Üreticiler fiyat dalgalanmalarının bedelini vatandaşa fatura ediyor. Yurt içinde üretilen ürünler tüketiciye yüksek fiyattan satılırken yurt dışına ihracatta aynı ürün daha ucuza gitti. Söz konusu durum rakamlarla net olarak gözlendi. Bu yılın Ocak ayında üretici fiyat endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 27,20 artarken, aynı dönemde yurtdışı üretici fiyat endeksi yüzde 20,47 arttı.
MİNE AÇAR
Olası riskleri bahane ederek fiyatlara normalinden daha yüksek zam yapan üretici, yurtdışı üretici fiyat endeksiyle sobelendi. Belirli bir referans döneminde ülke ekonomisinde üretimi yapılan ve yurt dışına satışa konu olan ürünlerin üretici fiyatlarını zaman içinde karşılaştırarak fiyat değişimlerini gösteren bu endeks, 2025 yılı Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 20,47 arttı. Belirli bir referans döneminde ülke ekonomisinde üretimi yapılan ve yurt içine satışa konu olan ürünlerdeki fiyat değişimlerini gösteren yurt içi üretici fiyat endeksi ise aynı dönemde yüzde 27,20 artış gösterdi. TÜİK verilerine göre yurt dışı üretici fiyat endeksi bir önceki aya göre yüzde 2,01 ve on iki aylık ortalamalara göre de yüzde 38,26 arttı.
FARK 100 LİRADA 7,3 LİRA
Durumu daha iyi anlayabilmek için en basit hesaplama yöntemini kullandığımızda farkın her 100 liralık üründe 7 lira 27 kuruş cebimizden daha fazla çıktığına işaret ediyor. Bunun birçok parametresi var. Ancak son dönemdeki bozulmanın en önemli gerekçesi enflasyonla değişen fiyatlama davranışları. Bazı üreticiler her türlü girdi maliyetlerinin yükselmesini bahane ederek gıdadan tekstile ve mobilyadan beyaz eşyaya birçok ürünü içeride daha yüksek kar marjı ile sattı. Türkiye’de kur ve enflasyondaki seyrin fiyatlamalarda belirsizlik yaratmasıyla burada bozulan dengelerin tüketimi öne çekmesi gibi üretimde de fiyat artışlarını öne çekmesi bir diğer etken. Bazı üreticiler de bu unsurları göz önünde bulundurarak gelecekte yapılacak artışların ya da bir sonraki hammadde alımlarının yükselmesi beklentisiyle iç piyasada fiyatları daha yüksek tutma eğilimi içine girdiler. Tabi kabul edilebilir nedenler de yok değil. Örneğin ülkeler arasındaki vergi uygulamaları gibi. Türkiye’de ürün fiyatını artıran KDV ve ÖTV gibi verdiler yurtdışında daha düşük ve hiç olmayabiliyor. Ancak uzmanlar son dönemde açılan makasın en büyük nedeninin daha yüksek kar elde etme hırsından kaynaklandığını aktarıyor.
ENFLASYONU TETİKLİYOR
Uzmanlar bu durumun iç içe geçmiş bir sarmal olduğunu belirtiyor. Tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan söylemine atıf yapan uzmanlar, üreticilerin fiyat bozulması ve yüksek enflasyonu bahane ederek yükselttiği fiyatlarla içeride oluşan enflasyonu daha da yukarıya çektiklerini söylüyor. Yukarıya çıkan her fiyat bir sonraki satış fiyatını da yükselttiğinden pazarda ve manavda birer hafta ara ile artan gıda fiyatlarının böyle oluştuğuna vurgu yapıyor.
DENETİM ARTTIKÇA MAKAS AZALACAK
Bu durumla mücadele son dönemde etkin olmaya başladı. Haksız kazanç elde edenlere yönelik Ticaret Bakanlığı yoğun bir mesai harcıyor. Her gün birçok firma denetleniyor ve yapay zeka modelleri ile denetimlerde yapılan usulsüzler ortaya çıkartılıp firmalara yüklü miktarda cezalar kesiliyor. Vergi kaybının, kaçakçılığın, kayıt dışı ekonominin, fahiş fiyat uygulamalarının önlenmesi çerçevesinde Ticaret Bakanlığı Müfettişleri tarafından 2024 yılında gerçekleştirilen inceleme ve soruşturmalar neticesinde kesilen toplam ceza 91,6 milyar lira oldu. Rekabet Kurulu cezaları da yine haksız kazanç elde edip bunu bildirmeyen ve yüksek fiyatlarla ürün satan üreticilere göz açtırmıyor ve milyarlık cezalar kesiliyor.