Devletin unuttukları

“Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece…”

Aşık Veysel’in bu dizeleri yalnızca bireysel bir yolculuğu değil, hepimizin ortak kaderini anlatır. Bu yol uzundur, incedir. Sonunda herkes için aynı menzile çıkar ama bu yolda herkesin ayak izi görünmez.

Bazıları sessizce geçip gider, fark edilmeden, hatırlanmadan.

GÖRÜNMEYEN HAYATLAR

Gazetelerin birinci sayfalarına alışığız: Top sektirenler, pahalı zevkler, parlak hayatlar...

Ya üçüncü sayfalarda kaybolanlar?

Hiç manşet olamayanlar… Hayatı bir istatistiğe indirgenenler…

Boyacı İsmail’i tanır mıyız?

Irgat Ekrem’i?

Tersane işçisi Ahmet’i?

Süt sağan Ayşe nineyi…

Sınır hattında bedeninden bir parçasını geride bırakan kaçakçı Şahan’ı…

Sessizce şehit düşen Mehmet’i?

Üstü başı perişan çocukları?

Aynı kaldırımdan geçmiyor muyuz onlarla?

Aynı yolun gölgesinde yürümüyor muyuz?

Bu yolun diğer yolcularını kim hatırlatacak bize?

Gözden uzak diyarlarda sessizce yaşayıp giden hayatları kim anlatacak?

Bir çeyrek ekmeğe bölünen umutlara kim şahitlik edecek?

Evine ekmek götüremeyen bir adamın halini anlayan kaç psikoloğumuz var?

Bu suskun hayatları gerçekten dinleyen kaç sosyal hizmet uzmanımız var?

Kaç ilahiyatçımız bu sessizliğin yükünü hissediyor?

DEVLETİN VİCDANİ SINAVI

Devletin de asıl sınavı burada başlıyor. Devlet yalnızca yönetmek için değil, hatırlamak için de vardır.

Unutursa, görmezden gelirse, sesi çıkmayanı duyamazsa, varlığının vicdani zeminini yitirir.

Devlet, “kimsesizlerin kimsesi” olmakla anlam bulur. Bu bir slogan değil, bir meşruiyet meselesidir.

Devletin hafızası, en çok da sokağın hafızasıyla birleştiğinde kıymetlidir.

Elbette devlet bir hayır kurumu değildir. Ama hayra muhtaç insanları azaltmak, açlığı hafifletmek, umudu büyütmek gibi bir sorumluluğu vardır.

Açken doyuran, açıkken örten bir geleneğin mirasçısı olduğunu unutmamalı.

KİM HATIRLATACAK?

Bu mirasa kim sahip çıkacak?

Medyada, siyasette, akademide… Memleketin hakikatini merkeze alan kaç ses kaldı?

Herkes bir yere yaslanmış, kendi cephesinden konuşuyor. İdeolojik kavgaların ötesine geçip “yolcunun halini” anlatan kaç kişi var?

Nasır tutmuş ellerin, suskun yüzlerin hikâyesini kim anlatacak?

Kim yola, yolcuya talip olacak?

Bu ülkenin unuttukları var. Devletin, toplumun, medyanın unuttukları...

Bazen bir toplumun gidişatını, hatırladıklarından çok, unuttukları belirler.

YORUMLAR (5)
5 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.