‘Bilimsel’ çapaçulluklar

Mevlana İdris

Bir sabah gazeteye bakarken birden ‘bilimsel’ bir haberle karşılaşıyorsunuz. Gazetelerde ‘Dikkat! Bilimsel haber çıkabilir’ uyarısı olmadığı için sık sık oluyor böyle şeyler. Neymiş efendim? Koşmak kalp sağlığını hiçbir şekilde olumlu veya olumsuz etkilemiyormuş. O sabahları kan ter içinde atletle filan koşarak yanınızdan geçenleri, haberle birlikte bir defa daha yanınızdan geçerken düşününce, ister istemez üzülüyor insan.

Amerika’yı gezip ülkesine dönen meşhur Fransız yazarın meşhur kitabında ilginç bir cümle vardı: “Amerikalılar sigara içmeyince ölmeyeceklerini zannediyorlar.”

Amerikalıların bir kısmı bugünlerde daha değişik kanaatlerle, Ortadoğu’da ve ülkemizde bazı değişik sonuçlar elde etmek için, silahtan hukuk tekniklerine kadar değişik enstrümanların salıncağında bambaşka kapıları tıklatmakla meşgûl.

İçine doğduğumuz dünya ve içine doğduğumuz toplumda, bazı kabullerin de içine doğuyoruz ister istemez. Bu kabullerin bazısı kendiliğinden parçalanırken, bazıları da hayatımızın ana atardamarlarından birine dönüşüyor.

Bireysel, toplumsal, düşünsel… Değişik kabullerimiz, zanlarımız, önyargılarımız, redlerimiz var. Bunların ne kadarı ömrümüzün sonuna kadar hiç değişmeden kalıyor, tesbiti çok zor.

Öleceğini bilen tek canlı denir, insan için.

Bu gerçekliği unutup yemek yiyebilmek, su içebilmek, birazcık tebessüm edebilmek için uydurup durduğumuz şeylerin haddi hesabı yok. Kimi bir müziğin içine uzanıyor, kimi sonsuzmuş gibi gözüken felsefî bir kabul ya da red yapısının saçakları altına sığınıyor, kimi de zihinsel labirentlerin, ormanların, çayırların içinde dolaşıp durmada.

İnanç var bir de.

Bütün evreni içine alan bir kalp uzayı.

Peygamberi, kitabı, öbür dünya tasavvuru, varlığı açıklayıcı manzumesi ile inanç.

Yunus’a bakarsan mesele çözülmüş, Kierkegaard’a bakarsan meseleye pek giremiyoruz. İki nükleer bomba sallayıp şehri dümdüz etmekle meselenin düzeleceğini düşünen ve bunu yapmakta beis görmeyen birden fazla yapının olduğu bir dünyada, yumurta süt tereyağı gibi ürünlerin bir gün zararlı, bir gün yararlı olduğuna dair bilimsel sonuçların nasıl bir önemi olduğunu bilmiyorum. Tıpkı mesai saatleri, trend diziler, revize edilmiş psişik yaklaşımların ne işe yaradığını anlamadığım gibi.

Şu veya bu miktardaki parasal döngülerin; bir milletin, bir bölgenin, bir geleceğin dengeleriyle oynama ihtimali ilginç. Yeterince ilginçlik, tuhaflık yokmuş gibi şimdi yepyeni tutum ve kaynayan durum kazanlarında değişik ölçekli kepçeler dolaşmaya başlayacak.

İnsan teki ölüp gittikten sonra da hiçbir şey olmamış gibi doğacak olan güneş, ölüp gidecek diğer insanlar üzerine çok uzak ışıklarını serpmeyi sürdürecek. Ve bazı insanlar yine atletleriyle kan ter içinde koşarak geçmeyi sürdürecekler yanıbaşınızdan. Onlara gülümseyin lütfen. Hiç görmeseler de.

HER ŞEYE TIPA TIP UYAN VE HER ŞEYİ ÇOKTAN BİLENLERİN ŞARKISI

bir şey yapılması gerektiğini ve de hemen

çoktan biliyoruz

ama daha erken olduğunu bir şey yapmak için

ama artık geç olduğunu bir şey daha yapmak için

çoktan biliyoruz

ve işlerimizin yolunda olduğunu

ve bunun böyle süreceğini

ve bunun anlamı olmadığını

çoktan biliyoruz

ve suçlu olduğumuzu

ve suçlu oluşumuzda bir suçumuz olmadığını

ve elimizden bir şey gelmeyişinde suçlu olduğumuzu

ve bunun bize yettiğini

çoktan biliyoruz

ve belki de ağzımızı tutmanın daha iyi olacağını

ve ağzımızı tutmayacağımızı

çoktan biliyoruz

çoktan biliyoruz

ve kimseye yardım edemiyeceğimizi

ve bize kimsenin yardım etmeyeceğini

çoktan biliyoruz

ve yetenekli olduğumuzu

ve hiç ve gene hiç arasında seçme yapabileceğimizi

ve bu sorunu temelden incelememiz gerektiğini

ve çaya iki tane şeker attığımızı

çoktan biliyoruz

ve baskıya karşı olduğumuzu

ve sigaraların pahalılaştığını

çoktan biliyoruz

ve her seferinde bir şeyin olacağını önceden kestirdiğimizi

ve her seferinde haklı çıkacağımızı

ve bundan bir şey çıkmayacağını

çoktan biliyoruz

ve her şeyin yalan olduğunu

çoktan biliyoruz

ve bir şeyi atlatmanın her şey değilde hiçbir şey olduğunu

çoktan biliyoruz

ve bizim bunu atlatacağımızı

çoktan biliyoruz

ve bütün bunların yeni olmadığını

ve yaşamanın güzel olduğunu

ve bunun her şey olduğunu

çoktan biliyoruz

çoktan biliyoruz

çoktan biliyoruz

ve bunu çoktan bildiğimizi

çoktan biliyoruz

Hans Magnus Enzensberger (Alıntı İzdiham’dan, lâkin çevirmeni kim acaba? Merak ettim çok.)

ANONS

Ağır sanat hamlesi gerekiyor. Acil.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.