Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, AK Parti'nin Kızılcahamam'da düzenlediği istişare toplantısında, Türkiye ekonomisinin en önemli sorunlarından biri olan fahiş kira ve konut fiyatları konusunu masaya yatırdı.
Bakan Şimşek, enflasyon üzerindeki en büyük baskının bu iki faktörden kaynaklandığını belirterek, çözümün konut arzını artırmaktan geçtiğini vurguladı.
Bakan Şimşek'in önerisi, özellikle dar gelirli vatandaşların konut sahibi olabilmesi için uzun vadeli finansman modellerinin hayata geçirilmesi yönünde oldu.
UZUN VADELİ KONUT KREDİLERİ GÜNDEMDE
Turkiyegazetesi'nde yer alan habere göre, Bakan Şimşek, mevcut durumda nüfusun yaklaşık yüzde 15'lik bir kesiminin konut edinme imkanının bulunmadığını ifade etti.
Bu durumun önüne geçmek için yeni konut edinme modellerinin geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Bakan Şimşek, şöyle konuştu:
"Enflasyon oranı yüzde 5 de olsa, konuttaki arz açığını kapatmadan, fiyatlar istenilen noktaya gelmez. Çünkü arz açığı var.
Bunu gidermek için, Türkiye'deki yüzde 15'lik kesimin konut sahibi olabilmeleri için yeni planlamalar olmalı.
Mesela daha uzun vadeli, gerekirse 30-40-50 yıllık vadelerde, bu kesimin konut sahibi olması sağlanmalı."
Bu öneri, konut piyasasındaki erişilebilirlik sorununa köklü bir çözüm getirmeyi hedefliyor.
ARZ AÇIĞI VE GÜÇLÜ TALEP FİYATLARI TETİKLİYOR
Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) tarafından yapılan araştırmalar, Türkiye'deki konut arz açığının boyutlarını gözler önüne seriyor.
Araştırmaya göre, Türkiye'de her yıl ortalama 500-550 bin yeni haneye ihtiyaç duyulurken, yıllık konut üretimi bu ihtiyacın sadece yaklaşık yarısını, yani 250-275 bin konutu karşılayabiliyor.
Bu durum, piyasada ciddi bir arz eksikliği yaratıyor.
Özellikle İstanbul özelinde, önümüzdeki 10 yıl içinde 1 milyon 220 bin yeni konuta ihtiyaç duyulacağı tahmin ediliyor.
Bu da yıllık ortalama 122 bin konut üretimi hedefini gerekli kılıyor.
İstanbul'un merkezi bölgelerinde son 5 yılda konut metrekare fiyatları yüzde 103 oranında artarak yaklaşık 3 bin 36 dolara yükseldi.
Bu artışın temel nedeni, arz eksikliğiyle birleşen güçlü talebin piyasa üzerindeki baskısı olarak belirtiliyor.
