MİKDAT KARAALİOĞLU / FRANKFURT
Alman ekonomisi dünyada hayranlıkla izleniyor. “Made in Germany” markası dünya pazarlarından güvenin sembolü olarak görünüyor. Geçtiğimiz yıl Almanya’nın ihracatı 1 trilyon 207 milyar euro, ithalatı ise 954 milyar euro. Ülkenin cari fazlası ise 252 milyon euro düzeyinde gerçekleşti. Cari fazla veren ülkeler sıralamasında da ön sıralarda yer alıyor. Peki süreklilik arz eden bu başarının sırrı ne? Dünyadaki birçok ekonomist bu sırrı anlamaya çalışıyor. Almanya’nın en önemli gazetelerinden Frankfurter Allgemeine Zeitung’ta yayınlanan bir makalede, bu başarı hikayesinin sırları hakkında önemli ipuçları var. Alman ekonomisinin başarısı bir faktöre bağlı değil. Başarıyı getiren birçok faktör var. Ancak iki nokta hemen dikkat çekiyor. Birincisi bu başarıyı açıklayan sadece bir nedenin olmayışı ikincisi ise orta ölçekli işletmeler. Alman ekonomisinin başarısı orta ölçekli işletmelere dayanıyor. Fortuna Global 500 adı verilen dev şirketlerden ABD’de Almanya’nın dört katı, Japonya’da ise iki katı bulunuyor.
Ancak Alman orta ölçekli sınıflarının elit kısmı diğer ülkelerin dev şirketler aracılığı ile elde ettiği üstünlüğü kapatıyor. Alman ekonomisini en önemli silahı Hidden Champions (Gizli Şampiyonlar) adı verilen şirketler. Bir şirketin Hidden Champions sınıfına girebilmesi için bulunduğu kıtada sektöründe birinci ve dünyada da ilk üçte olması gerekiyor. Tabi bu şirketlerin büyüklük olarak ta orta ölçekli bir işletme olması gerekiyor. Dünya genelinde
2 bin 734 Hidden Champions olduğu tahmin ediliyor. Bunlardan 1.307’si ise Almanya’da. Almanya bu gizli şampiyonlarla teknolojinin nabzını elde tutuyor.
Son yüzyıla damgasını vurdu
Alman ekonomisini anlamak için, tarihi, siyasi, kültürel, ekonomik, teknik ve sosyal şartları iyi analiz etmek gerekiyor. Son yüzyıla dünya ekonomisine damga vuran Almanların bu başarıyı elde etmelerinde birçok faktör rol oynadı. Bu faktörlere kısaca göz atıldığında aşağıdaki 13 madde ön plana çıkıyor.
1. Tarihinde var olan küçük devletçikler: Almanya birçok Avrupa ülkesinin aksine 19’uncu yüzyılın sonuna kadar ulusal bir devlet değil, küçük devletçiklerden oluşan bir yapıya sahipti. Bu küçük devletçiklerde bulunan her işletmenin büyüyebilmek için uluslararası ticaret yapma yeteneği kazanması gerekiyordu. O zamanlarda ortaya çıkan bu enternasyonellik düşüncesi Alman işletmelerinin gen kodlarında yer aldı ve hâlâ devam ediyor. Bu özellik zamanında çok küçük işletmeler için bile geçerliydi.
2. Geleneksel beceriler: Almanya’da yüzlerce yıllık geleneğe dayanan sektör ve iş becerileri bulunuyor. Örneğin, Schwarzwald bölgesinde yüzyıllardır saat üretiliyor. Bu üretim ince bir teknik yeteneği gerektiriyor. Saat üretimi modern endüstri yüzyılının anahtar sektörü olarak görünüyor. Tuttlingen’de bulunan 400 adet tıp tekniği işletmesi de bu gelenekten nasibini almış. Göttingen’de bulunan ölçüm tekniği şirketleri ise Göttingen Üniverstesi’nde yüzyıllardır verilen kaliteli matematik eğitiminin bir neticesi. Siemens’in eski CEO’su Edwart Krubasik, “Almanya 21’inci yüzyılda başarılı olabilmek için kökleri orta çağa varan teknoloji geleneğini kullanıyor’’ diyerek tarihi arka plana dikkat çekiyor.
3. İnovasyon gücü: Almanya’da Avrupa Patent Dairesi tarafından, kişi başına düşen patent sayısı Fransa’nın iki katı, İtalya’nın dört katı, İngiltere’nin beş katı, İspanya’nın 18 katı, Portekiz’in 56 katı ve Yunanistan’ın 110 katı. Almanya’yı geçebilen sadece İsviçre ve İsveç bulunuyor.
4. Güçlü üretim temeli: Almanya, İngiltere ve ABD’ye kıyasla üretim temelli ekonomiyi hiçbir zaman terk etmedi. Eski moda bir yöntem olarak görülmekle birlikte bu Almanya’ya güç katıyor.
5. Parça başı üretim masraflarındaki gelişmeler: Alman ihracatı son 10 yılda parça başı üretim masraflarındaki gelişmelerden olağanüstü bir fayda elde ediyor. 2002’den 2010 yılına kadar söz konusu masraflar ya çok az miktarda arttı ya da azaldı. Bu süre içinde Avrupa ortalama yüzde 22’lik artış yaşandı.
6. Ağır rekabet: Alman firmaları hem kendi aralarında hem de uluslararası pazarlarda sert bir rekabetle karşı karşıyalar. Almanya’da bulunan gizli şampiyonların (Hidden Champions) en güçlü rakipleri yine Almanya’da hatta kendi bulundukları bölgelerde. Aralarında yaşadıkları bu ağır rekabet onları uluslararası arenada başarılı hale getiriyor.
7. Made in Germany: Bugün kalitenin sembolü olarak anılan ‘Made in Germany’ kavramı aslında 1887 yılında İngilizler tarafından kalitesi düşük Alman mallarını tanımlamak için kullanılmaya başlandı. Fakat bugün birinci sınıf ürün damgası gibi sembolik bir anlam kazanmış durumda. Made in Germany ve bunun arkasındaki kalite de Alman ihracatına güç katan faktörlerden birisi.
8. Sanayi bölgeleri: Almanya’da belli bir sektörün ön plana çıktığı sanayi bölgeleri çok yaygın. Örneğin kesim araç gereçleri Solingen, rulman yatakları Schweinfurt, kilit teknikleri Velbert ve kurşun üretimi Nürnberg kentleriyle özdeşlemiş. Sektörlerin bir bölgede yoğunlaşması verimliğe katkı sağlıyor.
9. İşletme bölgeleri: Aynı sektörde olmayan ancak aynı bölgede bulunan başarılı işletmeler. Örneğin Westerwald bölgesinde bulunan 4 bin 260 nüfusla Windhagen kasabasında üç adet dünya ölçeğinde başarılı gizli şampiyon bulunuyor. Mobil asfalt döküm makinaları üreten Wirtgen, solaryum üreticisi JK ve güvenlik sistemleri üreten Geutebrück, tüm dünyaya bu küçük kasabadan meydan okuyor. Aynı durumda Almanya’nın farklı bölgelerinde birçok küçük kasaba var.
10. Bölgesel dağılma: Pek çok ülkede bilgi bir yerde toplanmış durumda. Türkiye’de İstanbul buna bir örnek olabilir. Almanya gibi bilgi ve paranın sadece bir yere odaklanmadığı ülke sayısı çok az. Köylerde bile uluslararası iş yapan şirketlere rastlamak mümkün. Almanya’ya dahil olan yeni eyaletlerde bile halen 45 gizli şampiyonun olması bu dağılımın çok güzel bir örneği.
11. Teorik ve pratik temelli eğitim: Sadece Almanya’ya özgü bu eğitim sistemi ülkenin rekabet gücüne de etki ediyor. Birçok ülke yavaş yavaş bu yöntemi taklit etmeye başladı.
12. Geostratejik konum: Almanya coğrafi olarak dünyanın ortası sayılabilecek bir yerde bulunuyor. Normal çalışma saatleri esnasında Kaliforniya ve Japonya ile telefon görüşmesi yapmak mümkün. Amerika ve Asya arasında bu mümkün değil. Çünkü zaman farklılıkları 12 saati bulabiliyor. Almanya’dan diğer ülkeler yapılan uçuşlarda da çok yüksek mesafeler kat etmek gerekmiyor. Bu durum önemli bir fayda sağlıyor.
13. Zihinsel enternasyonelleşme: Uluslararası ticari ilişkiler aktörlerin ufkunun gelişmesini de beraberinde getiriyor. Orta çağa damgasını vuran Alman Bankacı Anton Fugger’in‚ “En iyi lisan müşterilerin kullandığı lisandır’’ şeklindeki ünlü bir sözü var. Almanya zihinsel enternasyonelleşme konusunda rakiplerinin çok önünde.
Taklit edilmesi çok güç
Alman ekonomisinin gücünün ünlü Alman özellikleri titizlik ve dakiklikten kaynaklandığını söyleyenler de var. Ancak Alman ekonomisindeki global başarısının bir köke indirgenemeyeceğini, birbirleriyle etkileşim halinde olan birçok nedeni olduğu ortada. Dikkat çeken bir başka sonuç ise şu: Bu etkenlerin taklit edilebilmesinin çok güç olması.
Kaynak: Hermann Simon’un Hidden Champions- Aufbruch Nach Globalia isimli kitabı
