Güney Afrika’nın İsrail’e açtığı dava: UAD’de “En güçlü soykırım dosyası”

Güney Afrika’nın İsrail’e açtığı dava: UAD’de “En güçlü soykırım dosyası”

Gazze’de insani felaket büyürken Güney Afrika’nın İsrail aleyhine açtığı dava, Uluslararası Adalet Divanı’na (UAD) şimdiye kadar sunulan en güçlü soykırım davası olarak nitelendiriliyor. Uluslararası hukuk uzmanı William Schabas, davanın emsal niteliği taşıdığına ve İsrail’e destek veren ülkelerin çifte standart uyguladığına dikkat çekiyor.

İsrail’in uzun süredir Filistin topraklarını uluslararası hukuka aykırı şekilde işgal ettiği belirtiliyor. 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de düzenlenen saldırılarda en az 64 bin 718 Filistinli yaşamını yitirdi, 163 bin 859 kişi yaralandı.

Sivillere yönelik saldırılar, insani yardıma getirilen engeller ve abluka nedeniyle bölgede açlık, susuzluk ve tıbbi malzeme yetersizliği büyük bir felakete yol açıyor. Yerinden edilen milyonlarca sivil, derme çatma barınaklarda salgın hastalık riskiyle karşı karşıya.

“İSRAİL AÇLIĞI SAVAŞ YÖNTEMİ OLARAK KULLANIYOR”

İngiltere’de Middlesex Üniversitesi Uluslararası Hukuk Profesörü William Schabas, İsrail’in eylemlerini AA’ya değerlendirdi. Schabas, İsrail’in Gazze, Batı Şeria, Doğu Kudüs ve diğer bölgelerdeki fiili varlığının yasa dışı olduğunu, sivillere yönelik orantısız saldırılar düzenlediğini ve açlığı savaş yöntemi olarak kullandığını vurguladı.

Schabas, bu durumun soykırım suçuna girdiğini ve ciddi insan hakları ihlalleri anlamına geldiğini kaydetti.

“UAD’YE SUNULAN EN GÜÇLÜ SOYKIRIM DAVASI”

Schabas, savaş suçlarının bireyler açısından Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (UCM) soruşturulduğunu, devlet sorumluluğunun ise Soykırım Sözleşmesi çerçevesinde UAD’de ele alındığını belirtti.

Güney Afrika’nın Aralık 2023’te İsrail’e karşı açtığı davanın önemine dikkat çeken Schabas, şunları söyledi:

“Soykırım Sözleşmesi’nin kabul edilmesinden bu yana 77 yıl geçti ve bugüne kadar UAD’de yaklaşık 20 soykırım davası açıldı. Bu, UAD’ye gelen tüm davaların yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyor. Güney Afrika’nın İsrail aleyhine açtığı dava, şimdiye kadar mahkemeye sunulan en güçlü soykırım davası.”

EMSAL DAVALAR VE FARKLILIKLAR

Bosna-Hersek ve Hırvatistan’ın Sırbistan’a açtığı davaların UAD açısından kritik referans olduğunu hatırlatan Schabas, 2007’de Srebrenitsa’da soykırım işlendiğinin tespit edildiğini ancak bu eylemlerin doğrudan Sırbistan’a atfedilmediğini belirtti.

Gazze davasının farklılığını şu sözlerle ifade etti:

“Ancak elbette, Güney Afrika ile İsrail arasındaki davada, İsrail’in soykırımı önlemesi mevzu bahis değildir. Çünkü İsrail aslında soykırım yapmakla suçlanmaktadır.”

ÇİFTE STANDART ELEŞTİRİSİ

Schabas, Soykırım Sözleşmesi’nin 3’üncü maddesine dikkat çekerek devletlerin yalnızca soykırım işlemekten değil, soykırıma ortak olmaktan da sorumlu olduğunu söyledi.

Nikaragua’nın Almanya’ya karşı açtığı davayı hatırlatan Schabas, İsrail’e destek veren ülkeleri eleştirdi:

“İsrail’e silah desteği ya da mali, siyasi ve diplomatik destek sağlayarak yardım eden ABD, Almanya ve diğer devletlerin İsrail’in ne yaptığını bildikleri konusunda hiçbir şüphem yok.”

Schabas, bu ülkelerin çifte standart uyguladığını belirtti:

“Eğer Myanmar’da soykırım yapılıyorsa o zaman elbette Gazze’de de soykırım yapılıyor. Ancak onlar çifte standart uyguladıkları için bunu inkar ediyorlar.”

“TRUMP SAVAŞ SUÇLARININ ORTAĞI OLMAKLA SUÇLANABİLİR”

ABD Başkanı Donald Trump’ın da savaş suçlarına yataklık etmekle suçlanabileceğini dile getiren Schabas, şunları söyledi:

“Teorik olarak, Trump’ı Gazze’de işlenen savaş suçlarının ortağı olmakla suçlayabilirler, çünkü o bu savaş suçlarını teşvik ediyor.”

Trump’ın UCM savcılarına ve yargıçlarına uyguladığı yaptırımların ise mahkemenin otoritesini kabul ettiğinin göstergesi olduğunu belirtti.

YAKALAMA KARARLARININ SEMBOLİK ETKİSİ

Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında çıkarılan yakalama emirlerinin sembolik kaldığını belirten Schabas, asıl etkinin Batılı liderler ve iş dünyası temsilcileri hakkında soruşturma açılmasıyla sağlanabileceğini söyledi.

Netanyahu’nun seyahatlerini de bu risk nedeniyle dikkatle planladığını aktardı:

“Netanyahu ABD’ye giderken uçağı direkt rota izlemiyor. Uçağı belirli ülkelerden uzak duruyor. Çünkü bu ülkelerin üzerinde uçması hoş karşılanmıyor ve acil bir durumda iniş yapmak zorunda kalırsa, o ülkeler tarafından tutuklanıp Lahey’e götürülecek.”

“HOLOKOST KURBANI BİR AİLEDEN GELİYORUM”

Kendisinin Holokost kurbanı Yahudi bir aileden geldiğini söyleyen Schabas, derin bir ahlaki sorunla karşı karşıya olduklarını vurguladı:

“Böylesine korkunç suçların kurbanı olan insanlar, nasıl olur da dönüp başkalarına aynı suçları işleyebilirler?”

Schabas, birçok Yahudi’nin İsrail’in işlediği savaş suçlarından rahatsız olduğunu belirterek şunları ekledi:

“Bizler, toprak çalan, insanları yaşadıkları yerden süren ve şimdi de onları öldüren bir projenin parçası olmak istemiyoruz.”

YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN