Kur ve vergi baskısı kârlılığı bitirdi

Kur ve vergi baskısı kârlılığı bitirdi

Türkiye’deki demode vergi sistemi, yeni otomobil sahibi olmayı güç hale getiriyor. Artan kur ve vergi baskısıyla birlikte bayilerin de kârlılığı düşerken, sıfır araç satmaya da çok iştahlı olunmuyor. Doğan Trend Otomotiv Kağan Dağtekin “Mevcut üretimlerden Türkiye olarak yeterince faydalanamıyoruz. Bunun sebeplerinden birisi kur baskısıyla düşen kâr marjları. Avrupa Türkiye’ye kıyasla daha kârlı olduğu için buraya yeterince araç verilmiyor. Bayi yüzde 2,5 kazanıyor devlet yüzde 80” dedi.

ALİ YILDIRIM

Türkiye’de artık sadece otomobil almak değil satmak da sorun. Bir tarafta tedarik sorunları diğer tarafta ise kur ve vergi farkı tüketicilerin elini kolunu bağlamış durumda. Bu durumdan ne distribütörler ne de bayiler memnun. Karlılığın düştüğü ortamda artık sıfır araç satmanın çok anlamlı olmadığını anlatan bayi birlikleri bile kısa süre önce ikinci el araç satışlarına ağırlık verdiklerini paylaşmıştı. Kur ve vergi skalası böyle devam ettiği sürece zaten yeni bir otomobile sahip olmak işi sadece zenginlere yönelik olacak. Yeni Suzuki S-Cross lansmanında sorularımızı cevaplayan Doğan Trend Otomotiv CEO’su Kağan Dağtekin de kârlılığın her geçen gün düştüğünü söyledi. Dağtekin “Pandemi ve çip krizi sebebiyle dünyadaki otomotiv üretimi 15 milyon adet düşerek 90 milyondan 75 milyona geriledi. Ama mevcut üretimlerden Türkiye olarak yeterince faydalanamıyoruz. Bunun başlıca sebeplerinden birisi kur baskısıyla düşen kar marjları. Avrupa Türkiye’ye kıyasla daha karlı olduğu için buraya yeterince araç verilmiyor. Suzuki’nin Avrupa’daki pazar payıyla Türkiye’yi kıyaslayınca Avrupa’da yüzde 1,5’lar seviyesinde, biz yüzde 0,6’lardayız” dedi. Bir araçtan kötü zamanlarda yüzde 1,5 iyi zamanlarda ise yüzde 2,5 kazanıldığını paylaşan Dağtekin şöyle devam etti: “Çok Premium bir markaysan yüzde 3-4 kazanırsın en fazla. Aracı üreten yüzde 5-6 arasında satan yüzde 2,5 devlet ise yüzde 80 kazanıyor. Bu çok adil değil. Daha medeni bir ekonomik dengeye oturursa Türkiye, o zaman her şey değişir. Dolayısıyla tüm otomotivciler, yüksek hacim ama düşük kar marjlarıyla çalışıyor. Türkiye’de daha da baskı altında.”

Doğan Trend Otomobil Markaları Genel Müdür Yardımcısı Tibet Soysal ise artık otomobili yatırım aracı olarak görenlerin sayısının arttığını anlattı. Soysal “Bizim gözlemimiz o yönde. İlk aracı olarak alanların sayısı, ikinci, üçüncü aracı olarak alanların sayısına göre oran olarak azaldı. İkinci aracı olarak alan arttı. Bundan 5-6 sene önce şunu konuşuyorduk ‘Araç fiyatları 100 bin TL’yi geçti, şu aracı nasıl satacağız’ diyorduk. Şimdi 800 binliler üzeri konumlandırdığımız araç segmentine baktığımızda aslında 4x4, otomatik vitesli, çok uygun kalır, 800 bin TL’den bahsediyoruz. Gerçekten enflasyonist sistemde oraya geldik, insanların da algıları bu yönde. Doğal, uygun karşıladılar” yorumunu yaptı.

20kr04-manset-tibet-soysal-kagan-dagtekin-2.jpg

BAYİDE SIFIR YOK AMA GALERİLERDE VAR

Online satış konusunun Türkiye’de oturmadığını ifade eden Kağan Dağtekin “En çok online satıyorum diyen markada bile hepimiz biliyoruz ki gerçekten online gitmiyor. Nihai kullanıcı için galericileri, bu işin ticaretini yapanları bir kenara bırakırsak; arabayı kullanmak için alanların süreci onlineda da başlasa, hep bayide bitiyor. Aracı görmek istiyorlar. Aslında kaparo toplama mekanizmasına dönüştü ve biz kısa vadede bayilerden ziyade fırsatçı diyebileceğimiz kişilerin, araçları kapatıp alma eğilimini görünce, iletişimini yapmayı bıraktık. Teknik olarak açık ve iyi ki öyle yapmışız. Çünkü bazı markalarda online bayilerde araç yok ama galerilerde, internet sitelerinde sıfır yüzlerce araba var. Biz o başlangıç aşamasında daha iş bu kadar ayyuka çıkmadan, onu görüp, gazdan ayağımızı çektik” diye konuştu.

‘ARAÇ PARKIMIZ HIZLA YAŞLANIYOR’

Türkiye’nin 80 milyondan fazla nüfusa sahip olduğunu hatırlatan Kağan Dağtekin “Avrupa’nın hemen yamacında olan bir ülkeyiz. Bakınca Türkiye’nin potansiyeli zaten çok yüksek. Ayrıca Avrupa ile kıyasladığımızda araç parkımız yaşlanıyor. Son üç yıldır özellikle yaşlanma arttı. Çünkü 2018-2019’u hatırlarsınız; orada bir iki sene ritmik talepte daralma oldu. Ve orada biz; bir senelik satışı kaybettik. Şimdi içinde bulunduğumuz yıllara baktığımızda; 2020’de zaten kovid çıktı, ne olduğumuzu anlayamadık. 2021’de o ertelenmiş ya da gecikmiş talep, yatırım amaçlı alanlar, şu an her şey birbirine karışmış durumda” dedi.

BU ORTAMDA LÜKSE 1.6 MİLYON ÇOK MU?

Orta sınıf bir otomobilin 1 milyon barajını çoktan geçtiği bir ortamda lüks otomobillerin etiketleri düşük kaldı. 1.6 milyon liralık fiyatıyla dikkat çeken Mercedes-Benz C Serisi de bunlardan biri. Model lüks olmasına rağmen fiyat olarak, düşen alım gücü karşısında diğer etiketlerle kıyaslandığında lüks kategorisine girmiyor. Aracın ikinci el sıfırı bile 2.1 milyon lira.

Türkiye’de artık otomobile ulaşmanın maliyeti hemen hemen 1 milyon lira. Orta sınıf bir araç için biçilen bu bedel karşısında artık lüks araçların fiyatları da çok değil. Bugün orta sınıf bir C-SUV otomobile sahip olmak için 1 milyon liradan fazla bir bedel konuşulurken, lüks sedan segmentinde fiyatlar 1.5 milyon seviyelerinde. Bunlardan biri de Mercedes-Benz C Serisi. 1.6 milyon liralık fiyat etiketiyle dikkat çeken model, düşen alım gücünü bir kenara bırakırsak mevcut fiyatlar karşısında aslında oldukça iyi bir etikete sahip. Hatta sıfır ikinci ellerden bile daha ucuz. Bayi yok çekerken araç ikinci elde 2.1 milyonluk fiyat etiketiyle satılıyor.

Klasik tasarımlarıyla tanınan marka, yeni nesil modelleriyle önemli rakipleriyle artık her alanda mücadele edebilecek kadar iddialı hale geldi. Markanın bugüne kadar ürettiği en iddialı C Serisi olan yeni jenerasyon, markanın orta sınıftaki ağırlığını artırmasını sağladı. Türkiye’de en çok satılan Mercedes-Benz modeli olan C Serisi, bize C200 AMG 4Matic versiyonuyla konuk oldu. Yeni C Serisi, geriye doğru uzanan farları, geniş motor kaputu ve dev ızgarasıyla oldukça şık bir yüze sahip. Sportif tamponu ve krom ızgara çıtaları sürücüye aradığı prestiji sunmayı başarıyor. Aracın arkasında da devam eden bu tasarım, AMG pakete özel detaylarla son derece sportif bir görünüm sunuyor. 18 inçlik AMG imzalı alaşım jantlar da oldukça sportif. Aracın iç mekanı ise tek kelimeyle kaliteli. Yükseğe konumlandırılan büyük multimedya ekranı, altından başlayıp kol dayamaya kadar uzanan ahşap kaplama, renkli ambians aydınlatmaları, spor direksiyon ve dev gösterge ekranı bir Mercedes-Benz’de olduğunuzu anlatmaya yetiyor. Araçta görev yapan 1.5 litrelik benzinli ünite, turbo beslemeyle destekleniyor. Bu sayede motor 204 beygir güç ve 300 nm tork sunabiliyor. Gücünü 9 ileri otomatik şanzımanla 4 tekerleğe birden aktaran otomobil, araca dinamizm ve akıcılık katıyor. Bu kombinasyonla 0-100 km/s ivmelenmesini 7.1 saniyede tamamlayan otomobil, saatte 241 kilometrelik son süratiyle de iddialı. Ara hızlanmalarda da yeterince seri olan araç, keyifli bir sürüş vadediyor. Performansıyla beğenimizi kazanan motor, tüketim konusunda da fazla müsrif değil. Fabrika verilerine göre otomobilin ortalama tüketimi 6.6 litre. Bizim elde ettiğimiz 7.7 litrelik ortalama da yeterince iyi bir değer. Tatlı sert süspansiyonla donatılan otomobil, sunduğu konfor seviyesine göre oldukça iyi yol tutuyor. Zorlandığında bile elektronik sistemler aracın kaymasına veya izinden çıkmasına izin vermiyor.

20kr04-ikicni-haber.jpg

NİSSAN TÜRKİYE’DEN RENAULT’YA TRANSFER

Kısa bir süre önce Nissan Türkiye’de göreve başlayan Saadet Alpago, Renault Group Türkiye’nin Kurumsal İletişim Direktörü oldu. 1996 yılından bu yana çeşitli firmalarda önemli pozisyonlarda başarıyla görev alan Saadet Alpago, 27 Haziran itibarıyla Renault Group Türkiye’de Kurumsal İletişim Direktörü unvanıyla çalışmaya başlayacak. Bu atama ayrıca Alliance ittifakının yetenek transferi anlamında da büyük önem taşıyor. Renault Group Türkiye’nin, yeni mobilite ekosisteminin öncüsü olmak ve Türkiye’deki varlığını ve yatırımlarını güçlendirmek amacıyla oluşturduğu stratejisini tüm iş ortaklarıyla birlikte yürütmek ve duyurmak adına önemli bir role sahip olacak Saadet Alpago, gerekli tüm kurumsal ve medya iletişim faaliyetlerinden sorumlu olacak.

20kr04-kisa-1.jpg

BAYRAĞI UMUT KIR DEVRALDI

Nissan Türkiye Kurumsal İletişim Müdürü pozisyonuna otomotiv sektörünün duayen iletişim yöneticisi Umut Kır getirildi. Umut Kır, 01 Temmuz 2022 tarihinden itibaren yeni görevine başlayacak. 2021 yılından bu yana Nissan Türkiye Pazarlama İletişimi Müdürü olarak görev alan Umut Kır, gerçekleşen bu atama ile Nissan Türkiye’nin Kurumsal İletişimine yeni bir yön verecek. Bu üst düzey atama ile birlikte Kurumsal İletişim, Medya İlişkileri, İç İletişim gibi tüm iletişim faaliyetlerini yürütecek olan Umut Kır yeni pozisyonunda direkt olarak Nissan Türkiye Genel Müdürü Charbel Abi Ghanem’e raporlayacak. Ayrıca Nissan’ın elektrifikasyon stratejisi ve sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda Ambition 2030, EV 36Zero, Nissan Next, 2050 Sıfır Karbon konularında da stratejik iletişim yönetimini sürdürecek.

20kr04-kisa-2-nissan-umut-kir-dikey.jpg

HYUNDAİ IONIQ 5 İLE OTONOM SÜRÜŞE BAŞLADI

Hyundai Motor Grubu, yapay zeka destekli araç çağırma platformu ‘i.M.’yi işleten Koreli bir girişim Jin Mobility ile işbirliği yaparak Güney Kore’nin başkenti Seul’de 4. Seviye otonom sürüşlere başladı. Güney Kore Arazi, Altyapı ve Ulaştırma Bakanı Won Hee-Ryong ve Seul Belediye Başkanı Oh Se-Hoon ise RoboRide aracını test eden ilk müşteriler oldu. Seul’ün en kalabalık ve en gözde lokasyonlarından birisi olan Gangnam’da, en son teknoloji ürünü 4. seviye otonom sürüş teknolojisine sahip IONIQ 5 elektrikli araçlar kullanılıyor. RoboRide araç çağırma hizmetine pilotluk yapan bu araçlar, müşteriler tarafından çağırılarak şehir içi ulaşımda kullanılacak.

20kr04-kisa-3-hyundai-roboride-service-seoul-02.jpg

TRAFİKTEKİ BOMBALARA ŞASİ KONTROLÜ ÖNLEMİ

Türkiye araç parkında önemli bir yer işgal eden ağır hasar kayıtlı araçların yarattığı sorunlar için RS Oto Ekspertiz’den dikkat çekici bir çözüm geldi. Otomobillerin temelini oluşturan şasi, ağır hasar sonrasında dayanıklılığını kaybederek can ve mal güvenliğini tehlikeye atarken, ikinci el otomobillerde en önemli unsur şasinin doğru kontrolü için elle ve gözle yapılan tespitlerin yetersiz olduğuna dikkat çeken RS Otomotiv Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Ünaldı “İptidai yöntemlerle onarımı yapılmış, ağır hasar geçmişi olan bir otomobilin şasisini el ve göz yordamıyla kontrol etmek, doğru sonuçları vermiyor. Bugün trafiğe kayıtlı 25,5 milyon araçtan 2,5 milyonu ağır hasar geçmişine sahip ve bu araçları satın almadan önce rasyonel ve kapsamlı bir ekspertiz yapılması şart. Bu yüzden elektronik şasi kontrolünü devreye aldık” dedi.

20kr-04-kisa-4-rs-servis-ceosu-unal-unaldi-3.jpg

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN