Süveyda’da Dürziler ile Bedevi Arap kabileler arasında yaşanan çatışmalara İsrail’in müdahil olarak Şam’ı bombalaması Suriye’de bölünme ve yeni iç savaş korkusunu geri getirdi. ABD ile krizin yatışmasını sağlayan Ankara kuzey Suriye’deki belirsiz duruma da dikkat çekip bölünmeye karşı ‘Müdahale ederiz’ uyarısı yaptı. Tel Aviv’in bölgeyi istikrarsızlaştırma politikalarına tepki gösteren Cumhurbaşkanı da ‘Gerilimin tamamı tedbir almamızı gerektirmektedir’ dedi. MSB’nin ‘Şam bizden yardım istedi’ açıklaması ise Türkiye’nin Şara yönetimi için alarmda olduğunu gösterdi.
ŞARA'YA SUİKASTI TÜRKİYE ÖNLEDİ
Suriye'nin Süveyda kentinde Arap Bedeviler ile İsrail destekli Dürziler arasında başlayan ve geçici Şam yönetiminin HTŞ güçlerini bölgeye konuşlandırmasıyla devam eden gerilim Türkiye'nin de desteğiyle şimdilik son buldu. Hedefin rejimi değiştirmek olduğu İsrail Güvenlik Bakanının, ‘Şara'ya suikast’ çağrısıyla ortaya çıktı. İsrail basını da üç kez suikast girişimi düzenlenen Şara'nın Türk güvenlik birimlerinin müdahalesiyle kurtulduğunu yazdı.
ŞAM YÖNETİMİ RESMEN DESTEK İSTEDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Süveyda'daki gerilim sonrası "Şara'yı yalnız bırakmayacağız” dedi. Ardından Bakan Fidan'ın hem İsrail'e hem de Suriye'deki yerel güçlere yönelik "Doğrudan müdahale ederiz" sözleri dikkat çekti. Kritik açıklamalar sonrası bu kez MSB kaynakları, Şam yönetiminin terör örgütleriyle mücadele için Türkiye'den resmen destek istediğini duyurdu. "Suriye’nin savunma kapasitesini artırmaya yönelik çalışmalarımız devam etmektedir"denildi.

ANKARA AHMET ŞARA’YA YARDIM İÇİN TEYAKKUZDA
Suriye’nin güneyinde Ürdün sınırında bulunan Süveyda’da 13 Temmuz’da Dürzi milisler ile bedevi Arap kabileler arasında yaşanan çatışma kısa süre içinde Şam’I da içine alarak büyüdü. Golan’daki hakimiyetini artırmak isteyen İsrail, Dürzilere destek adı altında önce bedevi milisleri bombaladı. Ardından Şam’da Cumhurbaşkanlığı binası ve Genelkurmay Karargahı dahil onlarca yere hava saldırısı düzenledi. Dara’ya bomba yağdırdı. Süveyda’daki karışıklığa Karşı Şam yönetiminin gönderdiği güçleri yolda vurdu. Yaşananlar ‘Suriye tekrar iç savaşa mı sürükleniyor?’ sorularını beraberinde getirirken Dürzilerin, sahil kesimindeki Alevilerin ve kuzeydeki Kürtlerin talepleri yeniden gündeme geldi. Oluşan tablo ülkenin bülünebileceği senaryolarını tekrar tartışmaya açtı.
UYARIYORUZ MÜDAHALE EDERİZ
Tartışmalar sürerken ve iddialar ortaya saçılırken Ankara sert mesaj verdi. Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan ilk açıklamada Şam yönetiminin yardım talebi durumunda Türkiye’nin müdahele edebileceği belirtildi. Buna ilişkin bir kaç gün hükümetten somut bir açıklık getirilmezken ilk çıkış Dışişlleri Bakanı Hakan Fidan’dan geldi. Fidan, El Salvador Dışişleri Bakanı Alexandra Hill ile ortak basın toplantısında İsrail’in Suriye’deki hedefinin istikrarsızlık olduğunu belirtti. Dürzi isyancı El Hicri’nin Tel Aviv güdümünde hareket ettiğini söyleyen Fidan, YPG’yi ve Suriye’deki İsrail güdümlü ayrılıkçı gruplara “Kaostan bağımsızlık çıkarmak isteyenler var. Zaman entegre olma zamanıdır. Uyarıyoruz hiçbir grup Suriye’yi parçalamaya girişmesin. Müdahale ederiz” uyarısında bulundu.
DOĞRUDAN TEHDİT SAYARIZ
Fidan şöyle devam etti: “İsrail, bunun zıddına kendi bölgesini gittikçe güçsüzleştirip kaosta tutmaya çalışan bir politika izliyor. Suriye’de son olan gelişmeler de bunun bir yansımasıdır. Hiçbir grup parçalamaya yönelik hareket içine geçmesin. Diplomasi yoluyla konuşacağımız çok şey var. Her şey konuşulur.
Konuşuluyor da bütün gruplarla, bütün unsurlarla. Ama bunun ötesine geçerek, şiddet kullanarak bölmeye ve istikrarsızlaştırmaya doğru giderseniz, biz bunu kendi milli güvenliğimize yönelik doğrudan tehdit olarak algılar ve müdahale ederiz. Bölünme dışında ne konuşuyorsanız konuşun. Ne talepleriniz varsa yapın. Biz bu konuda nasıl yardımcı olacaksak olalım ama bunun ötesine geçtiğiniz zaman biz kendimizi tehdit altında tutmayız.”
TEDBİR ALIRIZ MÜDAHİL OLURUZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan da Fidan’ın ardından sert Suriye mesajlar verdi. İstanbul’da düzenlenen 17’nci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nın (IDEF 2025) açılışında konuşan Erdoğan “Gazze’de 22 aydır katmerlenerek devam eden soykırımın, İsrail’in coğrafyamızı istikrarsızlaştırmaya dönük saldırılarının, Rusya ile Ukrayna arasında 3.5 yılı geride bırakan savaşın, Güney Asya’dan Kuzey Afrika’ya, Balkanlar’dan Güney Kafkasya’ya kadar geniş bir bölgede nükseden sıcak gerilimlerin tamamı bir şekilde bizi ilgilendirmekte, tedbir almamızı, müdahil olmamızı gerektirmektedir. Etrafımız ateş çemberiyle kuşatılmış derken, hamaset olsun diye söylemiyoruz. Aksine, her gün yaşadığımız bir gerçeği ifade ediyoruz. Gazze’de insani yardım malzemesi girişine izin verilmediği için açlıktan bir deri bir kemik kalmış çocukların derdi, bizim derdimizdir. 13.5 yıllık zulmün ardından 8 Aralık devrimiyle umutların yeniden yeşerdiği Suriye’ye yönelik saldırılar, bizim sorunumuzdur. Karadeniz’in güvenliğini tehlikeye atan sıcak çatışmalar, aynı şekilde bizim için büyük bir endişe kaynağıdır. Libya’dan Sudan’a, Pakistan’dan Afganistan’a nerede bir sıkıntı, çatışma, istikrarsızlık varsa, tamamı ülkemiz için dikkatle takip edilmesi gereken hassas konulardır” dedi.
ŞAM TÜRKİYE'DEN DESTEK İSTEDİ
MSB kaynakları, Suriye’nin yeni hükümetiyle yakın işbirliği içinde çalışıldığını belirterek “Suriye yönetimi tarafından, savunma kapasitesinin güçlendirilmesi ve başta DEAŞ olmak üzere tüm terör örgütleriyle mücadele kapsamında Türkiye’den resmi destek talep edilmiştir. Bu talep doğrultusunda, Suriye’nin savunma kapasitesini artırmaya yönelik eğitim, danışmanlık ve teknik destek sağlanması için çalışmalarımız devam etmektedir” vurgusu yapıldı. “Türkiye’nin öncelikli hedefi, Suriye’nin siyasi birliğini ve toprak bütünlüğünü desteklemek. SDG, Şam hükümetiyle yaptığı anlaşmaya uyduğunu somut olarak göstermek zorunda” ifadesini kullandı
