Dokuz günlük Kurban Bayramı; turizm, ulaşım ve hayvancılık sektörü yanında sokak piyasasında da yüzleri güldürdü. Trafiği rahatlayan İstanbul'un tadını çıkaranlar, eş-dost ziyaretinde bulunanlar sokak satıcılarının cirolarını 3'e katladı.
Mısırcı, çaycı, pilavcı, köfteci kısacası satıcıların ortalama 200 olan günlük ciroları, 600 liraları buldu. Bayramda sokaklar; trafik kazaları, kaçan boğalar, kendini kesen acemi kasaplarla dolup taşarken, seyyar piyasa, paraya para demedi.
Yenişafak İnternet Sitesi'nin haberine göre, bu sayfalara, geçtiğimiz aylarda konuk olanlarla hem hasret giderelim hem de yapalım bir bayram haberi dedik.
Mısırdan 4 günde 2 bin lira
İstanbul'a beklenen yağmurun yağmaması sokaklara yaradı. Yazın son günlerinde kendilerini dışarı atan İstanbullularla beraber mısırcıların da satışları patlamış. Beyoğlu, Kadıköy, Üsküdar ve Fatih'te konuşlanan mısırcılardan biri de Mehmet Aydın'dı. “Yaz boyu iyi giden işler, bayramda taçlandı, günlük ortalama 200 olan mısır satışı 500'ü buldu” diyor.
Haşlanmış 2; közlenmiş 3 liradan giderken, Aydın, 6 saatte tüm malları bitirdiklerini ve eldeki net kazancın 600 lirayı bulduğunu anlatıyor. Bayramın mutlularından Beşiktaş'tan Halit usta da 1 günde 3 kazan dolusu haşlanmış mısır sattığını ve sadece 9 günlük tatilde gelirinin 6 bin lirayı geçtiğini mutlulukla anlatıyor.
Çaybucks 400 bardak sattı
İstanbul'un hareketlenen sokak hayatında, son yılların en fazla kazananlarının başında çay-kahve satıcıları geliyor. Bir buçuk yıl önce bu satırlara 'Çaybucks' adıyla konuk olan çaycılar ellerindeki pratik termosları geliştirmişler, ürün yelpazelerine hazır Türk kahvesi de eklenmiş.
Zabıtaya selam söyleyin
Taksim'den Yılmaz Bey'in siparişleri yoğun o yüzden hemen anlatıp işine dönmek istiyor: “3 akraba vardiyalı çalıştık, çok şükür ki günde 300-400 bardak satmışızdır. Çay 1; kahve 2 lira haliyle bizim kazanç 400 lira oldu.” Yılmaz ayaküstü hesabını da yapıyor: “Karton bardaklara 40 lira, çay 20, kahve 35 lira yani her şeyiyle maliyet 100 lira, kalanı bizim.”
Kabataş'ta köfte satan Serdar Ç. 3 kardeşiyle çalıştıklarını anlatıyor, "Güvenilir ve temiz olursan sırtın yere gelmez” cevabıyla zabıtaya selam gönderiyor.
Pilavüstü 3 bin TL kazanç
Arka sokak lezzetlerinden pilavcılar 4 günün kazancını ortalama 3 bin lira olarak özetliyor. Aksaray, Yenikapı ve Beyoğlu'ndaki hareketlilikten memnun pilavcılar, günde 2 buçuk liradan 300 tabak sattıklarını anlattı. “İnanır mısın günde bir çuval pirinç bitti” diyen Mahmut Aksu, “Yaz kış buradayız, günlük ortalama 200 tabak satarız. Bayram tatili 9 gün olunca otomatik olarak 3 kat satışlarımız arttı. İstanbul buraya akıyor. Vatandaş bir restoranda en az 15 lira vermek yerine burada 2.5 liraya ucuza karnını doyurur” diyor. İnanıyouz.
Bizim işin de mafyası var hem de ne mafya
Belediye'den kendilerine yer istediklerini ama olumsuz yanıt aldıklarını anlatan Serdar Ç. “Bu bayram 5 bin lira geçti elimize. Bizi çok kazanıyor gibi görmeyin, burada en az 8 saat ayakta bekleriz, gün gelir biri arkasına adam alıp senin yerini gasp etmeye çalışır. Bizim işin de mafyası var. Hem de ne mafya!” cevabıyla bizim ekonomi haberini istihbarata doğru çeviriyor. Son ayların modası selfie (özçekim) ise seyyar satıcılık piyasasına ilaç gibi gelmiş. Merter, Zeytinburnu, Yenibosna bölgesindeki toptancılardan alınan, Çin malı ürünlerin alışı 3, seyyar fiyatı ise 15 lira. 6 saatte 20'den fazla sattıklarını dile getiren satıcıların günlük kazancı ise 200 liradan fazla.
İstanbul göç etse ne olur?
Taksim'de Emine Y. turistlere selfie çubuğu yetiştiremediğini anlatıyor. bu piyasada karşımıza nadiren kadın satıcılar çıktığı için hemen sohbete başlıyoruz. “Taksim'e gelen resim çekmek istiyor. Günde 30'dan fazla selfie çubuğu sattık” diyor. 'Bayram'da İstanbul ıssızlaşır işlerinizi etkilemiyor mu?' diye sorunca aldığımız cevaba şaşırmıyoruz: “15 milyonluk şehrin yarısı göç etse, kalan yarısı sokağa çıkmasa, sadece 100 bini buraya gelse, 'Allah bereket versin' derim.”
Çimende leblebi tozu
İstanbul boş, beklenen yağmur yağmamış hava hoş, erken kalkmışız ruhumuz mayhoş. Bu satırlara önceden konuk olan arkadaşları ziyaret etmiş, bayram özel yayını yapmışız. Yetmezmiş gibi Kabataş'ta elimizde köfte ekmek, yanında pilav. Kız kaçıran, leblebi tozu ve çatapat da zulada. Uzanıyoruz çayıra çimene, sağa dönmüşüz sola dönesimiz yok. 2 yıl önce Serbest Piyasa'ya başlarken, koskoca günü beleşe, bir o kadar mutlu, bir bu kadar sana yakın geçireceğimizi söyleseler kim inanırdı? Bu arada, 'Kadir İnanır' cevabını veren arkadaş, gözüm üzerinde bundan sonra.
