Gıda israfı, küresel bir sorun olmaya devam ediyor. ABD Tarım Bakanlığı'nın verilerine göre, Amerika'da üretilen gıdanın üçte biri tüketilmeden atılıyor ve bu, yıllık 160 milyar dolarlık devasa bir ekonomik kayba yol açıyor. Bu soruna çözüm bulmak için yola çıkan Daily Table, gıda adaletsizliğine de ışık tutan, radikal ama son derece etkili bir iş modelini hayata geçirdi.
GÜVENLİK ÖN PLANDA: "SON KULLANMA TARİHİ BİTMİŞ, YENMEYECEK ANLAMINA GELMEZ"
Sözcü'nün haberine göre; Daily Table'ın temel felsefesi, son kullanma tarihi geçmiş olmanın, bir gıdanın yenmeyecek hale geldiği anlamına gelmediğidir. Ancak bu durum, kontrolsüz bir şekilde ürünlerin satıldığı anlamına gelmiyor. Marketin en büyük önceliği, sunduğu tüm ürünlerin güvenli olması.
Sıkı Kontroller: Raflardaki tüm paketli gıdalar ve taze ürünler, tüketime sunulmadan önce FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) yönergelerine uygun olarak detaylı mikrobiyolojik ve besinsel testlerden geçiriliyor.
Kalite Kontrol Süreci: İtalyan haber kaynağı Dissapore'un da altını çizdiği gibi, bu modelin sırrı, titiz bir seçim ve kalite kontrol sürecinde gizli. Bu sayede, besin değerini koruyan ve tüketilmesi tamamen güvenli olan ürünler, güvenle müşterilere ulaştırılıyor.
GIDA İSRAFI VE SOSYAL ADALET: İKİ KUŞ BİR TAŞLA
2015 yılında "Gıda seçimleri gelire değil, sağlığa dayalı olmalıdır" mottosuyla kurulan Daily Table, iki büyük küresel sorunu aynı anda çözme hedefiyle hareket ediyor:
Gıda İsrafını Azaltmak: Büyük perakende zincirlerinden ve üreticilerden bağış yoluyla veya çok düşük maliyetlerle temin edilen son kullanma tarihi yaklaşan veya geçmiş ürünler, çöpe gitmekten kurtarılıyor. Bu sayede devasa bir kaynak israfının önüne geçiliyor.
Sağlıklı Gıdaya Erişimi Artırmak: Gıdaların düşük maliyetle temin edilmesi, marketin de ürünlerini çok uygun fiyatlarla satmasını sağlıyor. Bu sayede, dar gelirli aileler ve maddi zorluk yaşayan bireyler, normalde ulaşamayacakları besleyici ve sağlıklı gıdalara kolayca erişebiliyor.
