Avrupa Birliği'nin (AB) nüfusu, 2021'de koronavirüs pandemisinin etkisiyle yaşanan düşüşün ardından son 4 yıldır istikrarlı bir şekilde artışını sürdürüyor.
2024 başında 449,3 milyon olan AB nüfusu, 2025 itibarıyla 450,4 milyona ulaştı.
Bu artış, özellikle Birliğin demografik yapısı ve işgücü dinamikleri açısından önemli bir gösterge olarak kabul ediliyor.
Avrupa Birliği'nin demografik geleceği hakkında daha fazla bilgiye Eurostat'ın resmi internet sitesinden ulaşabilirsiniz.
EN KALABALIK ÜLKELER SIRALAMASI
Eurostat verilerine göre, Almanya, 83,6 milyonluk nüfusuyla AB'nin en kalabalık ülkesi olma özelliğini koruyor.
Almanya'yı 68,6 milyon nüfusla Fransa takip ederken, 58,9 milyonla İtalya üçüncü sırada yer alıyor.
Diğer önde gelen kalabalık ülkeler arasında 49,1 milyonla İspanya, 36,5 milyonla Polonya, 19 milyonla Romanya, 18 milyonla Hollanda ve 11,9 milyonla Belçika bulunuyor.
Bu ülkelerin nüfus yoğunlukları ve dağılımları, bölgesel kalkınma politikaları için de veri sağlıyor.
EN AZ NÜFUSLU AB ÜYELERİ
AB içindeki nüfus yoğunluğu en düşük ülkeler ise dikkat çekiyor.
Malta, 574 bin kişilik nüfusuyla AB'nin en az nüfuslu üyesi konumunda bulunurken, onu 681 binle Lüksemburg izliyor.
Bu küçük ölçekli ülkeler, demografik yapıları ve sosyo-ekonomik dinamikleri açısından diğer büyük AB ülkelerinden farklılık gösteriyor.
GÖÇÜN NÜFUS ARTIŞINA ETKİSİ
AB nüfusundaki bu son artışın temel nedenlerinden biri, COVID-19 salgını sonrası dönemde artan göç hareketleri olarak belirtiliyor.
Sınırların yeniden açılması ve ekonomik toparlanmayla birlikte, özellikle işgücü ihtiyacı olan sektörlerdeki göçmen akını, Birliğin nüfus artışına önemli katkı sağladı.
Bu durum, AB'nin göç politikalarının gelecekteki nüfus dinamikleri üzerindeki etkisini bir kez daha gözler önüne seriyor.
TÜRKİYE'DEKİ NÜFUS DURUMU
Söz konusu dönemde, Türkiye'nin toplam nüfusu 85 milyon 664 bin 994 olarak kaydedildi.
Türkiye'nin nüfus yapısı ve demografik eğilimleri, Avrupa Birliği'nin genel nüfus hareketlerinden farklılık göstermekle birlikte, bölgedeki demografik değişimlerin önemli bir parçası olarak değerlendiriliyor.
