Bu sebze bir defa ekildikten sonra defalarca hasat edilmesiyle ün saldı. Bu özelliği ile çiftçilerin en sevdiği türlerden biri haline geldi. İşte detaylar…
60 günde 3 metreye ulaşan boyu, yüksek protein değeri ve düşük maliyetiyle dikkat çeken maralfalfa kaba yem bitkisi, hayvancılıkta yem krizine karşı umut oldu. Bafralı üretici Ahmet Yüksel'in öncülüğünde başlatılan proje, gençleri yeniden köye döndürmeyi ve kırmızı et üretiminde sürdürülebilirliği sağlamayı hedefliyor.
Samsun’un verimli topraklarıyla bilinen Bafra Ovası, tarım ve hayvancılıkta yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Bölgede ilk kez 30 dönüm alanda organik olarak ekilen ve sadece bir kez ekildikten sonra 10 ila 15 yıl boyunca defalarca hasat edilebilen maralfalfa bitkisi, hem üreticilerin yüzünü güldürüyor hem de sektörde heyecan yaratıyor.
YENİ UMUT: MARALFALFA BİTKİSİ KARADENİZ’DE TOPRAKLA BULUŞTU
Karadeniz Bölgesi’nde tarım ve hayvancılık faaliyetleri yeniden canlanıyor. Bafra Ovası’nda yetiştirilen maralfalfa bitkisi, sadece hayvancılıkta değil, kırsal kalkınmada da umut oldu. Ankara’dan doğduğu köye dönen Ahmet Yüksel’in 40 yıl aradan sonra başlattığı bu özel proje, bölgede ilk örnek olma özelliği taşıyor. Yüksel, 30 dekarlık alanda tamamen organik yöntemlerle maralfalfa ekimi gerçekleştirdi.
60 GÜNDE 3 METREYE ULAŞIYOR
Maralfalfa, ekiminden sadece 7 gün sonra topraktan filiz veriyor. 45. günde kardeşlenme yapan bu yem bitkisi, 60 gün gibi kısa bir sürede 3 metre boya ulaşıyor. Sadece bir kez ekilmesi yeterli olan maralfalfa, bakım koşullarına göre 10 ila 15 yıl boyunca her yıl 2-4 kez hasat edilebiliyor. Dekar başına 50 ila 80 ton verim sağlayabilen bu bitki, hayvancılıkta yem maliyetini ciddi oranda düşürüyor.
YÜKSEK PROTEİN, YÜKSEK VERİM
Hayvancılıkta sıkça kullanılan mısır silajına kıyasla çok daha besleyici olan maralfalfa, protein değeri açısından da fark yaratıyor. Mısır silajında protein değeri 6-8 aralığında seyrederken, maralfalfada bu oran 18-20 bandında. Yapılan araştırmalar, bu bitkiyi tüketen hayvanlarda et ve süt veriminin yüzde 30-35 oranında arttığını ortaya koyuyor.
GENÇLERİ KÖYE GERİ GETİREN PROJE
Projenin öncüsü Ahmet Yüksel, “Ankara’da yaşıyordum ama köyüme dönüp tarıma yatırım yapmaya karar verdim. Daha önce yem bezelyesi ve buğday ektim ama düşük fiyatlar nedeniyle zarar ettim. Maralfalfa ile sadece kendi çiftliğime değil, bölgeye örnek olmak istiyorum” diyerek girişimin ardındaki sosyal amacı da paylaştı. “Bu işi para kazanmak için değil, köyüme ve ülke ekonomisine katkı sağlamak için yapıyorum” diyen Yüksel, bölgedeki her köye maralfalfa çeliği dağıtmayı hedefliyor.
KIRSAL GÖÇE DUR DEMEK İÇİN BİR FIRSAT
Köylerde tarım yapanların yaş ortalamasının 55-58'e yükseldiğine dikkat çeken Yüksel, “Gençlerimizi tekrar köylerde tarıma yönlendirmezsek sonuçları ağır olacak. Her şeyi dövizle dışarıdan alamayız. Kendi yemimizi üretirsek kırmızı et fiyatlarını en azından frenleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
BAKANLIĞA DESTEK ÇAĞRISI
Ziraat Odası Başkanı Osman Tosuner ise bu tür yüksek proteinli bitkilerin desteklenmesi gerektiğini belirterek Tarım ve Orman Bakanlığı’na çağrıda bulundu. Tosuner, “Maralfalfa gibi stratejik ürünlerin çiftçilere hibe desteğiyle ulaştırılması gerekiyor. Bafra tarım ve hayvancılıkla var olmuştur. Bu destekler sayesinde halkımız doğduğu yerde kalabilir” şeklinde konuştu.
SONUÇ: MARALFALFA GELECEĞİN KABA YEMİ OLABİLİR
Samsun’un Bafra Ovası’nda başlayan bu girişim, sadece bir tarım projesi olmanın ötesinde, bölgesel kalkınma ve gıda güvenliği açısından da büyük önem taşıyor. Uzun ömürlü yapısı, yüksek verimi ve maliyet avantajıyla maralfalfa, Türkiye’nin hayvancılıkta dışa bağımlılığını azaltma yolunda güçlü bir alternatif olarak öne çıkıyor.