içinde gelir, ideolojik olarak kırılgan bir yapısı vardır. Bazı düşünürler Popülizmin bir ideolojisi yoktur derler. Faşizmin bir ideolojisi vardır. Ama popülist hareketler iktidara geldiklerinde demokrasi düşmanı haline geliyorlar." diye konuştu.

Popülist hareketlerin karşı güçleri, kontrol altına almak istediğini ifade eden İnsel, "Demokrasinin olmazsa olmazlarından karşı güçler, yani denge. Popülist hareketler, iktidarda, hemen karşı güçleri, dengeleyici güçler, bu karşı güç Anayasa Mahkemesi olabilir,  Danıştay olabilir, Sayıştay olabilir, parlemento olabilir, basındır. Mesela basının kontrol altına alınması bütün popülist iktidarlarda evrensel bir kuraldır. Hem siyasi, hem hukuk hem de maliye olarak kontrol altına alınırlar." sözlerine yer verdi.

POPÜLİZMİN SAĞI-SOLU

Ahmet İnsel konuşmasının devamında şunları kaydetti: "Popülizm, bir kimlik kaybı endişesini dile getiriyor.  Kimliğimiz tehlike altında, yabancılar tarafından, sermaye tarafından göçmeneler tarafından. 

Popülist iktidarlar, demokratik kurumların ve geleneklerin zayıf olduğu ülkelerde, sol veya sağ olsun kurumlar eğer zayıfsa o zaman orada bir otokrasiye geçiş, diktatöryel bir yönetim rejimlere geçiş hızla veya yavaş ama neredeyse doğal bir biçimde gerçekleşiyor. Venezuela'da bu böyle oldu."

'ERDOĞAN OTORİTER GELENEĞİN ÜSTÜNE KATMANLAR İLAVE ETTİ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da popülist lider özelliklerini taşıdığını belirten Ahmet İnsel sözlerini şöyle tamamladı.

"Erdoğanizm, içinde hem popülizm unsurlarını barındırıyor ama popülizmden çok daha öteye bir özelliği de var. Popülist özelliğini ele alacak olursak, 'halk veya millet ile milletin karşısında olanlar' diye toplumu ikiye bölmesi. Bir millet var, AKP'ye oy verenler. Bir de iç düşmanlar, yabancıların uşakları. Otoriter geleneği Tayyip Erdoğan yaratmadı, var olan otoriter geleneğin üzerine katmanlar ilave etmiş durumda. 

Erdoğan, çoğu popülist lider gibi, sürekli krizden beslenen, kriz olmadığı zaman da kendisi kriz yaratarak buradan beslenen birisi. Sürekli kriz halinde olmak günümüz popülist lideri için önemli bir nitelik."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN