BBC News Online’ın Orta Doğu Editörü Raffi Berg’in, İsrail gizli servisi Mossad’a derin bir hayranlık duyduğunu söylediği eski bir video yeniden ortaya çıktı. Berg, Mossad’dan söz ederken bunun kendisini “son derece gururlandırdığını” ifade etti. Video, Berg’in İsrail yanlısı önyargı iddialarıyla karşı karşıya olduğu dönemde yeniden gündeme gelerek yeni tartışmalara yol açtı.
BBC’DE İSRAİL GERİLİMİ: NE OLMUŞTU?
Berg, Aralık 2024’te DropSite News’te yayımlanan “The BBC’s Civil War Over Gaza” başlıklı makalede kendisi hakkında yer alan iddialar nedeniyle gazeteci Owen Jones’a dava açmıştı. Jones’un makalesinde, BBC’nin Gazze’ye yönelik haberlerinde İsrail’in eylemlerinin küçümsendiği, eleştirel seslerin ise geri plana itildiği öne sürülmüştü. Haberde, 13 mevcut ve eski BBC çalışanının ifadelerine yer verilmiş; Berg’in haberlerde “İsrail yanlısı çerçeveyi agresif biçimde dayattığı”, Filistinli bakış açılarını marjinalleştirdiği ve farklı düşünen meslektaşlarını etkisizleştirdiği iddia edilmişti.
BBC EDİTÖRÜNE MOSSAD’DAN ÖVGÜ
Berg’in haber başlıkları ve Gazze içerikleri üzerinde “aşırı kontrol” kurduğu da ileri sürülmüştü. İddialar, kısa süre önce Mint Press News’in yayımladığı yeni bilgilerle daha da güçlendi. Haberde, Berg’in İsrail istihbarat kurumlarıyla yakın bağlara sahip olduğu, geçmişte CIA ile bağlantılı Dış Yayın Bilgi Servisi’nde (FBIS) çalıştığı ve Mossad operasyonlarını konu alan Red Sea Spies adlı kitabı Mossad ajanı Dani Limor’la birlikte yazdığı ortaya konuldu. Kitap, Mossad yöneticileri tarafından övülmüş ve İsrail istihbaratının bir başarı öyküsü olarak tanıtılmıştı.
‘JONES'E AÇILAN DAVA, BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE SALDIRIDIR’
Araştırmacı gazeteci Alan MacLeod’un aktardığına göre, Berg’in BBC ofisinde Mossad ve İsrail’e ait hatıra objeleri sergilediği, üst düzey İsrailli yetkililerden destek gördüğü belirtiliyor. Bu durum, BBC’nin Gazze’deki soykırım haberlerinde tarafsızlık iddiasını zayıflattığı gerekçesiyle eleştirildi. BBC ise Berg’in bağlantılarına ilişkin artan sorulara rağmen sessiz kaldı. Öte yandan, Berg’in açtığı dava birçok gözlemci tarafından ‘basın özgürlüğüne saldırı’ olarak değerlendirildi.
