Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Uzmanı İsa Karakaş'tan milyonlarca çalışanı yakından ilgilendiren 2026 asgari ücreti hakkında çarpıcı açıklamalar geldi. Karakaş, Türkiye gazetesindeki köşesinde kaleme aldığı yazısında, asgari ücretin belirleneceği komisyondaki mevcut tabloyu değerlendirerek, çalışanlar için kötü bir senaryo çizdi. 2025'te de asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığını hatırlatan Karakaş, 2026 için de tablonun değişmeyeceğini, hatta daha da vahimleşeceğini öne sürdü.

ASGARİ ÜCRET AÇLIK SINIRININ ALTINDA KALACAK
SGK Uzmanı İsa Karakaş'ın dikkat çektiği en önemli nokta, 2026 asgari ücret komisyonunda çalışanı temsil eden sendikaların etkisizliği ve masadaki dengesizlik oldu. Karakaş, asgari ücreti belirleyecek üçlü komisyonda iktidar ve işveren temsilcilerinin ağırlıkta olduğunu, çalışanın gerçek temsilcisi olacak hiçbir ismin bulunmadığını belirtti.
Bu şartlar altında, işçinin beklentilerinin karşılanmasının mümkün olmadığını vurgulayan Karakaş, "2026 asgari ücreti, işçinin cebine girecek ay için Türk-İş'in açıklayacağı açlık sınırının altında belirlenecek. İşveren ve hükûmet karşısında sendikaların hiçbir etkisi kalmayacak" ifadelerini kullandı. Karakaş'a göre, sendikaların masadan çekilip çekilmemesinin dahi sonucu değiştirmeyecek olması, mevcut yasal düzenlemelerden kaynaklanan yapısal bir sorunun göstergesi.
HAYAT MALİYETİYLE ASGARİ ÜCRET ARASINDA KORKUTAN UÇURUM
Karakaş, mevcut asgari ücretin, bir çalışanın insanca yaşam sürmesi için gereken maliyeti karşılamaktan çok uzak olduğunu, hatta temel gıda ihtiyacını dahi karşılayamayacağını rakamlarla ortaya koydu.
Türk-İş'in yayımladığı son verilere dikkat çeken SGK Uzmanı, Ekim ayı açlık sınırının 28.412 TL'yi aştığını hatırlattı. Yasal olarak asgari ücretin sadece gıdayı değil, konut, giyim, sağlık ve ulaşım gibi tüm iaşe ve ibate masraflarını da karşılaması gerektiği gerçeğinin altını çizdi.

GIDA SEPETİ BİLE ZOR DOLACAK ENDİŞESİ
Türk-İş'in Ekim ayı için hesapladığı bekâr bir işçinin "yaşama maliyetinin" 36.984 TL olduğunu belirten Karakaş, mevcut asgari ücretle bu maliyet arasındaki farkın tam 14.880 TL olduğunu, yani maaşın %41'i kadar bir eksiklik bulunduğunu ifade etti.
Dahası, bu rakamın sabit kalmayacağını, her ay enflasyona bağlı olarak artacağını söyleyen Karakaş, yeni asgari ücretin Şubat ayında işçinin cebine girdiği tarihte, bekâr bir işçinin yaşama maliyetinin 40.000 TL'lik rakamları çoktan aşmış olacağını öngördü.
Karakaş'ın en çarpıcı uyarısı ise şuydu: "Kısacası, asgari ücret değil bir bekâr işçi için gereken hayat maliyeti, açlık sınırının bile altında kalacak. Maalesef hayatın idamesi için zorunlu gıda sepeti bile zor dolacak!" Bu durumun, ülkedeki gelir dağılımı eşitsizliğini daha da derinleştireceğini ve çalışanların millî gelirden aldıkları payı azaltacağını da sözlerine ekledi.
"ASGARİ ÜCRETLİLER TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK SESSİZ ORDUSU"
Çalışanların yaklaşık %45'ine varan asgari ücretlilerin, Türkiye'nin en büyük "sessiz ordusu" haline geldiğini dile getiren Karakaş, mevcut yasal düzenlemelerin bu büyük kitleyi temsil etmediğini vurguladı. Komisyon üyelerinin hiçbirinin asgari ücretli istihdam etmediği gibi, asgari ücretlileri de temsil etmediği gerçeği, çözümün önündeki en büyük engel olarak gösterildi.
