Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, bu yıl BM Genel Kurulu’na farklı bir yöntemle katıldı. ABD vizesi alamayan Abbas, kürsüye çıkmak yerine video konferans yöntemiyle Genel Kurul üyelerine hitap etti.

“220 BİNDEN FAZLA FİLİSTİNLİ ÖLDÜRÜLDÜ YA DA YARALANDI”
Abbas, konuşmasında Gazze’de yaşanan insani krize dikkat çekti. Şu ifadeleri kullandı:
“Filistin halkımız, Gazze Şeridi'nde yaklaşık iki yıldır İsrail işgal güçleri tarafından yürütülen bir soykırım, yıkım, açlık ve yerinden etme savaşıyla karşı karşıya. Bu savaş sırasında, çoğunluğu savunmasız çocuk, kadın ve yaşlı olmak üzere iki yüz yirmi binden fazla Filistinli öldürüldü ve yaralandı. Yüz binlercesi yerinden edildi, gıda ve tıbbi malzemelerin girişi engellendi ve iki milyon Filistinli açlığa terk edildi.”
“SAVAŞ SUÇU VE İNSANLIĞA KARŞI SUÇ”
Abbas, Gazze’deki yıkımın boyutlarını aktararak, evlerin, okulların, hastanelerin, camilerin ve kiliselerin yüzde 80’inden fazlasının yok edildiğini söyledi. İsrail’in eylemlerini “belgelenmiş bir savaş suçu ve insanlığa karşı suç” olarak niteledi.
Batı Şeria’da yasa dışı yerleşimlerin genişletildiğini belirten Abbas, özellikle Kudüs’ü çevresinden koparan E1 inşaat planının uluslararası hukukun açık ihlali olduğunu söyledi. Ayrıca İsrail Başbakanı Netanyahu’nun “Büyük İsrail” planını kınadı ve “Bu tür yayılmacı planlara karşı kararlı bir müdahale gereklidir” dedi.

HAMAS’A ELEŞTİRİ: “FİLİSTİN HALKINI TEMSİL ETMİYOR”
Abbas, Hamas’ın 7 Ekim’de sivilleri hedef alan eylemlerini de eleştirdi:
“Hamas hareketinin İsrailli sivilleri hedef alan ve onları rehin alan eylemlerini reddediyoruz. Bu eylemler Filistin halkını ve onun özgürlük ve bağımsızlık için verdiği adil mücadelesini temsil etmemektedir.”
Abbas, Gazze’nin Filistin’in ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı ve Hamas’ın yönetimde rol almayacağını belirtti. Silahların Filistin Ulusal Yönetimi’ne devredilmesi gerektiğini ifade etti.
“BARIŞ ANLAŞMALARINA SADIK KALDIK”
1993’te imzalanan Oslo Anlaşması’na bağlı kaldıklarını söyleyen Abbas, İsrail’in ise bu anlaşmaları ihlal ettiğini belirtti:
“İsrail devletini tanıdık, ulusal tüzüğümüzü değiştirdik, şiddeti reddettik. Ancak İsrail imzalanan anlaşmalara uymadı.”
Abbas, Fransa ve Suudi Arabistan eş başkanlığında düzenlenen son konferansa atıfta bulunarak, Filistin devletinin tanınması çağrısını yineledi. Filistin’i tanıyan 149 ülkeye teşekkür etti, henüz tanımayan ülkelere ise bu adımı atma çağrısı yaptı.
Ayrıca, konferans sonuçlarını hatırlatarak şu talepleri sıraladı:
- Gazze’de savaşın kalıcı olarak durdurulması,
- UNRWA üzerinden koşulsuz insani yardımın ulaştırılması,
- Rehinelerin ve mahkumların serbest bırakılması,
- İsrail’in Gazze’den tamamen çekilmesi ve yerleşimlerin durdurulması,
- Gazze ve Batı Şeria’da yeniden inşa planlarının uygulanması,
- Vergi fonlarının serbest bırakılması ve ekonomik ablukanın kaldırılması,
- Bir yıl içinde seçimlerin yapılması ve demokratik bir Filistin devleti inşası.
“ADALET OLMADAN BARIŞ OLMAZ”
Konuşmasını, Filistin’in bağımsızlık hedefini vurgulayarak bitiren Abbas şu sözleri kullandı:
“Adalet sağlanmadan barış olmaz, Filistin özgürleşmeden adalet olmaz. Başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırlarında, bağımsız ve egemen bir devlette yaşamak istiyoruz. Filistin bizimdir ve Kudüs ebedi başkentimizdir.”
