Bebeğiyle duruşmaya giren avukat Feyza Altun 'Kadının Fenni'ni yazdı

Bebeğiyle duruşmaya giren avukat Feyza Altun 'Kadının Fenni'ni yazdı

7 aylık bebeğiyle duruşmaya girerek bir ilke imza atan kadın hakları savunucusu Avukat Feyza Altun ile yeni çıkan kitabı 'Kadının Fenni'ni konuştuk. Feminizmin erkekleri de erittiğini söyleyen Altun, "Erkek tuvaletlerinde neden alt değiştirme aparatı yok" diye soruyor.

Bırakacak yer bulamadığı için duruşmaya kucağında 7 aylık bebeğiyle girerek Türkiye’de bir ilke imza atan, ardından da çalışan annenin yaşadığı zorluklarla ilgili hazırladığı raporu Meclis’e taşıyan avukat Feyza Altun’un, geçtiğimiz günlerde kitabı çıktı. Altun “Kadının Fenni” isimli kitabında, hem kendi deneyimlerini, hem de toplumda kadın olarak yaşamanın zorluklarını tanık olduğu adli vakalar eşliğinde kaleme aldı. Kendini bir aktivist olarak tanımlayan genç avukat, kitabın serüvenini ve çözüm önerilerini Karar.com’a anlattı. 

15-09/09/20150909_123426-1-1441807311Avukat Feyza Altun'un kitabı Kadının Fenni raflardaki yerini aldı.

Kitabınızda en dikkat çeken bölümlerden biri ‘Feminizm ne değildir’ bölümü. Siz feminist misiniz?

Evet feministim. Ama Türkiye’de genel olarak bilindiği anlamıyla değil. Bizde feminizm cadalozluk, şirretlik, çok konuşmak ve erkek düşmanlığı gibi algılanıyor. Oysa ki feminizmin de fraksiyonları var ve ben kadın haklarını savunma noktasında duruyorum. Bu açıdan bir erkek de feminist olabilir. Kaldı ki ben erkeklerin de bu sistem içerisinde tıpkı kadınlar gibi eriyip gittiğini düşünüyorum. Kadınlar kadar erkeklere de dayatılan bir sürü şey var. Türkiye’de feminizm her zaman alay edilen bir şey oldu. Bu algının bilinçli yaratıldığını düşünüyorum. Bu algı sayesinde ne zaman hakkınızı savunacak olsanız rahatlıkla susturulabiliyorsunuz çünkü. Ve söylemeniz gerekenlerden uzaklaştırılıyorsunuz. Bana evli ve çocuklu olduğum için feministliği çok konduramıyorlar. Bu nedenle söyleyeceklerimi daha rahat söyleyebiliyorum. Gerçi buna rağmen sosyal medyada bana da hakaret edenler oluyor. 

Bu ne yaa diye tepki verenler oldu

Çocuğunuzu duruşmaya eylem olsun diye mi götürdünüz yoksa öyle gerektiği için mi?

Oğlum 15 aylık, o zaman 7 aylıktı. Annem çalışıyor, bakacak kimse yoktu. Adliyedeki kreş de 3 yaş altındaki çocukları kabul etmiyor. Duruşmaya girmek zorundaydım. Ben de girdim. Zaten o sıralar çok tepkiseldim. Çocukla beraber yaşam alanım olmadığı için. Bir an karar verdim, cübbemi giyip oğlumu kucağıma alıp girdim duruşmaya. 

Nasıl tepkiler aldınız?

Bu ne yaa diye kabaca tepki gösterenler de oldu, olumlu tepki verenler de. Genelde olumlu tepkiler aldım. Ama yaptığım şey işe yaradı. Şimdi başsavcılık ve İstanbul barosu görüşme halinde. Adliye bünyesinde kısa süreli bakım verecek bir kreş hazırlığı içindeler. Mesela adliyede bir saat işiniz varsa artık çocuğunuzu orada bir saatliğine kreşe bırakabileceksiniz. Emzirme odaları da açıldı yeni yeni. Ayrıca Anadolu’nun pek çok yerindeki adliyelere alt değiştirme, emzirme ve çocuk bakım odaları açılıyor son aylarda. Bana sosyal medyadan yazıyorlar, çok mutlu oluyorum. Kitlesel bir harekete dönüştü konu. Hatta bazı işyerlerine kreşler de açılmaya başlanmış. Adliyede mübaşire ‘süt sağıp geleceğim, sıramı bekletir misiniz’ diyen avukat arkadaşlar da oluyor yeni yeni. Bunları görmek çok güzel.

15-09/09/screenshot_2015-09-09-16-57-23-1

İş yerlerinde 150 kadın sınırı kaldırılmalı

Sanıyorum çalışan kadın için en hayati konulardan biri iş yerinde kreş olması. Ama böyle işyeri çok az öyle değil mi?

Bu gidişle genç nüfusumuz azalacak gitgide. Yasal olarak eğer bir iş yerinde 150’den fazla kadın çalışıyorsa ancak o zaman kreş açılıyor. 149 kadın olsa açılmayacak yani. Bu nasıl bir mantıktır. Kadın tek başına mı yapıyor bu çocuğu. Neden işyerindeki baba sayısı da dikkate alınmıyor. Bir baba çocuğunu götüremez mi çalıştığı yerdeki kreşe. Henüz erkek tuvaletlerinde alt değiştirme aparatı bile yok. Sanki baba çocuğuyla birlikte gezemez ve alt değiştirmeye ihtiyaç duyamaz.  Bir de işyerinde kreş açmakla ilgili yasal düzenlemeler çok ağır. İşveren bu maddi yük ve sorumluluk altına girmekten kaçınıyor. Teşvik edici yasalar çıkarılmalı. Mesela şimdi bir yasayla kreş açana gelir vergisi indirimi yapılması kararlaştırıldı. Bu çok önemli bir gelişme. Kadınların hak talepleri siyaset üstü bir konudur. Kadınlar siyasi ve ideolojik farklılıkları bir kenara bırakarak haklarını talep etmelidir. 

İş yeri haricinde mahallelerde de ücretsiz kreşler açılabileceğini yazmışsınız…

Evet, pekala bir ev hanımı da birkaç saatliğine çocuğunu mahalle kreşine bırakma ihtiyacını duyabilir. Ev kadını olmak eğer deşarj edecek bir şeyler yoksa anne için çok daha ağır bir süreç ayrıca. Ben en zor zamanlarımı evde kaldığım ilk aylar yaşadım. Çocuğu kendime bağlayıp ev işi yaptığımı biliyorum. Ev hanımları da iş yapıyor ama para ve saygı kazanmıyor. Psikolojik olarak daha çok zorlandıklarını düşünüyorum. Bu yüzden kitabımda da ev hanımlarının mutlaka hobilere yönelmesi gerektiğini yazdım. Ben çalışıyor olmama rağmen yine de hobilerimi bırakmıyorum. Akşam Ali Yiğit’i uyuttuktan sonra radyomu açar ya dikiş diker ya da örgü örerim.

15-09/09/screenshot_2015-09-09-16-56-14-1

Çocuk karı-koca arasında bir ayraç

Erkekler de kadın çalışsa da çalışmasa da çocuğun yükünü çok fazla alamıyor annenin omuzlarından değil mi?

Benim eşim sağ olsun bana çok yardımcı ama her erkek öyle değil. Kafası atınca evden kapıyı vurup çıkan erkekler var. Kadın tüm yükle tek başına kalakalıyor. Zaten çocuk olduktan sonra karı ve koca arasına bir sürü sorun giriyor. Bir kere kadının fizyolojisi ve hormonları değişiyor. Artık aynı kadın olmuyor. Kadında psikolojik dalgalanmalar başlıyor, bu da herşeye yansıyor. Çocuk karı koca arasında bir ayraç görevi görüyor. bir sınav gibi. O ana kadar aralarında farkedemedikleri ne kadar farklılık varsa çocuktan sonra hepsi su yüzüne çıkıyor. Eskiden bana aşk notları yazan eşim şimdi arka odadan ‘çocuğun altını aldın mı’ diye bağırıyor. Boşanmaların pek çoğu da çocuk olduktan sonra gerçekleşiyor. Hatta bazı ilişkilerde boşanma çocuktan sonra kaçınılmaz hale geliyor. 

Çocukla duruşmaya girmenize eşiniz ne tepki vermişti?

Beni yakından tanıyan kimse bu yaptığıma şaşırmadı. Ben onaylanma bekleyen biri olmadım hiç bir zaman. Doğru bildiğim neyse onu yaparım. Hiç de gocunmam. 

Kadın hakimler de erkek gibi düşünüyor

Kitabın adı neden kadının fendi değil de kadının fenni?

Kadının fendi demek kadının hilesi demektir. Bu yüzden bu tabir hoşuma gitmiyor. Kadının fenni ise, kadının zor bir işin üstesinden gelmiş olduğu anlamında. Bu nedenle kadının fenni diyorum ben.

Peki bir hukukçu olarak, kadına şiddet davalarında kadın hakimlerin sayıca arttırılması gerektiğini düşünenlerden misiniz?

Malesef kadın hakim kadın açısından düşünecek diye bir şey yok. Kadın hakimler de en az 15-20 yıldır erkek egemen bir sistemde bu işi yaptıkları için fikren erkekleşmiş oluyorlar. Erkeklerden daha farklı düşünmüyorlar.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN