Tarım bakanı merhemi personelden bekliyor

Tarım bakanı merhemi personelden bekliyor

Çiftçinin mahsulüne dünya fiyatı ortalaması altında fiyat verilirken, tarım politikasında sürekli yanlış kararlar alınıyor. Tarım politikaları tarafında da politikasız kalan bakanlık, merhemi personelde arıyor. Tarım Bakanı Pakdemirli, personele çağrıda bulunarak "Çiftçilerimizin, üreticilerimizin tarımsal kuraklıktan en az seviyede etkilenmesi yönünde çalışmalarınızı yoğunlaştırın" dedi.

Tarım politikasında Türkiye oldukça yanlış kararlar alıyor. Çiftçinin mahsulüne dünya ortalaması altında fiyat verilirken, ithalat aşamasında dünya ortalaması baz alınıyor. Bu yüzden çiftçinin mahsulü tarlada kalırken, ithalat sevgisi gün geçtikçe artıyor. Tarım politikaları tarafında da politikasız kalan bakanlık, merhemi personelde arıyor.

Bakanlık personelinden sık sık sahada, çiftçilerin yanında olmalarını ve salgın sürecinde tarımsal faaliyetlerin kesintiye uğramaması için süreci takip etmelerini isteyen Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, şunları kaydetti: "Çiftçilerimizin, üreticilerimizin tarımsal kuraklıktan en az seviyede etkilenmesi yönünde çalışmalarınızı yoğunlaştırın. Çiftçilere alternatif gelir getiren, ürünlerin katma değerini artıran projelerle bizlere gelin.

Tarımsal su kullanım planlaması yaparak gerekli tüm tedbirleri alacak çalışmaları yapın. Çalışma bölgenizde, yerel dinamikleri de hayata geçirerek ekilmedik bir karış toprak bile bırakmamalıyız. Üreticileri, doğru ve karlı üretime, verimli çeşitlere yönlendirelim. Demonstrasyonlar yaparak bu çeşitleri sahada çiftçimize gösterelim. İşlemeli tarıma elverişli olmayan eğimli tarım arazilerini üretime açmak konusunda çalışmalar yapalım. Hazine arazilerini üretime kazandırmak için her bir boş araziyi tespit ederek üretime kazandıralım.

Hububatta hasadın başladığı bu dönemde ilinizin bitkisel ürünlerinin rekoltelerinin takip edilmesi ve olası riskleri ve çözüm önerilerini ilgili birimlere bildirin. Hasat kayıplarını engelleyecek şekilde biçerdöver kontrollerinin etkin yapılmasını sağlayın. Çünkü bir danenin bile kaybına izin verilmemesi, bu yılın en önemli çalışmalarından bir tanesidir." Pakdemirli, halkın sağlığını tehlikeye sokan gıda üretim ve satış yerlerinin gözünün yaşına bakılmamasını da istedi.

"TÜRKİYE GENELİ İÇİN ÇÖZÜM BULUNMALI"

Kayıp-kaçak oranı ve atık su sorunlarını çözmeyen belediyelerin Devlet Su İşlerinden (DSİ) içme suyu yatırımına ilişkin talepte bulunmamalarının sağlanmasını isteyen Bekir Pakdemirli, "Tarımda kullanılan atık su oranı olan yüzde 3’ü, yüzde 10’a nasıl çıkarırız, çıkarmak için ne gerekli? Pilot illerde yapılan çalışmalar dışında Türkiye geneli için çözüm bulunmalı. Uygun olan DSİ taşınmazlarının satış ve benzeri yöntemlerle değerlendirilip yatırımlara ilave ödenek sağlanması hususunda çalışma yapılmalı” dedi. Pakdemirli, orman yangınları konusunda kamuoyunda “gerçek dışı algı operasyonları” yürütüldüğüne işaret ederek, “Sizlerin bu konuda kamuoyunu doğru bilgilendirmeniz şart. Bu sebeple yangında zarar gören yerlerde yapacağınız ormana dönüştürme faaliyetlerinizi topluma sunmanız, sosyal medya aracılığıyla duyurmanız büyük önem arz ediyor" diye konuştu.

"SAHA OLMANIZ GEREKİYOR"

Bu yıl etkisini göstermeye başlayan kuraklığın, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yerel olarak başladığını dile getiren Bekir Pakdemirli, şöyle devam etti: "Şu anki veriler bölgesel kuraklık yaşandığı yönünde. Geçen yıl bitkisel üretimde Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırsak da bu yıl kuraklık nedeniyle hububat üretimimizde geçen yıla göre bir miktar düşüş gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Anadolu’nun kaderi olan kuraklık ile yaptığımız etkin mücadele sayesinde bu yıl üretimde çok büyük bir kayıp yaşamadan sezonu tamamlamak için yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Ayrıca, sulamaya açılacak yeni tarım alanlarıyla birlikte kuraklığın etkisini de azaltmayı hedefliyoruz. Tabii bu hasat döneminde üreticimizin kuraklıktan en az seviyede etkilenmesi için sizlerin sahada, çiftçimizin yanında olması oldukça önemli. Kuraklıktan dolayı, olası hasar tespitlerini hızlıca yaparak Bakanlık Merkeze bildirmeniz, yapacağımız çalışmaların ve desteklerimizin etkinliğini daha da artıracaktır."

"FİYATLAR BAYRAM SONRASINDA AÇIKLANACAK"

Müdahale alımlarında üretici dostu politikalar yürüttüklerini ve bunu da müdahale kurumlarını zarar ettirmeden yaptıklarını belirten Bekir Pakdemirli "Bayram sonu, Sayın Cumhurbaşkanı’mız tarafından üreticilerimizi memnun edecek seviyede TMO alım fiyatları açıklanacak. Üreticilerimiz tarafından TMO’ya arz edilecek hububat ve bakliyat ürünlerinin tamamı TMO tarafından alınacaktır. Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da hububat ve bakliyat alımlarının sorunsuz ve başarılı bir şekilde yürütüleceği konusunda emin olarak yeni hasat ve alım döneminin memleketimiz, üreticilerimiz ve Bakanlığımız için hayırlı olmasını dilerim" dedi.

"150 BİN TON PATATES 32 BİN TON SOĞAN DAĞITILDI"

Ramazan ayının başında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla ihtiyaç sahibi vatandaşlara ulaştırılması için TMO’yu patates ve kuru soğan tedariki ve dağıtımı için görevlendirdiklerini anımsatan Bekir Pakdemirli "Başarıyla yürüttüğümüz bu çalışma ile yeni hasat dönemi öncesi üreticilerimizin ellerindeki ürünlerin israfını önledik ve bu ürünleri ihtiyaç sahibi ailelerimize dağıttık. Bugüne kadar 81 ilimizde toplam 150 bin ton patates ve 32 bin ton kuru soğanın dağıtımını gerçekleştirdik. Böylece, hem üreticimizin depolarındaki ürünlerin israf olmasını önlemiş olduk hem de gelecek sezonda üretim yapma isteklerini de güçlendirdik" diye konuştu.

"MAKAS BİR TÜRLÜ KAPANMIYOR"

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, nisan ayında üretici ve market fiyatları arasındaki farka dikkati çekerek, bu dönemde yeşil soğan ve maydanozun 3,7, kuru soğanın 3,5, ıspanağın 3,4, patates ve sütün 3,3 kat fazla fiyatla tüketiciye satıldığını bildirdi. Bayraktar, yazılı açıklamasında, üretici ve market fiyatlarında nisan ayı ve ramazan ayı ortası dönemine ilişkin verileri paylaştı. Üretici ve tüketici arasındaki makasın bir türlü kapanmadığına, nisanda üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yeşil soğan, maydanoz, kuru soğan, ıspanak, patates, süt ve pırasada yaşandığına işaret eden Bayraktar, “Nisan ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkında yeşil soğan ve maydanoz 3,7 kat, kuru soğan 3,5 kat, ıspanak 3,4 kat, patates ve süt 3,3 kat fazlayla tüketiciye satılmaktadır" ifadesini kullandı.

"PATATES TARLADA KALDI AMA FİYATI PATLADI"

Şemsi Bayraktar, nisanda markette en fazla fiyat artışının yüzde 45,51 ile patateste olduğuna dikkati çekerek, "Patatesteki fiyat artışını yüzde 31,18 ile kuru soğan, yüzde 18,79 ile karnabahar, yüzde 17,8 ile kuru üzüm, yüzde 17,43 ile nohut takip etti" bilgisini paylaştı. Geçen ay markette en fazla fiyat düşüşünün yüzde 20,66 ile lahanada görüldüğünü bildiren Bayraktar, bu ürünü yüzde 13,94 ile patlıcan, yüzde 11,48 ile yeşil soğan, yüzde 10,34 ile kuru incir, yüzde 4,57 ile sivri biber, yüzde 3,61 ile maydanoz, yüzde 2,20 ile yumurtanın takip ettiğini kaydetti.

"MALİYETLER DURMUYOR ÇİFTÇİ ZORDA"

Şemsi Bayraktar, üretim sezonunun başı itibarıyla ve son bir yılda, girdi fiyat artışlarının bazı tarımsal ürünlerin fiyatlarını yükselttiğine dikkati çekerek "Başta gübre olmak üzere, yem, elektrik, tarımsal ilaç fiyatları ve sulama ücretleri son bir yılda oldukça artmıştır. Nitekim üre gübresi fiyatları son bir yılda yüzde 94 artarken, DAP gübresi fiyatı aynı dönemde yüzde 95,8 arttı. Besi yeminde son bir yılda yüzde 34,5 artış olurken, süt yemindeki artış yüzde 40,4’ü buldu" ifadesini kullandı.

"SÖZLEŞMELİ ÜRETİM YAYGINLAŞTIRILMALI"

Girdi fiyatlarının yüksekliğinden dolayı üreticinin yeterince girdi kullanamayacağı için verimin düşeceği, üretimin azalacağı, maliyetlerin artacağı uyarısında bulunan Şemsi Bayraktar, şu değerlendirmede bulundu: "Üretici maliyetlerini düşürmeden insanımızın ucuz gıdaya ulaşması mümkün değildir. Gübre, elektrik, sulama ve ilaç gibi girdilerde indirime gidilmelidir. Bu yıl pandemi nedeniyle talepte yaşanan daralma sonucu patates ve kuru soğan fiyatlarında sert düşüşler yaşanmıştır. Üretimde istikrar için sözleşmeli üretim yaygınlaştırılmalı, ürün ihtisas havzaları ve piyasa düzenleyici kuruluşlar oluşturularak fiyatlarda istikrar sağlanmalı, üretim doğru yerde, doğru zamanda ve doğru miktarlarda ekonomik olarak iç ve dış talebe göre planlanmalıdır. Üretici örgütlenmesine önem verilmeli, üretim maliyetleri düşürülmeli tüm ilgili kurum ve kuruluşlar iş birliği içinde çalışmalıdır."

"HAZİNE GARANTİSİNE PARA VAR SU PROJELERİNE BÜTÇE YOK"

İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, Konya Ovası Projesi'ne ilişkin soru önergesi hazırladı. Yokuş, sorusunun Tarım Ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli tarafından yanıtlandırılmasını istedi. Yokuş "2005 yılında KOP için Maliye Bakanlığınca ödenek ayrılarak "Acil Eylem Planı" adıyla Konya Ovasına su getirilmesi planlanmıştır. 2007 yılında Konya Ovası Sulama Projesi kapsamında Göksu nehrinden Konya Ovasına getirilmesi planlanan AHI Kanalı projesinin temeli atılmıştır.

Mavi Tünel Barajı ve Hotamış Depolaması arasına yapılan 125 kilometrelik kanal ise anlamıyla bitirilememiştir. Bununla birlikte 2015 yılında bitirilmesi planlanan AHİ Kanalına 2017 yılından bu yana 125 kilometrelik kanala 3 defa deneme suyu bırakılmış, ancak her deneme suyunda kanalda çökmeler meydana gelmiş ve AHİ Kanalı’nın birçok yeri şimdiden sökülmeye başlamıştır. Yine proje doğrultusunda içme suyu gelmiş tarımda kullanılacak su hala gelmemiştir" diye konuştu. Garantili projelere ise bu süreçte para akışı sürdü. Silvan su projesi yıllarca sürdü yeni bitti. Şimdi ise Konya Ovası Projesi yıllardır devam ediyor.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN