İstanbul’da rezidans, site ve apartman aidatları, Profesyonel Tesis Yöneticileri Derneği’nin (PTYD) "Toplu Yaşam Alanlarında Aidat ve Yönetim-2025 Veri Analizi" çalışmasıyla detaylı bir şekilde incelendi. Çalışma, kent genelinde 21 bini aşkın site, apartman ve rezidansta, 1,5 milyondan fazla bağımsız bölümü kapsayan verilerin analiz edilmesiyle gerçekleştirildi. Analiz sonuçlarına göre, bazı lüks konutlarda aidat miktarı 62 bin lirayı geçerken, şehirde yüksek maliyetler nedeniyle "aidat göçü" yaşanıyor.
EN YÜKSEK AİDAT MERKEZİ İLÇELERDE
Hazırlanan rapora göre, İstanbul’da aidatların en yüksek olduğu ilçeler Beşiktaş, Beykoz, Sarıyer, Zeytinburnu ve Şişli olarak sıralandı. En düşük aidatların ödendiği ilçeler ise Adalar, Çatalca, Fatih, Arnavutköy ve Silivri oldu.
İlçeler bazında aylık ortalama yönetim giderleri şu şekilde belirlendi:
En Yüksek Aidat Ödenen İlçeler (Ortalama Aylık):
Beşiktaş: 13 bin 134 lira
Beykoz: 11 bin 340 lira
Sarıyer: 11 bin 214 lira
Zeytinburnu: 9 bin 788 lira
Şişli: 9 bin 24 lira
En Düşük Aidat Ödenen İlçeler (Ortalama Aylık):
Adalar: 645 lira
Çatalca: 1750 lira
Fatih: 1813 lira
Arnavutköy: 2 bin 71 lira
Silivri: 2 bin 832 lira
PTYD Yönetim Kurulu Başkanı Ozan Özen, merkez ilçelerde aidatların yüksek olmasının hem gayrimenkul ve kira değerlerinin yüksekliğinden hem de sunulan hizmet çeşitliliğinin fazlalığından kaynaklandığını ifade etti. Özen, bazı apartmanlarda aidatın 50 lira olduğunu, bu tip yerlerde çöplerin ev sahipleri tarafından atıldığını ve temizliğin ayda bir yapıldığını belirtti. Buna karşılık, günde üç kez çöp toplanan, oto yıkama ve teknik servis gibi imkanlar sunan rezidanslarda aidatların çok daha yüksek olduğunu ve İstanbul'da 62 bin lirayı aşan aidatların dahi görülebildiğini kaydetti.
YÜKSEK AİDATLAR "AİDAT GÖÇÜNÜ" TETİKLEDİ
Ozan Özen, aidatların binanın mimarisi, malik beklentileri, sunulan sosyal tesislerin çeşitliliği ve ortak kullanım alanlarının büyüklüğü gibi unsurlara göre değiştiğini vurguladı. Yüksek aidatların, merkezi ilçelerden çeperlere doğru bir göçü tetiklediğini belirten Özen, bu durumu "aidat göçü" olarak adlandırdı. Verilere göre bu göçün, Pendik ve Büyükçekmece gibi büyük şehrin sınırlarına doğru yoğunlaştığı gözlemleniyor. Özen, yaptıkları incelemede, İstanbul özelinde 2025 yılında 117 binden fazla dairede yaşayanın bu nedenle taşındığını ifade etti.
KEYFİ ARTIŞLARA KARŞI KANUN GELİYOR
Özen, sitelerdeki denetimi esas alan ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı öncülüğünde hazırlanan konut binalarında yönetim ve denetim hizmetlerine ilişkin kanun tasarısının yasallaşması durumunda, aidatlardaki yüksek orandaki keyfi artışların önüne geçileceğini düşündüklerini aktardı.
Kat mülkiyeti uzmanı avukat Şeref Kısacık ise aidatın asansör ve çatı bakımı, sosyal tesislerin işletilmesi, yeşil alan ve spor alanlarının bakımı, kafe, ofis ve personel maaşları gibi çeşitli kalemlerden oluştuğunu kaydetti. Bazı sitelerde aidata doğal gaz ve su gibi merkezi sistem giderlerinin de dahil edildiğini belirterek, sosyal tesis, personel sayısı ve enerji maliyetlerinin aidat seviyelerini doğrudan etkilediğini söyledi.
DAVA HAKKI VE ADİL YÖNETİM PLANI VURGUSU
Kısacık, aidatların makul belirlenmesi için binada yaşayanlarca yapılan genel kurula katılımın önemine değindi ve aidatın gerçekçi belirlenmesi sonrası iyi denetlenmesi gerektiğini vurguladı. Genel kurulun belirlediği aidatlara karşı bir ay içinde dava açılabileceğini, yönetim tarafından yıl içinde yapılan ek bütçe artışlarına ise kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz edilebildiğini hatırlattı.
Uzman, aidatlarda adaletin sağlanması için yönetim planının siteye özgü hazırlanması gerektiğini belirterek, "1+1 küçücük daire ile 300-500 metrekare villa, aynı personel giderini ödüyor. Yönetim planını adil yapmamız gerekir" ifadelerini kullandı. Ayrıca, bazı dükkan veya giriş katı bağımsız bölümlerin hiç yararlanmadığı halde asansör veya sosyal alan aidatına ortak edildiğini, bunun da yönetim planındaki eksikliklerden kaynaklandığını aktardı.
